24 Nisan 2021 Cumartesi

Sen misin asbestin temizlenmesini isteyen!

 Arazisindeki asbestin temizlenmesini isteyen Adnan Erdoğan, Urla İlçe Çevre Müdürlüğünün ceza tehdidi sonrası asbesti kendisi temizletmek zorunda kaldı.

Fotoğraf: Eşref Atabey


Özer AKDEMİR
İzmir

İzmir’in turistik ilçelerinden Urla’nın Yağcılar köyünde terk edilmiş bir depoda bulunan asbest içeren atıklar, binayı satın alan Adnan Erdoğan’ın başına bela oldu. Erdoğan’ın "katil toz" denilen bu tehlikeli maddeyi bırakarak giden deponun eski sahibi hakkında açtığı dava yıllarca sürüncemede kalıp zaman aşımından düşerken, asbestin kaldırılması için Urla İlçe Çevre Müdürlüğüne verdiği dilekçe de başına bela oldu. Uzmanlar bölgedeki asbestten kaynaklı sağlık risklerinin hâlâ devam ettiği görüşündeler.

300 TON ASBEST ÜRETİLDİ

Urla ilçesi Yağcılar Mahallesi’nin 4 kilometre güneyindeki Zongurluboğaz Deresi’nde 1987-1992 yılı arasında bir şirket tarafından asbest madenciliği yapıldı. 1992 yılından sonra şirket maden alanı için 10 yıllığına talk cevheri işletme ruhsatı da aldı. Şirket faaliyette bulunduğu süre içerisinde çıkardığı asbesti işleyebilmek için Yağcılar Mahallesi’nde bir asbest işleme değirmeni kurarak burada öğütme ve paketleme yaptı. Bölgede asbest çıkarılması için birçok yarma ve galeriler açan şirket, 300 ton kadar asbest üretimi yaptıktan sonra 1999 yılında kârlı olmadığı gerekçesi ile terk etme başvurusu yaptı. Şirketin başvurusu sonrası 2004 yılında ruhsat iptal edildi. Şirket alanı terk ederken “katil toz” denilen son derece tehlikeli asbest atıklarını olduğu gibi bırakıp gitti.

BİR GARİP HUKUK SÜRECİ

Urla Yağcılar’daki asbest yatağı ve atıkları ile ilgili işin bir de hukuki boyutu var. Eylül 2017 tarihinde Yağcılar Mahallesi’nde yaşayan ve asbest içeren binanın bulunduğu parselin yeni sahiplerinden birisi olan Adnan Erdoğan, asbestin sağlık riski taşıdığı gerekçesiyle, temizlenmesi için, yerin daha önceki sahibi İhsan Yördem adlı kişi hakkında suç duyurusunda bulundu. Açılan dava sürecinde mahkeme, 2019 yılı mayıs ayında söz konusu yerin asbestten temizlenmesi için Urla İlçe Çevre Müdürlüğüne yazı yazdı. Urla İlçe Çevre Müdürlüğü ise faturayı asbest ile ilgili suç duyurusunda bulunan Adnan Erdoğan’a kesti! Erdoğan’ın kirletilen alanın yerin şimdiki sahibi olduğunu belirten İlçe Çevre Müdürlüğü “Kirletilmiş yer kime aitse, öncesi dikkate alınmadan, yönetmelik gereği yerin sahibinin temizlemesi gerektiği hükmüne göre” alanı Adnan Erdoğan’ın temizlemesi gerektiğini belirterek kendisine 15 gün süre tanıdı. İlçe Çevre Müdürlüğü aksi taktirde Adnan Erdoğan ve hissedarlarına ayrı ayrı 78 bin TL çevreyi kasten kirletmekten para cezası kesileceğini bildirdi. Hakkını ararken bir anda suçlu konuma düşen ve mağduriyeti katlanan Erdoğan ise çaresiz asbest temizleme işi ile yetkilendirilmiş bir firmaya 21 bin 500 TL, kepçeye 500 TL vb. ücreti ödeyerek, haziran 2019 tarihinde asbesti bölgeden temizletti. Asbesti olduğu gibi bırakıp alanı terk eden madenin eski sahibine ne mi oldu? Mahkeme sürecinde hazırlanan bilirkişi raporunda da çevreyi kirletmekten, insanların sağlığını tehlikeye sokmaktan sorumlu tutulan maden ve yerin önceki sahibi İhsan Yördem hakkında açılan dava 2020 şubat ayındaki duruşmada zaman aşımından düşürüldü.

DOĞANIN İÇİNDEKİ BİR KÖYDE AKCİĞER KANSERİ NEDEN OLUR?

Konuya dair görüşlerini aldığımız Adnan Erdoğan, hakkını ararken suçlu duruma düşmüş olmanın üzüntüsünü yaşadığını söyledi. Erdoğan şöyle konuştu:

"Sağlık İl Müdürlüğü geçtiğimiz yıllarda İzmir genelinde akciğer kanseri görülen yerlerde yaşayan yurttaşlarla bir toplantı yaptı. Bizim köyü de çağırmışlardı ve ben katıldım toplantıya. Yağcılar gibi doğanın kucağında bir köyde akciğer kanserinin en yoğun olduğu yerlerden birisi olmasının esas nedeni bu asbest madeni ve terk edilen atıkların olduğunu düşünüyorum. Bunu o toplantıda da söyledim. Biz depodaki asbesti temizlettik ama terk edilen maden olduğu gibi orada duruyor hâlâ."

HALKIN SAĞLIĞI TEHDİT ALTINDA

Mayıs 2019 tarihinde bölgede incelemelerde bulunan Jeoloji Yüksek Mühendisi ve Tıbbi Jeoloji Uzmanı Dr. Eşref Atabey, hazırladığı raporunda asbest öğütme ve paketleme işleminin yapıldığı binanın kapı ve çatısının olmadığını, içerisinde asbest bulunan parçalanmış, dağınık halde birkaç çuvalın olduğunu belirtti. Binanın içinde dağılmış halde asbest liflerinin bulunduğunu tespit eden Atabey, bu liflerin rüzgarla çevreye ve havaya karıştığını, Yağcılar Mahallesi halkının sağlığını tehdit ettiğini dile getirdi. Güneyden kuzey yönüne doğru esen kuvvetli rüzgarların asbest liflerini gerek 4 kilometre kuzeyindeki Yağcılar Mahallesi ve gerekse 1.5 kilometre doğusundaki Demirciler Mahallesi’ni etkisi altına alma tehlikesi bulunduğuna işaret eden Atabey, asbest lif ve tozlarının uzun süre solunduğunda akciğer zarı kanseri (Mezotelyoma) nedeni olduğunun altını çizmiş.

ÖNERİLER

Dr. Eşref Atabey hazırladığı raporunda önlem olarak şu önerilerde bulunmuş:

  1.  Asbest yatağında açılmış olan yarmaların üzeri kapatılmalıdır.
  2.  Açılmış olan galerinin ağzı kapatılmalıdır.
  3.  Ocaktan çıkarılarak yığın halinde bırakılan, asbest lifi içeren serpantin yığınları yarmaların ya da galerinin içine taşınarak üstü örtülmelidir.
  4. Yıkık bina içindeki asbest lifli, öğütülmüş malzeme, yarmaların ya da galerinin içine taşınarak galeri ağzı kapatılmalıdır.
  5. Asbest yatağına, galeri ve yarmaların olduğu yerlere,
  6. “Dikkat! Kanserojen asbest bulunduğundan, bu alanda kalmayınız” ibareli uyarıcı levhalar konmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...