19 Eylül 2022 14:12
Karaburna Köyü’nde işletilmek istenen taş-bazalt ocağına karşı açılan davada yapılan bilirkişi keşfinin raporu yayımlandı. Rapora göre Hacıbektaş Karaburna köyü 7 ay kanserojen su içmiş.
Fotoğraf: Karaburç Köyü Doğayı Koruma Geliştirme Platformu
Özer AKDEMİR
Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesi Karaburna Köyü’nde işletilmek istenen taş-bazalt ocağına karşı açılan davada yapılan bilirkişi keşfinin raporu belli oldu. Bilirkişi raporu köylülerin yaklaşık 7 ay boyunca son derece kanserojen bir bileşik olan Trihalometanlı su içtiğini ortaya çıkardı. Raporda taş ocağının doğaya, tarıma, hayvancılığa, su kaynaklarına, sit alanına kültür varlıklarına ve yaban hayatına geri döndürülemez etkilerinin olduğunu ve şirketin bu zararları telafi etmek için proje tanıtım dosyasında vaat ettiği sorumlulukların hiçbirini yerine getirmediğinin altını çizidi.
Fotoğraf: Karaburç Köyü Doğayı Koruma Geliştirme Platformu
KÖYLÜLERİN MÜCADELESİ SONRASI ŞİRKET BÖLGEYİ TERK ETMİŞTİ
Kayseri Develi Bazalt adlı şirket tarafından işletilmeye başlanan taş ocağına karşı köylülerin mücadelesi ve başlattıkları hukuki süreç sonrasında şirket bölgeden çekilmek zorunda kalmıştı. İşletmeye karşı açılan davada mahkeme tarafından yaptırılan 19 Temmuz 2022 tarihli bilirkişi keşfinin raporu geçtiğimiz günlerde dosyaya sunuldu. Ziraat, harita, çevre, maden ve jeoloji mühendislerinin yanı sıra bir biyologdan ve sanat tarihçisinden oluşan bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 32 sayfalık raporda özet olarak şu görüşlere yer verildi:
“RUHSAT ALANI İÇİNDE İKİ TANE HÖYÜK VAR”
ÇED alanının Karaburna Köyü’nün meskun alanına en yakın
olduğu mesafe sadece
Ruhsat alanı içerisinde Kayseri Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun kararıyla I. Derece Arkeolojik Sit olarak tescillenmiş Kaletepe Höyüğü ile iki adet höyük tespit edilmiştir. Kaletepe Höyüğünde yapılan incelemede kalenin doğusunda yer alan kayalar üzerinde Hitit veya Frig dönemine ait olması muhtemel yazılar görülmüştür. Yine Kale içerisinde çok sayıda pişmiş toprak seramikler de tespit edilmiştir. Özelliklerinden hareketle seramikler Roma ve Bizans dönemine ait olmalıdır. Kaletepe Höyüğü ile tümülüsler Kültür Valıklarını Koruma Kanununa göre korunması gerekli taşınmaz kültür varlığıdır.
“ASMA YAPRAKLARININ TOZDAN KURUDUĞU GÖRÜLDÜ”
ÇED alanı, büyük bir alanı kapsamakta olup, çevresinde yerleşim alanı, tarımsal araziler ve meralar bulunmaktadır. ÇED alanı içerisindeki meralar ile çevresinde bulunan meralarda hayvancılık yapılmaktadır.
Söz konusu ocağın çevreye ve bitki örtüsüne yarattıkları en büyük problemleri tozdur. Keşif sırasında da net bir şekilde yoğun toz bulutu görülmüştür. Ruhsat alanı içerisindeki bazalt maden ocağından çıkan tozlar bölge flora ve faunasını olumsuz etkileyecektir. Keşif sırasında proje sahasının tarım alanlarına çok yakın olduğu gözlemlenmiştir. Bu yakınlık tesiste madenin ocaktan çıkarılması, taşınması, depolanması, yüklenmesi, boşaltılması ve boyutlandırılması sırasında tozla birlikte hava kirliliği yaratacak ve sınırda bulunan tarlalara, ekili dikili alanlara zarar verecektir. Keşif sırasında da asma bağlarının tozdan kaynaklı kuruyup zarar gördüğü tespit edilmiştir.
Mevcut hali ile işletme faaliyetleri sırasında önemli bir sorun toz emisyonları ile ilgili sorundur…. Kayaların kırılması, kaldırılması ve nakliyesi esnasında oluşan tozlar dikkate alınması gereken sorunlardan birisidir. Ocak içinde ve nakliye güzergahı üzerinde arazöz ile düzenli olarak sulama yapılacağı ve emisyon değerlerinin düşük olacağı belirtilmesine ragmen, keşif esnasında toprağın çok kuru olduğu ve taahhütün yerine getirilmediği tespit edilmiştir.
ŞİRKET BİR YIL İÇİNDE BÖLGEYİ ÇEVREYE UYUMLU HALE GETİRMELİ
Proje tanıtım dosyasında olmasına rağmen rehabilitasyon çalışmaları yapılmadığı ve sıyrılan üst toprak için depolama alanı olmadığı, faaliyet yapılan alanların bozulmuş olarak bırakıldığı görülmüştür.
Ruhsat sahibi belirtilen tedbirleri en geç bir yıl içinde almak ve işletme faaliyetinde bulunulan alanı işletme projesi doğrultusunda çevreye uyumlu hale getirmek zorundadır. Kanun maddesi gereği Ruhsat sahibi sahayı bir yıl içerisinde çevreye uyumlu hale getirmek zorundadır.
Proje kapsamında yapılacak iş ve işlemler nedeniyle 110m ve
KÖY 7 AY KANSEROJEN SU İÇMİŞ!
Nevşehir Sağlık İl Müdürlüğü tarafından 02.09.2021 tarih 1254 sayılı içme kuyularından alınan numuneler üzerinde yapılan mikrobiyolojik, diğer analizler ve kimyasal analizlerde çıkan sonuçların değerlendirme kısmında İnsani Tüketim Amaçlı Sular Yönetmeliğine göre Toplam Trihalometanlar parametleri yönünden uygun olmadığı belirtilmiştir. Trihalometanlar (THM), kanserojen etkiye sahip bileşikler olmasından dolayı insan ve çevre sağlığı açısından son derece zararlıdır.
Çalışma sahası ve etrafından bulunan (yabani) canlıların nesillerinin tehlike altına girmeyeceği onların zarar görmesi gerçeğini ve alınan tedbirlerin eksikliği gerçeğini değiştirmemektedir.
İŞLETMENİN
(Depremsellik değerledirmesine ilişkin) Maden sahası normal
eğim atışlı
ATI ALAN ÜSKÜDARI GEÇTİ SANILMASIN!
Bilirkişi raporunun belli olmasının ardından bir açıklama yapan Karaburna Sevdalıları Platformu madenci şirtekin köyün doğasını bozarak terkettiğini belirterek; “Proje tanıtım dosyasında belirtilen taahhütlere ilave olarak kanunen 1 (bir) yıl içerisinde gerekli tedbirleri alması gerektiği halde şu ana kadar hiçbir girişimde bulunmamıştır. Madeni ve bazalti şirket götürmüş; geriye tozu, seli, kanseri bize kalmiştir. Ancak ati alan üsküdari geçti sanmasinlar! Doğamızı yeniden eski haline döndürülmesi için mücadelemiz hukuki zeminde sürmeye devam edecektir” denildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder