19 Şubat 2019 12:24
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası, Manisa'da Çaldağı nikel
madeni projesinde kullanılacak 18 milyon ton sülfürik asitin zararı konusunda
uyardı.
Fotoğraf: Özer Akdemir/EVRENSEL
Manisa'nın Turgutlu İlçesi'nde Çaldağı nikel madeni
projesinde kullanılacak 18 milyon ton sülfürik asitin doğaya dönüşü olmayan
zararlar verecek. Madenin çıkarılıp saflaştırılmasında kullanılacak sülfürik
asitin doğayı mahvedeceğini vurgulayan TMMOB Kimya Mühendisleri Odası
Başkanı Dr. Ali Uğurlu, "Tarım alanlarıyla, su havzaları ve orman ile
çevrili bölge büyük zarar görerek ÇED`in uygulanması sonucu telafisi imkansız
zararlar ortaya çıkacaktır" dedi.
Manisa'nın Turgutlu İlçesi'nin Çampınar Köyünde,
Çaldağı Nikel Maden San.ve Tic. A.Ş. tarafından gerçekleştirilmesi planlanan
"Çaldağ Kompleks Madeni (Nikel-Kobalt-Demir) Proje Değişikliği ve Ek
Üniteleri Projesi'ne verilen ilk ÇED raporu iptal edilmiş, daha sonra verilen
ÇED raporu iptal davasında ise bilirkişinin iki kez madenin yapılamayacağı
kararına ve mahkeme başkanının da karşı oyuna rağmen yerel mahkeme ÇED`in
iptalini reddetmişti. Danıştay yerel mahkemenin kararını oy çokluğu ile
onadı.
Verilen kararı değerlendiren TMMOB Kimya Mühendisleri
Odası Başkanı Dr. Ali Uğurlu, madenin çıkarılıp saflaştırılmasında kullanılacak
18 milyon ton sülfürik asitin doğayı mahvedeceğini vurguladı.
"TÜM GEDİZ HAVZASI KİRLENECEK"
Uğurlu şunları söyledi; “Çaldağı‘da kurulması planlanan
maden - kimya fabrikasının sadece yakın çevresini değil tüm Gediz Vadisi‘ni,
başta ormanlar olmak üzere vadiyi sınırlayan dağlardaki tüm canlı yaşamı,
Menemen Ovası‘nı ve Foça Ovası‘nı hatta Manisa, İzmir ve İzmir körfezini geri
dönülmez şekilde kirleteceğini, bölge halkının geçim kaynağı olan tarım ve
hayvancılık faaliyetinin yapılabilmesi için suyun, tarım alanlarının ve
meraların korunması gerektiği, patlatma- kırma-eleme tesislerinden ortama
yayılan, eleme sırasında açığa çıkan, tesisin yapılacağı alanda depolanan
malzeme yığınlarından taşınan tozun, civar köylerin, tarlaların, evlerin
üstüne, ormanlık alana, tarım alanlarına ulaşacağı, ulaştığı her yerde
birikeceği, biriktiği her yeri etkileyerek rüzgarla yeniden taşınmaya devam
edeceği, bu tozun içinde bulunan elementlerin tüm canlı dokusunu tahrip
edeceği, civarda yaşayan insanlarda, hayvanlarda solunum yollarına, akciğerlere
yerleşerek kanın oksijen alımını önleyeceği, işletmedeki maden faaliyeti
nedeniyle orman varlığının zarar göreceği, yüzey ve yeraltı sularının
kirleneceği, maden sahasındaki proses kaynaklı asit sisinin, asitli su
zerreciklerinin, asit buharının ve toz emisyonlarının, yağmur suları ile
toprağa, yeraltı suyu akışı ile Gediz Nehrine ve Ege Denizine kadar ulaşacağı,
maden sahasının çevresinde yaşayan köylülerin sulama suyunu Gediz Nehri‘nden,
nehri besleyen derelerden ve bölgedeki pınarlardan karşıladığı, maden
işletmesindeki pasa depolamadan ve atık depolamadan gelecek arsenik başta olmak
üzere kayaçlarda bulunan diğer elementler ile dere ve yeraltı sularının sürekli
kirleneceği, yaşam için köylülere ve diğer canlılara sağlıklı su taşıyamaz hale
geleceği açıktır.”
BİLRİKİŞİNİN REDDETTİĞİ ÇED'İ, DANIŞTAY ONAYLADI
Dokuz kişilik uzman bilirkişi heyetinin yaptığı çalışmalar
sonucu ÇED raporunun yanlış ve yetersiz olduğu kararına ve mahkeme başkanının
da karşı oyuna rağmen Danıştay`ın böyle bir karara imza attığını ifade eden
Uğurlu; “ÇED raporunu onaylaması sonucu tarım alanlarıyla, su havzaları ve
orman ile çevrili bölge büyük zarar görerek ÇED`in uygulanması sonucu telafisi
imkansız zararlar ortaya çıkacaktır. Davanın başından beri takipçisi olan Kimya
Mühendisleri Odası ülkemiz, doğamız ve halkımız için davayı takip etmeye devam
ederek kamuoyunu bilgilendirecektir” dedi. (HABER MERKEZİ)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder