Aylardır mermer ocağı projesine karşı direnen Tire halkı şimdi de RES'lere karşı mücadele ediyor.
Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir Tire'ye bağlı Kartal Dağı eteklerinde yaşayan köylüler son bir senedir talana karşı mücadele veriyorlar. Aylardır mermer ocağı projesine karşı direnen yöre halkı şimdi de rüzgar enerji santralleri (RES)'lere karşı mücadele ediyorlar. Dün iki ayrı köyde yapılan ÇED toplantıları bölgedeki mücadelenin olanaklarının ve zaaflarının görülmesi açısından da ilginç görüntülere sahne oldu.
TOPLANTIYA SADECE ÜÇ
KÖYÜN MUHTARLARI KATILDI
Dün İzmir’in Tire İlçesi ile Aydın’ın Germencik ilçesi arasında yer alan Kartal Dağı'nda kurulmak istenen RES'lerle ilgili iki farklı köyde ÇED iki halkın katılımı toplantısı vardı. Dağın eteklerindeki Halkapınar, Mehmetler, Üzümler, Küçükkale, Büyükkale, Dampınar ve Habibler köylerin üzerine Sabancı Holding'e bağlı Enerji SA şirketi tarafından yapılmak istenen Rüzgâr Enerjisi Santralı (RES) ve Patlatmalı Mobil Kırma Eleme Tesisi için başlatılan ÇED sürecinin ilk halkın katılımı toplantısı Germencik'e bağlı Habipler Köyünde yapıldı. Köylünün büyük bir çoğunlukla karşı olduğunu belirttiği RES'lere sadece yöredeki 3 köy muhtarının destek vermesi dikkat çekti. Muhtarlar dışında RES şirketinin sunumunu izlemek istemeyen köylüler şirket elemanları kadar kendi muhtarlarına da tepki gösterdiler. Köylüler, "bu RES'lerin bize ne faydası var? Bizden kimse çalışmayacak, üstüne üstlük incirimiz, ormanımız, su kaynaklarımız ve tarihi yok edecek. Biz kesinlikle karşıyız" derken, muhtarlar ise "Temiz enerji, yenilenebilir enerjiye karşı değiliz" demekle yetindiler.
"SON GÜNE KADAR
RES'E KARŞI ÇIKAN MUHTARIMIZ BİR GÜNDE NASIL İKNA OLDU ANLAYAMADIK!"
Kendi köylerindeki toplantının ardından şirketin ikinci ÇED halkın katılımı toplantısı olan Tire'ye bağlı Büyükkale köyüne desteğe giden Dampınar köylülerine kendi köylerindeki toplantı ile ilgili görüşlerini sorduğumuzda ilginç yanıtlar verdiler. Köylerinin tamamen RES'lere karşı olduğunu ileri süren Dampınarlılar toplantıdan bir gün öncesine kadar RES'lere karşıyım diyen muhtarlarının toplantı günü fikir değiştirmesine ise anlam veremediklerini söylediler. Köylüler, "aklımıza sadece bu işten bir menfaat sağladığı düşüncesi geliyor. Yoksa şirket bize hiçbir faydası olmayan bu RES direkleri için muhtarımızı nasıl ikna etti ki?" diye konuştular. Dampınar'ın aksine Büyükkale köyü muhtarı da RES'lere karşı olduğunu ve istemediklerini söylerken, ellerinde RES karşıtı dövizlerle toplantıyı protesto eden köylüler en çok RES'lerin zeytin ve incirlerine zarar vereceği endişesini dile getirdiler. Köye destek için Tire Belediye Başkanı Salih Atakan Duran'ın yanı sıra Aydın, Çine, İzmir, Germencik ve Tire'den gelen çevre platformları ve yurttaşların geniş katılımı da dikkat çekti. ÇED yetkililerinin halka bilgilenmek isteyip istemedikleri sorusuna herkesin "hayır dinlemek istemiyoruz" diye yanıt verdiği gözlemlenirken, sadece belediyenin projeye neden karşı olduklarını yazılı bir metin gelen heyete ilettiler. Heyet de halkın bilgilenmek istemediğini tutanak altına aldıktan sonra ıslıklar ve yuhalamalar eşliğinde köyden ayrıldılar.
"RES'LERE DEĞİL
YERİNE KARŞIYIZ!"
Büyükkale köyünde ki bu toplantı sırasında yapılan konuşmalar belediye yetkililerinin yanı sıra Kartal Dağı Platformu'nun da meseleye dair ekolojik bir bakış açısından uzak olduklarını gösterdi. "Yenilenebilir enerjiye karşı değiliz, burada yapılmasına karşıyız" diye başlayan konuşmaların Kartal Dağı'nın doğal, kültürel, tarihi dokusunu anlatarak şirketi burada RES yapımından vazgeçirmeye iknaya yönelik bir üslupla yapılması dikkat çekti. Konuşmalar, ekoloji mücadelesinin bütünselliği, her yörenin kendine özgü güzelliği ve özelliği, enerji üretiminin kapitalizm koşullarında ne kadar "temiz-yenilenebilir" olduğunun yanı sıra, bu enerjiye kimin-neden ihtiyaç duyduğuna dönük sorgulamalardan uzaktı. Üstelik konuşmalar Sabancı Holding güzellemesine kadar vardırıldı. "Sakıp Sabancı'nın kemiklerini sızlatmayın" cümleleri Türkiye sermayesinin bu en büyük gruplarından birisinin emek-doğa sömürüsünü perdelemenin yanı sıra bir anlamda onu sevimli-sempatik bir hale büründürme çabasının da ürünüydü.
BU ANLAYIŞLA KARTAL
DAĞI KURTULUR MU?
"Kartaldağı kurtulsun da gerisi bizi ilgilendirmez" anlayışı ile ne Kartaldağı'nın kurtulabileceği ne de başka bir başarının elde edilemeyeceği gerçeği görüldüğü oranda her cümlede kurulan "birlik olalım" sözlerine yapılan vurgu bir anlam kazanabilir. "Dağın öte yüzü bizi ilgilendirmez" demek bir anlamda dağın o yanının size destek vermesine de kapıyı kapatan, mücadeleyi yanlızlaştıran bir yaklaşım aynı zamanda. Bu anlayışla doğa talanın önlenemeyeceği ve yaşam alanlarının sermaye saldırıları karşısında korunamayacağı artık on yıllarla ifade edilen bir deneyim birikimine sahip olan ekoloji mücadelelilerinin bilince çıkardığı olgular arasında. Ancak hala bu tür örneklerde olduğu gibi eksiklikleri olduğu da gözlerden kaçmıyor. Yoksa, Kartaldağı'nın güzellikleri, zengin biyoçeşitliliği, orman örtüsü, yörenin adeta su-oksijen deposu olması, zeytin-incir üretiminin önemi, tarihi dokusunun onu ikinci bir Efes yapabilecek kapasiteyi barındırması gerçeklikleri bu türden yanlış ve kendi kendini yalnızlaştıran mücadele taktikleri ile öne çıkarılamaz. Son olarak bölgedeki diğer ekoloji hareketleri ile birleşik bir mücadele hattının örülmesi de bu anlayışla sağlanamaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder