13 Aralık 2021 Pazartesi

Ayvalık'taki demir madeninde bir yılda ikinci çevre felaketi

 


Balıkesir Ayvalık'ta Karaayıt Köyü yakınlarındaki demir madenin atık depolama alanı bir kez daha çöktü. Yoğun ağır metaller içeren atıklar ocak ayında olduğu gibi Madra Barajı'na akıyor.

 

Özer AKDEMİR
İzmir

Balıkesir'in Ayvalık ilçesi Karaayıt Köyü yakınlarında faaliyet gösteren Bilfer Demir madeninin atık depolama alanı bir kez daha çöktü. Ayvalık ve çevresinin su kaynağı olan Madra Barajı'na sadece 2,75 kilometre mesafedeki Karaayıt Köyü'nde faaliyet yürüten demir madeni depolama alanında Ocak 2021 tarihinde de çökme olmuş, ağır metalli atıklar dereye akmıştı.

ATIKLAR YİNE DEREYE AKTI

Dün (pazar) günü meydana gelen çökmede depolama alanındaki beton blokların yıkılması sonucu tonlarca atık yanından geçen dereye doğru akarken, atıklar bölgenin içme suyu kaynağı olan Madra Barajına karıştı. Yaklaşık 11 yıldır faalilette olan Ayazmant Demir Madeni yıllardır bölgenin kabusu haline gelmişken, maden köylülerin elinde kalan son mera alanına da atık deposu yapmak için göz koymuştu. Ayvalık Tabiat Platformu Sözcüsü Nebahat Dinler, demir madeni kapatılmadan bölgedeki bu tür çevre felaketlerinin önüne geçelemeyeceğini söyledi. 

CHP'Lİ AYTEKİN: "UYARIMIZI BAKANLIK GEÇİŞTİRMİŞTİ" 

CHP Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada daha önce madende inceleme yaptıklarını ve riski gündeme getirdiklerini belirterek; Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığının idari işlem yapıldığını söyleyerek konuyu geçiştirdiğini dile getirdi. Aytekin Bakanlığa "Maalesef haklı çıktık. Şimdi ne yapacaksınız?" sorusunu yöneltti. 

DENETİMSİZLİK HER YERDE

Ayvalık’taki demir madeni tesisinin atık barajının çökmesi üzerine meydana gelen felaket hakkında açıklamada bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, “Aynı tesiste, aynı yıl içerisinde ikinci kez aynı vaka yaşanıyorsa, 'denetimsizlik' var demektir. Bakanların gücü madencilere değil, millete yetiyor demek ki” çıkışında bulundu.

Türkiye’deki madencilik politikalarına ve uygulamalarına eleştirilerde bulunan Öztunç, “Vahşi madencilik almış başını gidiyor. Firmalar, kapasitesinin üzerinde üretim yapmanın telaşına düşmüş vaziyette. Bunu denetlemesi gereken makamlar ise, aksine bu tarz uygulamaların önünü açıyor. Göstermelik para cezaları ile halkın ağzına bal çalıyor. Memlekette denetlenebilirlik, hesap verebilirlik gibi kavramlar içselleştirilememiş, kağıt üzerinde kalmış. Milletin meclisine hesap vermeye gelen Bakanlar racon kesip, suçlarını örtmeye çalışıyorlar. Bakanın gücü madenciye değil, millete yetiyor” dedi.

"ŞEBİNKARAHİSAR FELAKETİNİN ŞOKU ATLATILMADAN" 

Şebinkarahisar’da bakır, kurşun, çinko madenindeki atık havuzunun çökmesinin ve binlerce tok zehirli çamurun Kılıçkaya Barajı ve Kelkit Irmağı’na karışmasının şokunu atlatamamışken, bir başka maden felaketi haberinin de Ayvalık’tan geldiğini belirten Ekoloji Birliği de yaptığı açıklamada şu görüşleri dile getirdi: "Bir yılda iki kez çevre felaketine neden olan “Ayazmant Demir Madeni Projesi” nin kapanma zamanı çoktan gelmiş ve geçmektedir. Proje Madra Barajına sıfır konundadır ve baraj için büyük tehlike yaratmaktadır. Projenin zenginleştirme tesisi ise Karaayıt Köyü’ne çok yakındır. Madra Barajı’na ve yaşam alanlarına bu kadar  yakın olan projenin ne kadar ciddi bir risk teşkil ettiği son kazadan sonra biz kez daha iyice açığa çıkmıştır.  Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nı, Sağlık Bakanlığı’nı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığını, Balıkesir Valiliğini, Cumhuriyet Savcılığı’nı acilen bir kez daha göreve çağırıyoruz. "

FELAKET ADIM ADIM GELDİ!

Bilfer Madencilik şirketi, 2008 yılındaki "ÇED olumlu" belgesini aldıktan sonra Karaayıt Köyü'nün meraları üzerinde faaliyete başladı. Balıkesir Barosu, köylülerin başvurusu sonrası aynı yıl Çevre ve Orman Bakanlığı aleyhine ÇED raporunun iptali istemiyle Balıkesir İdare Mahkemesinde dava açtı.

31 Temmuz 2009 tarihinde Balıkesir İdare Mahkemesince "ÇED olumlu" kararı iptal edildi. Şirket bunun üzerine yeni bir ÇED süreci başlattı. Bu arada köylüler, yakın çevredeki ekoloji örgütleri ile madene karşı birçok eylem ve etkinlik gerçekleştirerek yeni ÇED sürecine tepki gösterdi.

Karaayıt Köyü'nde 13 Kasım 2009 tarihinde yapılan ÇED toplantısına geniş katılım sağlanırken köylüler itirazların yaptı ve madenin istemediklerine dair imzaları yetkililere verdi.

Mart 2010 tarihinde Balıkesir Mahalli Çevre Kurulu, Karaayıt Köyü içinde kurulacak Bilfer Madencilik Demir İşleme tesisleri pasa döküm alanının uygun olduğu yönünde olumlu karar verdi. Köy için çevresel açıdan sorun oluşturmayacağı söylenen kararın gerekçesinde, tesis ile en yakın yerleşim birimi olan Karaayıt Köyü arasında 300 metre mesafe olduğu halde arada bir tepe bulunması ve tesis sahasından bakıldığında köy merkezinin görülmediği, ancak köyün en uç noktasında bulunan 4-5 evin görüldüğü belirtildi! Böylece 125 dönümlük mera alanı köylünün elinden alınmış oldu.

Bilfer, 2013 yılında köy merasından 10 dönüm daha talep etti. İl Mera Komisyonu bu kez Karaayıt’taki 9 buçuk dönümlük arazinin mera vasfını kaldırılarak 20 yıl süre ve 5 bin lira bedelle maden şirketinin kullanımına verdi. Köy ihtiyar heyeti kararı imzalamadı ancak 2014 seçiminden sonra muhtar değişince bu 10 dönüm de maden şirketine verildi.

2014 yılında köy suyunun arsenikli olduğuna dair rapor basında yer aldı. Karaayıt suyundaki arsenik oranı %17,4 iken çevresindeki köylerden Beşiktepe’de %59,15, Yeniköy’de %29, Bulutçeşme’de %14,4 olarak tespit edildi. Türközü Mahallesi’ndeki bir su kuyusu, çok yüksek oranda arsenik içerdiği için kapatıldı.

31 ocak 2021 tarihinde madenin atık depolama alanında meydana gelen göçmede tonlarca atık dereye ve Madra Barajına karıştı.

https://www.evrensel.net/haber/450084/ayvaliktaki-demir-madeninde-bir-yilda-ikinci-cevre-felaketi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...