21 Ekim 2021 01:30
Kalker-taş ocakları hem çevreye hem tarıma hem de tarihe zarar veriyor. Ocaklar, dik şevleri, derin çukurları ve yol açtıkları toprak kaymaları nedeniyle de büyük tehlike saçıyor.
Fotoğraf: Eşref Atabey
Özer AKDEMİR
İzmir
Muğla’nın Dalaman ilçesine bağlı Kayadibi Mahallesi yakınlarında işletilen kalker-taş ocakları hem çevreye hem tarıma hem de tarihe zarar veriyor. Ocaklar, dik şevleri, derin çukurları ve yol açtıkları toprak kaymaları nedeniyle çevrede yaşayan canlılar açısından da büyük bir tehlike barındırıyor.
TAŞ OCAKLARI ZEYTİNLİKLERE YA SINIR YA DA İÇİNDE
Bölgede yaşayan Jeoloji Yüksek Mühendisi ve Tıbbi Jeoloji Uzmanı Dr. Eşref Atabey taş-kalker ocaklarının her şeyden önce yöredeki zeytinliklere zarar verdiğini söyledi. Ramazan Gezer adlı kişiye ait olan kalker ocağının zeytinliklere sınır, Madentaş Kalker Ocağının ise zeytinliklerin içine girdiğini belirten Atabey, 3573 sayılı Zeytincilik Yasası’na göre bu kalker ocaklarının kapatılması gerektiğini ifade etti. Atabey, kalker ocaklarının birinin proje tanıtım dosyasında (PTD) “ÇED alanına 500 m-2 km mesafede verim çağında zeytinlik alanlar olduğu görülmüştür” denildiğine dikkat çekerek, “Kalker ocakları Zeytinlik Kanunu’na aykırıdır” dedi.
PATLATMALAR LİKYA KAYA MEZARLARINA ZARAR VERİYOR
Kayadibi Mahallesi’nde Likya kaya mezarları olduğunu aktaran Atabey, bu mezarların kalker ocağındaki patlatmalardan etkilendiğini ifade etti. Kalker ocağından birisinin tanıtım dosyasında bölgede sit alanı dışarıda kalacak şekilde ÇED alanı belirlendiğinin yazdığına dikkat çeken Atabey, Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 2014 yılında bölgedeki 1. derece arkeolojik sit sınırlarını yeniden revize etiğini aktardı.
‘SU DEPOLARI DOLOMİT KAYAÇLAR YOK EDİLİYOR’
Kalker ocakları için ÇED gerekli değildir kararları verildiğini vurgulayan Atabey şunları söyledi; “Projenin alternatif yer seçimi düşünülmemiş. Patlatmalı açık ocak işletmeciliği yapılacak ve 380 bin ton kalker kırılması planlanıyor. Yılda 113 kilo ANFO ve 3 bin 780 kilo dinamit olmak üzere 60 patlatma yapılacak. Ocakların güney sınırında Tersakan Çayı ve çayı besleyen kolları taş ocaklarının bulunduğu alandan doğuyor. Özellikle dolomitik kireç taşı ve dolomit kayaları birer su deposudurlar. Proje alanında bu kayalar yok edildiğinden birer su hazne kayası niteliğinde olan ve yer altı suyunu besleyen kayaçlar ortadan kaldırılmaktadır”.
ZEYTİN VE NARENCİYE AĞAÇLARI KURUMAYA BAŞLADI
Atabey, proje alanı ile sınır, tarım alanı ve zeytinliklerin bulunduğunu belirterek, “Ocaktan kaynaklı tozların bitkilere ve ekili alanlarına zararı olacaktır. Tarım alanında toprağın nemi azalacak ve toprak kuruyacak, tarımsal faaliyette ve içme amaçlı kullanılan yer altı suyu seviyesi düşecek, azalacak, ağaçlar kuruyacaktır. Proje alanı tamamen orman içindedir. Orman alanında açılan bu taş ocağı, ormanı yok ettiğinden topraktaki canlıların yok olmasına, toprak suyunun kaybıyla ağaçların büyümelerini olumsuz etkilemiştir” dedi. Atabey, Kayadibi Mahallesi’ndeki taş ocaklarının faaliyetlerine son verilmesi ve çevresinde gerekli önlemler alınması gerektiğini söyledi.
"OCAKLARDAN ÇIKARLAN MALZEME DALAMAN GİBİ DEPREM BÖLGELERİNDE KULLANILMAMALI"
Ocaklarda üretilen malzemenin kalker değil dolomit olduğunu belirten Atabey, “Dolomit kayasından üretilen malzeme sergi ve dolgu, hazır beton ve asfalt için uygun değildir. Deniz kumu beton için uygun değilse, dolomit malzeme de binaların emniyeti bakımından uygun değildir. Dolayısıyla bu taş ocaklarından üretilen dolomit malzeme en riskli deprem bölgesinde yer alan Dalaman’daki inşaatlarda kullanılmamalı” dedi. Kalker ocaklarının falezli ve derin çukurlar oluşturduğunu kaydeden Atabey, ocakların Kayadibi aktif deprem fayı üzerinde bulunduğu ve çevrelerinde güvenlik önlemi alınmadığını dile getirdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder