12 Mayıs 2019 Pazar

"Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu için adalet istiyoruz"



Ekoloji örgütleri, yaşam alanı savunucuları Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu'nun öldürülmesinin ikinci yılında adalet çağrısı yaptı.
 10 Mayıs 2019 13:03

Özer AKDEMİR
İzmir
Yaşam alanı savunucuları Ali Ulvi Büyüknohutçu ve Aysin Büyüknohutçu'nun Antalya Finike'de bir kiralık katil tarafından öldürülmesinin üzerinden iki yıl geçti. 9 Mayıs 2017 tarihinde gerçekleşen cinayetin üzerinden geçen sürede katil zanlısının cezaevinde şüpheli intiharı ve kendisine yardım ettiği ileri sürülen eşinin tahliye edilmesi, davanın üstünün kapatılması endişesini çoğalttı. Ekoloji örgütleri ve yaşam alanı savunucuları yaptıkları eylemler ve açıklamalarla cinayeti unutturmamakta kararlı olduklarını vurguladılar ve adalet talebini dile getirdiler. Öte yandan çiftin çocuklarının tehdit edildiğine dikkat çekildi.

EKOLOJİ BİRLİĞİ: BU PLANLI KATLİAM CEZASIZ MI KALACAK?
Ekoloji Birliği bileşenlerinin cinayetin ikinci yılında ülkenin değişik yerlerinde basın açıklamaları yaptı. Büyüknohutçu çiftinin doğayı ve yaşamı korumak için verdikleri mücadelenin anlatıldığı açıklamalarda cinayetlere giden sürece dair bilgiler yer aldı. Yargılamada tutuklu kimsenin kalmadığının belirtildiği basın açıklamasında şu görüşlere yer verildi:
"Adım adım üstü örtülmeye çalışılan bu cinayetler, yaşam savunucularına yönelik planlı katliamın cezasız bırakılacağı ihtimalini güçlendiriyor. Ancak bizler, Ali-Aysin Büyüknohutçu çiftinin yol arkadaşları olarak bu cinayetlerin arkasındaki güçlerin ortaya çıkarılması çabamızdan asla vazgeçmeyeceğiz."
"GÖZLERİNİ KIRPMADAN CİNAYET İŞLEYEBİLİYOR"
Doğayı ve yaşamı yağmalayanların egemen güçler tarafından kayırıldıklarını, korunup kollandıklarını belirten Ekoloji Birliği, rant uğruna yapılanlara yasal zemin hazırlandığını vurguladı.
Açıklamada, Büyüknohutçu cinayetleri ile bu güçlerin kendilerine karşı mücadele edenlere karşı ne denli acımasız olabileceklerinin ve gerekirse gözlerini kırpmadan insanları öldürebileceklerinin görüldüğünü ifade etti.
ALAKIR'A DİKKAT!
2005 yılında Karadeniz sahil yoluna karşı mücadele eden Avukat Cihan Eren’in öldürülmesini de hatırlatan Ekoloji Birliği, Alakır Vadisi’nin korunması için mücadele eden Birkan ve Tuğba çiftine yönelik HES şirketlerinin tehditlerine de dikkat çekti.
Büyüknohutçu çifti cinayeti dört nala kapatılmaya gidiyor


KUŞADASI'NDA TAŞ OCAĞININ ÖNÜNDE BASIN AÇIKLAMASI
Fotoğraf: Nazlı Deniz Kuruoğlu
Kuşadası Dilek Yarımadası Milli Parkı yakınındaki bir taşocağı önünde gerçekleştirilen basın açıklamasında Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu çifti anıldı.
Ekoloji Birliği ile ilgili kısa bir tanıtımın ardından hazırlanan ortak metni Söke Çep'ten Ali Makal okudu. "Ormanlar yaşamın sigortasıdır", "Ormanlar hepimizin onu koruyalım" dövizlerinin açıldığı basın açıklamasına Ekoloji Birliği bileşenleri Söke Çep, AYÇEP ve Kuşadası Çep'in yanı sıra TEMA ve Kuşadası Kent Konseyi'nden yaşam savunucuları katıldılar.

SAMSUN KOCADAĞ'DA EYLEM: MÜCADELEYİ HEPBİRLİKTE YÜKSELTECEĞİZ
Fotoğraf: SAMÇEP
Ekoloji Birliği bileşeni Samsun Çevre Platformu (SAMÇEP) da Ali-Aysin Büyüknohutçu çifti anması için Altınkum ilçesi Kocadağ Çamlıyazı köyü yakınındaki taş ocağının önünde bir basın açıklaması yaptı. Ekoloji Birliği Yürütme Kurulu üyesi ve SAMÇEP Dönem Sözcüsü Mehmet Özdağ tarafından okunan basın açıklamasında Samsun yerelindeki taş ocağı sorunlarına dikkat çekildi.
Samsunda 200’e yakın taş ocağı bulunduğunu ve bunların 20’sinin faal olduğunun tahmin edildiğini belirten Özdağ, "Kocadağ’da ise 6 adet ruhsatlı işletme mevcut. Kocadağ 2000’li yılların başlarına kadar ormanlık alanları ile Samsun’un oksijen deposu olarak biliniyordu. Şu anda taş ocaklarının yarattığı ekolojik yıkımla, açılan devasa çukurları, ağaçsız çorak tepeleri, ağır iş makinelerinin ve hafriyat kamyonlarının köstebek yuvasına çevirdiği yolları ve her an kaza riski taşıyan trafiğiyle yaşanmaz hale getirilen bir yer olmuştur" dedi.
Yasal kılıflarla korunan, siyaseten kollanan şirketlerin ise kendilerine karşı mücadele edenlere karşı ne denli acımasız olabileceklerinin Ali-Aysin cinayetleri ile görüldüğünü ifade eden Özdağ, "Sonuçta ekolojik yıkıma sebebiyet verenlerin tek tek kişiler ya da kurumlar olmadığının, bütün bunların kaynağının kapitalizmin kar hırsına bağlı olduğunun bilincindeyiz. Mücadelemizi hep birlikte yükseltmeye devam edeceğiz" diye konuştu.



KOS: ADALET İSTİYORUZ, MUTLAKA KAZANACAĞIZ

Fotoğraf: Kuzey Ormanları Savunması
Kuzey Ormanları Savunması (KOS) tarafından yapılan açıklamada da “Doğa için, Aysin ve Ali için adalet istiyoruz! Mutlaka alacağız!” denildi.
Dava sürecinin takipçisi olunduğu belirtilen açıklamada “Henüz aydınlatılamamış bu cinayetin azmettiricilerini hepimiz tanıyoruz. Bu uğurda yaşanılanları ve onların bize yaşattırdığı güzellikleri her zaman hatırlıyor olacağız” ifadeleri kullanıldı.
Ali ve Aysin’in mücadelesinin ve hukuki kazanımlarının, maden şirketlerinin çıkarlarını baltaladığı ifade edilen açıklamada şunlar ifade edildi:
“Arkadaşlarımızın hayatlarını adadıkları yaşatma gayesine devam ediyoruz. Onların korkmadığı gibi bizler de doğayı talan edenlerden korkmuyoruz. Çünkü biliyoruz, doğa her zaman kendinin olanı geri alır. Türkiye’nin bugünkü ekonomik sorunlarında büyük payı olan, beton ekonomisine taş yetiştirmek uğruna ülke topraklarını delik deşik eden, İstanbul’un nefesi Kuzey Ormanları’na rant uğruna hançer saplayan 3. havaalanı ve 3. köprü gibi doğa katil mega projelere malzeme sağlamak için ta Tekirdağ’ın köylerine kadar Trakya topraklarını talan eden şirketlere sesleniyoruz: Elinizi doğamızdan çekin! Yeşili, doğayı, ağacı, suyu, hayvanı ve insanı katledenler, dünyaya karşı bu ihanet suçunu işleyenler bilsinler ki; yaşamı savunmak için el ele verdiğimiz mücadelemizi sürdüreceğiz. Ali’yi, Aysin’i, Avukat Cihan Eren’i ve yaşamı savunurken yaşamlarını yitiren dostlarımızı hiçbir zaman unutmayacağız.”

MASSİVE ATTACK KONSERİNDE BÜYÜKNOHUTÇU ÇİFTİNİN ADLARI SAHNEYE YANSITILDI
Öte yandan Massive Attack müzik grubunun Meksika konserinde sahneye yansıtılan doğayı savunurken katledilenlerin isimlerini arasında Ali ve Aysin Büyüknohutçu çifti de yer aldı. Konserde ayrıca Alakır mücadelesinden Tuğba Günal - Birhan Erkutlu çiftinin fotoğrafları da ekrana yansıtıldı.
Öldürülen çevreci Büyüknohutçu çifti için park açıldı


NE OLMUŞTU?
Fotoğraf: Facebook
Finike’de Taşocakları ile Mücadele Platformu sözcülüğü yapan Ali Ulvi Büyüknohutçu ve eşi Aysin Büyüknohutçu 9 Mayıs 2017 tarihinde evlerinde kiralık bir katil tarafından katledilmişti. Özellikle Finike yöresindeki taş ve mermer ocaklarının yarattığı doğa tahribatına karşı yıllarca hukuki bir mücadele yürüten Büyüknohutçu çifti, bu nedenle çeşitli kereler tehdit edilmişlerdi.
KİRALIK KATİL SUÇUNU İTİRAF ETMİŞTİ
Çiftin Finike Kızılcık Yaylasında bulunan yazlıklarında silahla vurulup öldürülmelerinden kısa bir süre sonra yakalanan katil zanlısı Ali Yamuç ifadesinde çiftin öldürülmesi için mermer ocağında çalışan "Çirkin" lakaplı birinin kendisine 50 bin lira teklif ettiğini, bu paranın da 3 bin lirasını verdiğini itiraf etmişti.
ŞÜPHELİ İNTİHAR
Tutuklanıp Elmalı Cezaevi'ne konulan katil zanlısının, buradan "güvenlik" gerekçesi ile sevk edildiği Alanya L Tipi Kapalı Cezaevi'de şüpheli intiharı birçok soruyu da beraberinde getirmişti. Katil Zanlısı Yamuç'un tutuklu eşinin de serbest bırakılmasının ardından cinayetlerle ilgili tutuklu sanık kalmazken, Büyüknohutçu'ların avukatları cinayetin örtbas edilmek istendiğini açıklamışlardı.
BÜYÜKNOHUTÇU AİLESİ: "TEHDİT EDİLDİK, KANDIRILDIK..."
Cinayetlerin üzerinden bir yıl geçtikten sonra Büyüknohutçu ailesinin çocukları tarafından sosyal medyada kendilerinin de tehdit edildikleri açıklandı. Aile adına açılan sosyal medya hesabında şu görüşler dile getirildi:
"Trajik olaylara maruz kaldık, hainliğin en çirkin halini gördük, tedirgin edici tehditler aldık, tüm sevdiklerimizden ve desteğini aldığımız insanlardan uzaklaştırıldık, kandırıldık, davamızdan, medyadan uzak tutulduk".
Öldürülen çevre savunucusu çiftin ailesi: Tehdit ediliyoruz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...