9 Eylül 2022
ÖZER
AKDEMİR
KAPADOKYA’DA YAPIMI SÜREN ORTAHİSAR-GÖREME YOLU BÖLGEDEKİ
TARİHİ YAPILARI VE JEOLOJİK OLUŞUMLARI TAHRİP ETME RİSKİ OLUŞTURUYOR. SAKLI
KİLİSE, PERİ BACASI VE MANASTIR YAPISI GİBİ HASSAS ESERLER YOLUN ÇOK YAKININDA
YA DA ÜZERİNDE
UNESCO Dünya Mirası listesinde bulunan Kapadokya’da
milyonlarca yılda oluşmuş peri bacaları, binlerce yıllık manastır ve kilise
yapılarının ortasından geçen bir karayolu yapılıyor. Ortahisar-Göreme arasında
yapımı süren yol tamamlandığında 2,2 kilometre uzunluğunda olacak. Yolun kazı
işleminin büyük bir kısmı tamamlandı. Özellikle son 500-600 metrelik kısmı
bölgenin dünyada ender görülen jeomorfolojik yapısına,
tarihi ve etnografik dokusuna “geri dönüşümü olanaksız” zararlar verebileceği
belirtiliyor.
Gerçekten de inşaat sürecindeki yolun Göreme Açı Hava
Müzesi’nden geçen eski yolla birleşeceği güzergâhta bin 600 yıllık bir manastır
yapısı, hemen onun sağında bir şapel ve bu iki tarihi eserin ortasında ise bir
peri bacası yer alıyor. Eğer nitelikli bir mühendislik çözümü üretilemezse
yolun bu yapılara ve peri bacasına zarar vermeden eski yolla birleşmesi
neredeyse olanaksız.
Göreme’nin Milli Park ilan edilmesi ve sonrası
İç Anadolu’nun iki eski volkanı Erciyes ile Hasan Dağı arasında
yer alan Kapadokya’daki jeolojik oluşumların yaşı 60 milyon yıl öncesine kadar
gidiyor. Kapadokya’daki bu jeolojik oluşumların en çok yoğunlaştığı bölgeler
arasında bulunan Göreme ve çevresinin milli park ilan edilmesi için 1967’de
yapılan planlamalar, zamanın yasal düzenlemelerinin sadece ormanlık alanların
milli park ilân edilebilmesine olanak tanıması nedeniyle yaşama geçirilemedi.
UNESCO’nun 1985’te Kapadokya’yı dünya mirası listesine almasının ardından
bölgenin eşsiz yapısının ve tarihi dokusunun korunabilmesi için Bakanlar Kurulu
kararı ile Kapadokya’ya 1986’da milli park statüsü verildi. Göreme Tarihi Milli
Parkı bu tarihten itibaren 1-Mili Park, 2-Arkeolojik ve Doğal Sit ve 3-UNESCO
Dünya Miras Listesi olmak üzere üç yasal statüye aynı anda sahip olarak ciddi
bir yasal korumaya kavuştu. Ancak zamanla “Kapadokya Alanı’nda arkeolojik,
kentsel, doğal sit alanları, kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgesi ve
milli park gibi birçok farklı koruma statüsünün bir arada bulunmasının zamanla
yetki karmaşasına neden olduğu” iddialarının eşliğinde bölge 23 Mayıs 2019’da
Kapadokya Alanı Hakkında Kanun ile ‘Kapadokya Alanı’ ilân edildi. Birkaç ay
sonra da bölgenin milli park statüsü 22 Ekim 2019’da kaldırıldı.
Kapadokya Alanı ve Alan Başkanlığı’nın kurulmasını, yörede
yıllarca tıbbi jeolojik çalışmalar yapan Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Eşref
Atabey kaleme aldığı bir yazıda şu
şekilde yorumluyor: “Kapadokya’da bütüncül bir korumadan ziyade
yatırımcıların turizme yönelik talepleriyle ilgili uygulamaların olduğunu
görmekteyiz. Daha önceki farklı statülerin karmaşaya ve yatırımcıların
ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kaldığı, Alan Başkanlığı uygulamalarıyla
yatırımlara hızlı cevap verme ilkesi benimsendiği belirtilmekte, böyle
olduğunda da bütüncül bir koruma ne yazık ki sağlanamamaktadır.”
ZENGİNJEOMORFOLOJİKVETARİHSELDOKUSUNAZARARVERMEDENYAPILMASIGEREKENBUYOLPERİBACALARIYLADOLUVADİLERİNORTASINDAYÜKSELENBİRPLATONUNÜZERİNDE
Göreme Milli Parkı’ndan devam ederek eski yolla birleşecek
olan yeni yol çalışmasının geldiği son nokta. | Fotoğraf: Özer Akdemir. 12
Ağustos, 2022
Alan Başkanlığı’nın kuruluşunu destekleyenlerden birisi de
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Nevşehir Milletvekili Faruk Sarıaslan’dı.
Sarıaslan yetkilerin tek elde toplanması ile bölgenin daha etkin şekilde
korunacağını ileri sürüyordu, ancak daha sonra bölgenin milli park statüsünün
kaldırılmasına karşı çıktı. Sarıaslan, Kapadokya’nın milli park statüsünden
çıkarılması ile yapılaşmanın önünün açılacağı uyarısında bulunuyordu. Gelinen
noktada gelişmeler Sarıaslan’ı haklı çıkarmış görünüyor ki kendisi bu konuda
TBMM’ye yazılı-sözlü soru
önergeleri verdi. Bölgenin milli park statüsünün kaldırılmasına dair
Cumhurbaşkanlığı kararına karşı Danıştay’da da dava açmasına rağmen Sarıaslan
hâlâ o zamanlar yasal düzenlemeyi savunmakta haklı olduğunu düşünüyor. Ağustos
ayında sorularımı
yanıtlarken “Yanlış uygulayacaklar diye doğru bir yasayı çıkarmayalım
mı?” diyen Sarıaslan’a göre Alan Başkanlığı doğru bir yasal düzenleme yapıyor
ama AK Parti bunu kötüye kullanıyor.
Göreme’nin milli park statüsünden çıkarılması ve yöredeki
yol ve maden çalışmaları arasındaki ilişkiye değinen ODTÜ Kentsel Politika
Planlaması ve Yerel Yönetimler Ana Bilim Dalı doktora öğrencisi Ceren Gamze
Yaşar tarafından 2019’da kaleme alınan “Göreme Milli Parkı Statüsünün
kaldırılması: Mekânsal Bir Değerlendirme” adlı
rapor daha o tarihte Kapadokya’yı bekleyen tehlikenin altını çiziyordu:
“Göreme, milli parkı alanını statüsünden ve koruma kalkanından mahrum
bırakarak, daha esnetilebilir kurallara sahip olan Kapadokya Alanı statüsüne
indiriyor. Kapadokya Alanı içinde genişlemekte olan kentsel alanlar (Nevşehir
başta olmak üzere) madenler ve taş ocakları, hızlı tren için önerilen ve ciddi
bir jeolojik müdahale gerektiren güzergâh da bulunmakta…”
Ortahisar-Göreme arasına yeni yol
Bölgede halen devam eden Ortahisar-Göreme yolu ile ilgili
tartışmalara dönecek olursak; yeni yol aslında Göreme’yi Ortahisar’a bağlayan
2,8 km’lik mevcut yolun yörenin tarihi ve jeolojik yapısına zarar verdiği
gerekçesiyle yapılıyor. Peri bacalarının ortasından, Tokalı Kilisesi’nin hemen
önünden geçen parke taşı döşeli yoldaki trafikten kaynaklanan titreşimlerin Kızlar
Manastırı’yla Tokalı, Elmalı, Yılanlı ve Karanlık kiliselerini olumsuz yönde
etkilediği Nevşehir Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu
Müdürlüğü’nün 2011 tarihli raporunda belirtilerek yolun kapatılması gerektiği
savunulmuş. Koruma Bölge Kurulu’nun 2019’da da benzer bir görüşü var. İşte yeni
yol, Nevşehir Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu raporundan 11 yıl
sonra gündeme getiriliyor.
Eskisine göre 600 metre kadar daha kısa olarak planlanan 2,2 km uzunluğundaki yeni
yol Ortahisar-Göreme arasında, eski yolun paralelinde inşa edilmeye başlanıyor.
Bölgenin son derece hassas, zengin jeomorfolojik ve tarihsel dokusuna zarar
vermeden yapılması gereken bu yol peri bacalarıyla dolu vadilerin ortasında
yükselen bir platonun üzerinden geçiyor. Yörede yaşayanların üzüm bağlarına,
meyve bahçelerine ulaşmak için kullandıkları, köylülerin deyimiyle eski bir
“eşek yolu”, kadastral çalışmaların ardından yeni yol olarak belirleniyor.
Bu alternatif yolun bir ihtiyaç olmadığına, yapımında
zorunluluk bulunmadığına dair ciddi eleştiriler var. Dr. Eşref Atabey
alternatif yol yerine Ortahisar’ı Uçhisar üzerinden Göreme’ye bağlayan
karayolunun daha uygun olduğu görüşünde. Atabey ayrıca, Bölge Kurulu
Müdürlüğü’nün mevcut yol için gösterdiği titreşim sorunu gerekçesinin yeni yol
için de geçerli olacağını belirtiyor. “Mevcut yol parke taşı döşemedir. Sismik
iletkenliği nedeniyle bu taşların asfalta göre titreşimleri artıran özelliği
bulunmaktadır. Mevcut yolda titreşimi sönümleyen pomza sergi malzemesi kullanılarak,
üzeri asfalt kaplama yapıldığında titreşim sorunu çözülmüş olurdu; böylece yeni
yola ihtiyaç kalmazdı. Yeni yolda, aynı yöntem uygulanmadığında da yine
titreşim sorunu yaşanacaktır” diyor.
ALANBAŞKANLIĞI’NIN“YOK”DEDİĞİ,ORTAHİSARBELEDİYEBAŞKANI’NINİSE“8-10KAYADAMI”DİYEKÜÇÜMSEDİĞİMANASTIRKOMPLEKSİNİBİZZATGÖRÜNTÜLEDİM
Göreme Açıkhava Müzesi sınırları içinde bulunan manastır
kompleksi. | Fotoğraf: Özer Akdemir. 12 Ağustos, 2022
Yol öncesi bilimsel çalışmalar yapıldı mı?
Alan Başkanlığı’nın açıklamalarına göre 2021 Ekim ayında
Kapadokya Alan Komisyonu’nca onaylanan bu yolun 5-7 metre arasında olan
genişliği 10 metreye çıkarılacak. Yol yapımının başlaması ile birlikte “Bu
derece hassas bir bölgede yapılacak böylesi bir yolla ilgili ne tür çalışmalar
yapıldı? Bölgede tarihi, kültürel yapılar ile korunması gereken jeolojik bir
oluşum var mı?” gibi sorular yöneltiliyor, ancak bu soruyu soranlara (başta
yöredeki çevre-ekoloji örgütleri) doyurucu bir yanıt verilmiş değil.
Alan Başkanlığı açıklamasında şunları belirtmekle
yetiniliyor: “Güzergâh çalışmalarından sonra arkeolojik jeoradar
çalışmaları yapılmış herhangi bir taşınmaz kültür ve tabiat varlığına
rastlanmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca yol çalışmaları devam ederken bir bütün
olarak Göreme Açık Hava Müzesi ile çevresine yönelik Çevre Düzenleme Projesi ve
ulaşım planlaması çalışmalarına başlanılmıştır. Söz konusu haberler kamuoyunu
yanlış yönlendirmekte ve manipülatif olup, yapılan yol çalışması ile sorunların
giderilmesi amaçlanmıştır.”
Yolla ilgili tartışmaların kamuoyunda yayılması üzerine
konuya dair Alan Başkanlığı’ndan yapılan iki açıklamada da yol yapımı öncesi
gerçekleştirildiği söylenen bilimsel bilgilere yönelik bir paylaşım yapılmadı.
Aksine, bugünlerde Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan’ın tartışmalı bir şekilde
memuriyetten çıkarılması ile gündemde olan TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi
yolla ilgili çeşitli bilgileri istemelerine rağmen Alan Başkanlığı’nın bunları
kendilerine vermediğini dile getirerek suç duyurusunda bulundu.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi açıklamasında, “Ortahisar-Göreme
beldeleri arasında yapılması planlanan yol çalışmaları Göreme Açık Hava Müzesi
başta olmak üzere peri bacaları oluşumlarını, yer altı zenginliklerini, Saklı
Kilise’yi ve arkeolojik sit alanlarını tehdit etmektedir” diyerek yol inşaatının
yörede yarattığı tehditleri sıraladı. Oysa Alan Başkanlığı’nın 10 Ağustos’ta
yaptığı açıklamada “Planlanan yol, kaya oluşumların uzağından geçmekte ve Saklı
Kilise’ye 18 metre
mesafededir” ifadelerine yer veriliyordu.
29 Ağustos’ta Alan Başkanı Birol İnceciköz’ün basına verdiği
demeçte ise yapımı süren yolun Saklı Kilise’ye 32 metre, peri bacalarına
ise 20 metre
mesafede olduğu bilgisi verildi. İki açıklama arasındaki bu çelişki izaha
muhtaç, ancak iddiaları yerinde görmek için İzmir’den 13 saatlik otobüs
yolculuğunun ardından gittiğim bölgede ve yol inşaatı üzerinde yaptığım
gözlemler İnceciköz’ün açıklamalarının gerçeği yansıtmadığı yönünde.
Alan Başkanlığı yolun bölgedeki en önemli arkeolojik
yapılardan birisi olan Saklı Kilise’ye 18-32 metre uzaklıkta
olduğunu söylese de Kapadokya Çevre Platformu Sözcüsü Mükremin Tokmak’a göre
yol neredeyse Saklı Kilise’nin üzerinden geçiyor. Birkaç kez yol inşaatına
gidip ölçümler yapan (birini bizzat benim yanımda yaptı) Tokmak’ın saptamalarına
göre yolun genişliği en az 16-19
metre arasında. Tokmak’ın yol inşaatı ile ilgili yaptığı
drone ve balon çekimlerine göre Saklı Kilise, peri bacası ve manastır yapısı
gibi hassas eserler yolun çok yakınında ya da üzerinde. Yolla ilgili haberlerin
ardından jeoradar görüntülerini de ekleyerek bir açıklama yayınlayan Alan
Başkanlığı’nın “yok” dediği, Ortahisar Belediye Başkanı’nın ise “8-10 kaya
damı” diye küçümsediği manastır kompleksini, şapel ve peri bacasını yol
inşaatına kadar gidip bizzat görüntüledim.
Bilimsel makaleler gerçekleri sunuyor
Video çekimlerini yaptığım ve fotoğrafladığım kadarıyla yol,
Göreme Açıkhava Müzesi sınırları içinde bulunan manastır kompleksi ve peri
bacalarına dayanmış durumda. Yolun geldiği yerdeki manastır yapısı ile ilgili
kısa bir literatür taraması yaptığımda iki makaleye erişebildim. Yolun geldiği
noktanın tam önünde bulunan manastır yemekhanesi ve şapelle ilgili Erciyes
Üniversitesi Fen Bilimleri Bölümü’nden Yüksek Mimar Sümeyye Ertürk ve Erciyes
Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Leyla Kaderli’nin 21-22
Ağustos 2020 tarihinde Trabzon’da yapılan 8. Uluslararası Kültür ve Medeniyet
Kongresi’ne sundukları makaleleri bölgedeki tarihi dokunun önemini ortaya
koyuyor.
Social Science Development Journal adlı dergide
yayınlanan “Göreme, Saklı Kilise, Manastır Yemekhanelerinin Değerlendirilmesi” başlıklı
makalede yolun geçeceği güzergâhta bulunan manastır yemekhaneleri ve
kilise “yapıldıkları dönemin sosyal, ekonomik ve dini yapısını gösteren, tarihi
ve estetik değerleri ile korunmaları gereken kültürel birer varlık olarak
önemli bir yere sahiptir” diye anlatılıyor. Doğu Roma İmparatorluğu Dönemi’nde
yapılan kilise ve manastırlarla birlikte Kapadokya bölgesinin Hristiyanlar için
önemli bir dini merkez olduğuna dikkat çekilen makalede, yeni yolun üzerinden
geçtiği Saklı Kilise’nin yanı sıra yukarı ve aşağı vadide birçok önemli dini
yapının bulunduğu vurgulanıyor.
DRONEVEBALONÇEKİMLERİNEGÖRESAKLIKİLİSE,PERİBACASIVEMANASTIRYAPISIGİBİHASSASESERLERYOLUNÇOKYAKININDAYADAÜZERİNDE
Ortahisar-Göreme arasında yapımı süren yol çalışması. |
Fotoğraf: Kapadokya Çevre Platformu. 9 Ağustos, 2022
“Vandalizm” suçlaması
Kapadokya Alan Başkanlığı’nın yol yapımının peri bacalarına
ve tarihe zarar vermediğini ileri süren açıklaması, yol yapımına karşı çıkanlar
tarafından “kamuoyunu yanıltıcı” olarak nitelendirildi. Kapadokya Çevre
Platformu’ndan mimar Zeynep Çöloğlu, Alan Başkanlığı’nın jeoradar ölçümleri ve
kuş bakışı bir harita eşliğinde yaptığı açıklamaya dair şu görüşleri ileri
sürüyordu: “Koydukları haritada sadece yolun temiz kısmını göstermişler, asıl
tahribat yapılan ve yapılacak yeri keserek göstermemişler. Kapadokya Alan
Başkanlığı açıklamasında ‘Kaya oluşumlarına zarar verilmiyor’ diye belirtmiş;
fotoğraflar ortada, yolun güzergâh haritası ortada, kültür varlıkları ve
jeopark ortada. Zarar gözler önündeyken nasıl inkâr edebiliyorlar?” Çöloğlu
ayrıca jeoradarın “temiz” olduğunu göstermek için yalnızca çok kısa bir görüntü
paylaşıldığına da işaret ediyor. “Yeraltında yapılaşma yoksa da yerüstünde yer
alan kültür varlıklarına, peri bacalarına, jeoparka, kiliselere yapılacak
yoldan geçen araçların ve yol yapım çalışmalarının sismik etkisi, titrasyon
etkisi ile ilgili raporları var mı? Eksik bilimsel çalışmalar jeoparkı olumsuz
olarak etkilemeye şimdiden başlamış durumda. Kayaoyma kiliseye 18 metre mesafeden geçiyor
demişler, peki üstünden mi geçseydi? 18 metre çok yakın!”
Yolun tıpkı mevcut Ortahisar-Göreme yolunda olduğu gibi
gereken bilimsel alt yapı olmadan aceleyle açılmasının kabul edilemez olduğunu
dile getiren Çöloğlu, bir altyapı çalışması uğruna Kapadokya gibi eşi benzeri
olmayan bir doğa harikasının feda edilemeyeceğini söylüyor. Çöloğlu, bu
görüşüne dair Almanya’dan bir örnek veriyor: “Dünyada bir çok örnekte böylesi
özel yerlere araç girişi yasak ya da bir çok kurala bağlı. Almanya’da ufacık
bir şelâle ve jeoparka giderken (Dreimühlen Şelalesi) 2 kilometre ötesinde
sizi arabanızdan indiriyorlar.”
“UÇHİSAR’DANDOĞALGAZIGETİRSELERYOLDÜZANCAKÇOKUZUNVEENERYAENERJİŞİRKETİNEMALİYETİÇOKARTIYOR”
Yol çalışmasına tepeden bakış. | Fotoğraf: Kapadokya Çevre
Platformu. 12 Ağustos, 2022
Ortahisar’a doğalgaz yolu iddiası
Çöloğlu, Kapadokya Alan Başkanlığı’nın koruması gereken yeri
korumayarak “vandalizme” teslim ettiğini savunuyor. “Bölgenin üst ölçek
planlarına daha doğru düzgün başlanmadı. Sit irdelemesi daha yapılmadı. Alt
ölçek plan kararları bile durdurulmuşken neye dayanarak ana aks yoluna karar
verdiler? Sebep doğalgaz hattı mı?” diye soruyor. “Kapadokya alanı için
doğalgaz unsuru tehlike arz etmiyor mu? Bu konunun riskleri, aksi bir durumda
vereceği zararlar düşünüldü mü?”
Kapadokya Çevre Platformu sözcüsü Mükremin Tokmak yolun
doğalgaz hattı için yapıldığı iddiasını yüksek sesle dille getirenlerden.
Tokmak bu konuda şunları söylüyor: “Uçhisar’da doğalgaz var, Ürgüp’te var,
Göreme’de var. Uçhisar’dan doğalgazı getirseler yol düz aslında, asfaltın
kenarından döşenir borular. Ancak yol çok uzun ve Enerya adındaki enerji
şirketine maliyeti çok artıyor. Ürgüp’ten getirseler yine 4-5 kilometre fazla boru
döşemek zorunda kalacaklar. Bu doğalgazı da gerekçe göstererek yapıyorlar bu
yolu.”
Yolun Ortahisar’a en kısa yoldan doğalgaz hattı döşenmesi
için yapıldığı iddiası sadece Kapadokya Çevre Platformu üyelerinin değil, CHP
Nevşehir Milletvekili Faruk Sarıaslan’ın da iddiaları
arasında. “Ortahisar Belediye Başkanı sıkışmış durumda. Doğalgaz sözü
vermiş, doğalgazı da getiremiyor. Doğalgazın Ortahisar’a getirilmesi için iki
tane yol var: Bir tanesi o yol yapacaklarını söyledikleri güzergâh, diğeri de
Nevşehir’den ve Ürgüp’ten direkt olarak gelecek doğalgaz” diyor Sarıaslan. “Bu
doğalgaz şirketi Ürgüp’le Nevşehir güzergâhından getirilecek doğalgazı maliyeti
yüksek olduğu için getirmek istemiyor. Onun yerine kısa mesafede Göreme’den
Ortahisar’a geçirmek istiyor. ‘Biz doğalgaz geçireceğiz’ gerekçesiyle orada bir
şey yapamayacakları için yol yapmak istiyorlar.”
Kapadokya Çevre Platformu üyeleri, hafriyatın yol açtığı
görüntünün gizlenebilmesi için hafriyat üzerine hayvan gübresi döküldüğünü
gösteren bu görüntüleri sosyal medyada paylaştı. 6 Eylül, 2022
Gübreli kamuflaj
Yörenin tarihi ve doğal yapısına zarar vereceği iddiaları
drone ve balon fotoğrafları ile basında geniş yer buldu. Ardından bir süre
duran yol yapım çalışmaları geçtiğimiz günlerde yeniden başladı. Tonaj ve teker
yapısı nedeniyle Kapadokya’ya girişinin yasak olduğu belirtilen iş makineleri
ve kepçe yardımıyla yapımı süren yol çalışmalarında bir başka tartışma da yol
hafriyatının döküldüğü yer.
Kapadokya Çevre Platformu üyeleri yol hafriyatının döküldüğü
yere gidip yaptıkları çekimlerde, hafriyat dökülerek doldurulan vadinin ucunun Kapadokya’daki
en bilindik yürüyüş güzergâhlarından birisi olan, yörenin jeolojik ve tarihi
karakterinin en iyi görülebildiği alanlardan Zemi Vadisi’ne ulaştığını ileri
sürüyorlar. Yolun üzüm bağları ve meyve bahçeleri arasından geçtiğini ve
buraları yok ederek ilerlediğini belirten platform üyelerinin bir başka iddiası
ise “ancak şeytanın aklına gelecek cinsten” diye yorumladıkları bir uygulama: Platform
üyelerinin paylaştıkları video görüntüleri ve fotoğraflara göre hafriyatın gizlenebilmesi
için üzerine hayvan gübresi döküldü.
Kapadokya nasıl korunur?
Göreme ile Ortahisar arasında yapımı süren yeni yol, adeta
göz bebeğimiz gibi korumamız gereken Kapadokya’nın doğal ve tarihi
güzelliklerini tehdit eden projelerden sadece birisi. Avanos ile Ürgüp arasında
devam eden enerji nakil hattı çalışması, yöredeki taş ocağı, mermer, pomza,
kil, bentonit gibi madencilik faaliyetleri, turizm tesislerinin yol
açtığı tahribatlar, yapımı süren oteller, AVM inşaatları, balon turizminin
tetiklediği vadilere kontrolsüzce giren arazi araçları, hızlı tren hattı
projesi gibi çok sayıda proje ve faaliyet bölgede tahribatlara yol açıyor.
Tüm bu olan bitenler kuşkusuz Kapadokya’ya ciddi zararlar
veriyor. Kapadokya’nın gelecek kuşaklara korunarak taşınabilmesi için bu
tahribatların önlenmesi ve alanın bütüncül bir koruma kalkanı ile korunması
şart. Aksi takdirde “koruma-kullanma dengesinin en hızlı biçimde yerine
getirilmesi” amacıyla oluşturulan Alan Başkanlığı gibi kurumların asıl işlevi
Kapadokya’yı korumaktan çok, sermayenin turizme yönelik taleplerinin ivedilikle
yerine getirilmesinin altyapısını hazırlamak gibi görünüyor. Her halükârda olan
Kapadokya’ya oluyor ve olacak.
https://gezegen24.com/kapadokyada-bir-yol-hikayesi/