01 Ekim 2021 00:40
CREA ve TransitionZero'nun 9 Avrupa ülkesinde yaptığı araştırmalar, bu ülkelerdeki termik santrallerin kapatılmasının yılda yaklaşık 1,9 milyar avroluk bir tasarrufa yol açacağını gösterdi.
Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel
Özer AKDEMİR
İzmir
Avrupa’da elektrik üretiminde fosil yakıt kaynaklı arz fazlasının incelendiği Enerji ve Temiz Hava Araştırma Merkezi (CREA) ve TransitionZero, bölgenin en yüksek kömür tüketimi ve üretiminden sorumlu 9 Avrupa ülkesinde; Almanya, Bulgaristan, Çekya, Hollanda, İspanya, İtalya, Polonya, Romanya ve Türkiye’de fosil yakıt kapasitesindeki arz fazlası miktarını hesapladı. İki kurum tarafından hazırlanan rapora göre 9 Avrupa ülkesinde, 48 GW’a kadar fosil yakıt kapasitesi, elektrik arzından ödün vermeden derhal bugün kullanımdan kaldırılabilir. Bu santrallerin kapatılmasının yılda yaklaşık 1,9 milyar avroluk bir tasarrufa yol açacağının ileri sürüldüğü rapora göre Türkiye’de kömürlü termik santrallerin sabit işletme ve bakım giderlerinin AB ortalamasının üstünde olduğu ifade ediliyor.
YILDA 1,9 MİLYAR TASARRUF
Rapor, hava kirliliği ve sağlık etkilerine yönelik çözümleri ortaya çıkarmaya odaklanan bağımsız bir araştırma kuruluşu olan CREA ile enerji ve ağır sanayi sektörlerinde sıfır karbona ulaşabilme amaçlı çalışmalar yapan TransitionZero adlı iki kuruluş tarafından ortaklaşa hazırlandı. Rapora göre ihtiyaç duyulmayan ve yeterince kullanılmayan tesislerde sabit işletme ve bakım maliyetlerini karşılamak zorunda kalmamanın ortaya çıkardığı tasarrufun ekonomik değeri her yıl 1,9 milyar avro (2,1 milyar ABD doları). Rapor ayrıca fazla fosil yakıt kapasitesinin yüzde 77’si kömürden geliyor. Fosil yakıtlı enerji santrallerinin hızlı bir şekilde kullanımdan kaldırılmasının son zamanlarda Avrupa’daki yangınlar ve sel felaketleri gibi yıkıcı iklim olaylarının önlenmesine katkıda bulunabileceği dile getirilirken, bunun yerine “yenilenebilir enerji” türlerine yönelim vurgusu yapılıyor.
CREA ve TransitionZero’nun, bölgenin en yüksek kömür tüketimi ve üretiminden sorumlu 9 Avrupa ülkesinde; Almanya, Bulgaristan, Çekya, Hollanda, İspanya, İtalya, Polonya, Romanya ve Türkiye’de fosil yakıt kapasitesindeki arz fazlası ile ilgili yaptığı hesaplamalara göre; “hesaplanan 48.8 GW, 2019 yılında AB’nin toplam kurulu fosil yakıt kapasitesinin yüzde 17’sine denk geliyor. 7.1 GW’lık kömür santrali 2019 ve 2021 yılları arasında kullanımdan kaldırıldı ve 41 GW’lık kapasite fazlasının daha devre dışı bırakılması, yıllık 1,6 milyar avro tasarruf sağlayacaktır. Bu aynı zamanda adil bir enerji dönüşümü sağlamak için kullanılmalıdır” ifadelerine yer veriliyor.
"YENİ KÖMÜR SANTRALİ YOK SÖZLEŞMESİ"NE ÇAĞRI
Sri Lanka, Şili, Danimarka, Fransa, Almanya, Karadağ ve Birleşik Krallık’ın da aralarında bulunduğu bir grup hükümet, 1.5 derece hedefini ulaşılabilir kılmak için, tüm ülkeleri yeni kömürlü santrallerinin inşaatını durdurma taahhüdü vermeye teşvik etmeyi amaçlayan “Yeni Kömür Santrali Yok Sözleşmesi”ni duyurdu. Bu ülkeler, diğer tüm hükümetleri bu adımları atmaya ve BM iklim zirvesi COP26’nın “Kömür enerjisini tarihe bırakma“ şeklindeki hedefine ulaşılması için zirve öncesinde Sözleşme’ye katılma çağrısı yaptılar.
"BÖYLE GİDERSE 2030’A KADAR 165 BİN KİŞİ ERKEN ÖLECEK"
C40 Cities (C40 Büyük Kentler İklim Liderlik Grubu) tarafından hazırlanan yeni analize göre kömürden elektrik üretiminde devam eden küresel artışın insani ve ekonomik maliyetleri ortaya konuldu. Rapora göre; mevcut kömür politikalarının ve önerilen artış planlarının uygulanması 2030 yılına kadar 264 bin 900 erken ölüm ortaya çıkarabilecek. Bu durumun ekonomik maliyeti ise bu kentlere 10 yıl içinde 877 milyar dolarlık bir külfet yaratacak. Rapor, C40 içerisinde yer alan 61 kentten 42’sinde bulundukları konuma göre 500 km mesafede yer alan kömür santralinin kapasitesinde artış yaşanacağını ortaya koyuyor. Kömürlü termik santrallerden kaynaklanan kirlilik ve partikül maddenin uzun mesafeler katedeceği ve bu kentlerde iklim krizinin tetiklediği hava kirliliği ve sera gazı emisyonlarında önemli artışların olacağının dile getirildiği rapora göre, analiz edilen 61 kentte yaşayanlardan hava kirliliğine bağlı 121bin 100 erken doğum, çocuklarda 93 bin 600 yeni astım vakası ve astımdan kaynaklanan komplikasyonlara bağlı 247 bin 900 acil servis ziyareti dahil olmak üzere çeşitli olumsuz sağlık sonuçları yaşanabileceği ortaya konuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder