11 Nisan 2021 03:48
Laboratuvar tahlil sonuçları
Bu eylemi yapmak zorundayız. Sürekli tozun içerisindeyiz, kimyasalın içindeyiz. Biz bu kimyasalı, tozunu, dumanını soluyoruz.”
Bu sözler, Erzincan İliç’te faaliyet gösteren Kanadalı Anagold altın şirketinin taşeronu Çiftay firmasında çalışan, geçtiğimiz günlerde ücretlerinin ödenmemesi ve kötü çalışma koşuları nedeniyle iş bırakan 600 maden işçisinden biri olan Mehmet Ali Uysal’ın.
Aynı Çiftay şirketi, bir başka Kanadalı altın madencisi Centerra / Öksüt’ün Develi’deki madeninde de taşeron olarak iş yapıyor. Oradaki işçiler de birkaç aydır iş koşullarının kötülüğü ve emeklerinin karşılığını alamadıkları için eylemlerle seslerini duyurmaya çalışıyorlar.
Öksüt Madencilik’e ait Develi altın madeninde çalışan işçilerin kanlarında yüksek oranda kurşun bulunmasına dair iddiaları 21 Mart 2020 tarihli “Develi’deki altın madeninde neler oluyor?” başlıklı yazımızda başka iddialarla birlikte gündeme getirmiştik.
Bu haftaki yazımızda kanda kurşun iddialarına dair bazı belgeleri yayımlayacağız.
Bu belgeler ve belgelerde adı geçen bir halk sağlığı profesörü ile yaptığımız görüşmeye geçmeden önce, ““Develi’deki altın madeninde neler oluyor?” başlıklı yazımızın yarattığı yankılara kısaca değinelim.
CENTERRA’DA CADI AVI!
Edindiğimiz bilgilere göre Kanadalı şirket yetkilileri bu sıralar gazetemizin sıkı takipçileri arasında! Gerek Özkonak altın madeni ile ilgili haberlerimiz, gerekse Develi’deki işçilerin eylemleri ve madenle ilgili iddialara dair yazılarımız şirketin Türkiye dışındaki ortaklarına da düzenli olarak iletiliyor.
ALAMOS GOLD’UN DANIŞMANI ÖKSÜT’TE
Bir önceki yazımızda Alamos Gold şirketinden Centerra’ya danışman olarak geçtiği iddiasına yer verdiğimiz, Kazdağı Kirazlı bölgesindeki yüz binlerce ağacın katlinden sorumlu tutularak kamuoyunda yoğun tepkilerin hedefi olan Metin Demir gazetemize bir tekzip metni gönderdi. Kayseri Develi Noterliği kanalıyla gazete merkezimize gönderdiği metin kendisinin Alamos Gold/Doğu Biga şirketinden Centerra /Öksüt’e transfer olduğu iddialarını artık iddia olmaktan çıkarıyor. Metin bey Develi’de danışmanlık işine başlamış bile!
Açıklamasında “Kaz Dağı’ndaki kesilen ağaçları ÇED raporunda belirtmiştik. Biz değil bizim adımıza Orman Genel Müdürlüğü görevlileri kesti” diyor özetle. Kim keserse kessin Kaz Dağı’nda 350-400 bin ağaç kesilmiş, bir ekosistem yok edilmiştir! Bu eko-kırımdan sorumlu kimler varsa bu suçlarıyla ilgili yargının karşısına eninde sonunda çıkacaklar.
KANDA KURŞUN ORANLARI DÜZENLİ OLARAK ARTMIŞ
Öksüt’ün Develi altın madeni işletmesinde çalışan işçilerin kanlarında yüksek oranda kurşun çıkması meselesine gelince; İşçilerin adlarını gizleyerek vereceğimiz belgelerde de görüleceği üzere ağustos 2019, mart 2020, kasım 2020 ve aralık 2020 tarihleri arasındaki kanda kurşun değerlerinde düzenli bir artış görülüyor.
Şirket yetkililerine göre eldeki veriler kandaki kurşun oranındaki yükselişin nasıl gerçekleştiğine dair sağlıklı bir değerlendirme yapmak için yeterli değil. Sorun işçilerin çalışma ortamındaki genel havalandırmadan, kaynak işlerinden ya da kişisel ihmallerden kaynaklanmış olabilir. Kandaki kurşun değerlerindeki bu artışla ilgili bilgi notunda aksaklığın bu şıklardan hangilerinden kaynaklandığının tespit edilemediği, bu nedenle hepsinin üzerinde durularak gerekli önlemlerin alınması gerektiği dile getiriliyor.
KURŞUNA KARŞI ÖNLEMLER
Şirket yetkilileri bu sorunun kaynağı ve alınması gereken önlemlerle ilgili 30.12.2020 tarihinde Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Suat Kemal Aytaç ve Halk Sağlığı ve Meslek Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Saltık ile bir değerlendirme yapmışlar. Bu değerlendirmelerin ardından Kayseri Meslek Hastalıkları Hastanesinden dahiliye uzmanı bir doktorun işçilerde tarama ve tahlil yapmasının yanı sıra, standart izlek gereği 6 ayda bir yapılan kanda kurşun testleri ile yılda bir yapılan ortamda kurşun testlerinin ayda bire indirilmesine karar verilmiş. İşyeri mimarisi ve kişisel önlemlerle ilgili de bir takım yeni kararlar da alınmış.
PROF. DR. AHMET SALTIK: BENİ ARAYIP DANIŞTILAR
Şirket yetkililerinin konuya dair danıştıkları Prof. Dr. Ahmet Saltık kendisiyle yapılan görüşmeyi doğrularken, şirkete gidip yerinde bir inceleme yapmadığı gerekçesiyle bu altın madeni özelinde işçilerin kanındaki kurşun oranı artışına dair bir yorum yapamayacağını söyledi. Saltık’ın, “Tıp bilimindeki genel bilgiler çerçevesi içerisinde” yaptığı yorumunda kanda kurşun oranının genellikle bu sektörde faaliyet yürüten işletmelerde kurşun buharının solunması nedeniyle oluştuğunu dile getirdi. Kurşunla ilgili 150’ye yakın sanayi kolunun olduğunu söyleyen Saltık’a göre bu işletmelerde kurşun içermeyen teknolojilerin kullanımı, kurşun buharının ortamdan uzaklaştırılması ve son olarak işçilerde kurşun düzeyinin sürekli izlenmesi gibi önlemler alınması gerekiyor. Saltık’ın verdiği bilgilere göre üst sınırı 40 mg/l (100 ml’de 40 mg) olan kanda kurşun oranı bu sınırı geçtiğinde kurşun zehirlenmesi başlıyor. Kurşun zehirlenmeleri ise kişide kemik iliğinin etkilenmesi, kansızlık, böbrek yetersizliği ve el sinirlerinin felç olması gibi sağlık sorunlarına yol açıyor. İşçiler için bildiğin can pazarı yani!..
Yazının en başında Maden İşçisi Mehmet Ali Uysal’ın “Bu eylemi yapmak zorundayız. Sürekli tozun, kimyasalın içindeyiz” sözlerinin ne kadar da önemli olduğu Develi’deki maden işletmesinde çalışan işçilerin kanlarında yüksek miktarda kurşun çıkması sonrası bir kez daha gözler önüne seriliyor. Gerek İliç ve Develi’de, gerekse ülkenin diğer yerlerindeki altın madenlerinde (Özellikle siyanürle ayrıştırma yapılan ve başkaca kimyasal maddeler de kullanılan işletmelerde) işçiler emeklerinin karşılığını alabilmenin yanı sıra, sağlıklı koşullarda çalışabilme ve hatta yaşam haklarını korumak için de mücadele ediyor.
https://www.evrensel.net/yazi/88510/iscilerin-kanlarinda-kursun
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder