14 Eylül 2021
E3G tarafından hazırlanan rapor 2015'de ortaya konan Paris Anlaşması'ndan bu yana tüm dünya genelinde planlanan kömürlü termik santral kapasitesinde %76'lık bir azalma olduğunu ortaya koydu.
Özer AKDEMİR
İzmir
İklim diplomasisi, iklim riski, enerji politikası ve iklim finansmanı konularında çalışmalar yapan bağımsız bir kuruluş olan E3G tarafından hazırlanan rapor 2015'de ortaya konan Paris Anlaşması'ndan bu yana tüm dünya genelinde planlanan kömürlü termik santral kapasitesinde %76'lık bir azalma olduğunu ortaya koydu. Bu durumun yeni kömürlü santral inşaatlarının sonunun geldiği şeklinde yorumlandığı rapora göre, Türkiye'de de durum pek farklı değil.
41 ÜLKE KÖMÜRLÜ TERMİK SANTRAL YAPIMINI İPTAL ETTİ
İklim değişikliğine en büyük katkıda bulunan unsur olarak tanımlanan kömürün kullanımının azaltılması için çabalar sürüyor. Geçtiğimiz haftalarda açıklanan BM raporuna göre, ülkelerin Paris Anlaşması kapsamında verdikleri taahhütleri yerine getirmesi için, kömür kullanımının 2030 yılına kadar 2019 seviyesine kıyasla %79 azalması gerekiyor.
Öte yandan bağımsız araştırma kuruluşu E3G tarafından hazırlanan rapor Paris Anlaşması'nın 2015'te müzakere edilmesinden bu yana, planlanan kömürlü termik santral kapasitesinde görülen %76'lık azalmanın olduğunu ortaya koyarak "kömürden kaçış" stratejisini savunanları umutlandırmış durumda. Raporda 42 ülkenin ‘yeni kömürlü santral yok’ taahhüdünde bulunduğu dile getiriliyor. 41 ülkenin yapımı planlanan kömürlü santralleri iptal ettiğinin bilgisine yer verilen raporda, sadece altı ülkenin harekete geçmesiyle, dünya genelinde inşaat öncesi planlama aşamasındaki projelerin %82'sinin tamamen iptal edilebileceği belirtiliyor. Hükümetlerin Kasım ayında Glasgow'da düzenlenecek COP26 BM iklim müzakereleri öncesinde 'yeni kömür yok' taahhüdünde bulunabileceğinin öngörüldüğü raporda, BM Genel Sekreteri Guterres'in '2021'e kadar yeni kömür yok' çağrısı yaptığına dikkat çekildi.
"KÖMÜRÜ TARİHE GÖMECEK ZİRVE"
Rapora göre küresel ölçekte, yapımı planlanan kömürlü santrallerin %55'i Çin’de. Onu Hindistan, Vietnam, Endonezya, Türkiye ve Bangladeş izliyor. COP Başkanı Alok Sharma tarafından ‘kömürü tarihe gömecek zirve’ olarak vurgulanan COP 26'nın, yeni kömür projelerinden hızla uzaklaşıldığını göstermek ve daha zengin ülkelerin kömürsüz bir geleceğe doğru yönelme konusunda diğer ülkelere destek sağlaması için önemli bir fırsat teşkil edeceği ileri sürülüyor.
TÜRKİYE'DE AKP'NİN DESTEĞİNE RAĞMEN KÖMÜR EKONOMİSİ %79 KÜÇÜLDÜ
Raporun Türkiye bölümünde de ilginç veriler ortaya konuluyor. Türkiye'de yapımı planlanan kömürlü santral projesi stokunun azaldığını ve bunun dünya çapında en büyük üçüncü gerilemeye denk geldiğinin belirtildiği raporda şu görüşler ifade ediliyor, "Türkiye, OECD ülkeleri içinde inşaat öncesi planlama aşamasında olan kömürlü santral projelerinin %73'üne (12,14GW) ev sahipliği yapıyor. Yine de 2015'ten bu yana planlanan projelerin 69 GW kapasitelik kısmı, 8GW’ı 2021'in ilk yarısında olmak üzere iptal edildi". Bu verilere rağmen Türkiye'nin ulusal enerji politikasının, hala kömür yanlısı olmaya devam ettiğine vurgu yapılan raporda, AKP hükümetin strateji ve belgelerinde kömürlü santralleri desteklediği ve şu anda kömürlü santrallerin kademeli olarak devre dışı bırakılması veya yeni kömürlü santral inşaatlarına son verme gibi bir planının olmadığı ifade edildi. Buna karşın hükümet politikasının aksine planlanan projelerin son bir yıl içinde neredeyse yarı yarıya azaldığının aktarıldığı raporda, kömür ekonomisinin 2015 yılından bu yana %79 oranında küçüldüğü belirtiliyor. Türkiye'nin, Çin’den finansman alan tek OECD ülkesi olduğuna dikkat çekilen raporda, "yine de, yapım aşamasında olan 1,3GW kapasiteli Çin destekli kömür santrali EMBA Hunutlu'nun az 20 yıl boyunca kâr etmeyebilir ve büyük olasılıkla bir terk edilmiş varlık olarak sonuçlanacaktır" öngörüsüne yer verildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder