07 Aralık 2022 16:32
Öksüt Madenciliğe ait altın madeninde kanında cıva çıkan işçilerden Yahya Kemal Telci, "Biz işçiler, günde 1 milyon dolar kazanan şirketin maliyet hesabında bir Excel sütunuyuz sadece" dedi.
Türkiye’de altın madenciliğinin ilk kez yapıldığı Bergama’da bir siyanür havuzu. | Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel
Özer AKDEMİR
Kayseri Develi’de şubat ayında yaşanan, Kanadalı Centerra Gold şirketine ait Öksüt Madencilikte altın döküm odasında çalışan işçilerin cıva zehirlenmesiyle ilgili süreç devam ediyor. Kanında cıva çıkan işçilerden Yahya Kemal Telci, şirketin kendilerini bile bile zehirlediğini söylüyor. Telci, “Bizler, orada çalışan işçiler günde 1 milyon dolar kazanan şirket için maliyet hesabında bir Excel sütunuyuz sadece” diyor.
İŞÇİLERİN KANINDA CIVA ÇIKMIŞTI
Onlarca maden işçisinin cıva ile zehirlenmesi skandalı şubat ayında, altın madeninin altın döküm odasını korumakla görevli 11 güvenlik görevlisinin kan ve idrar testlerinde limitlerin çok üzerinde cıva ve ağır metal tespit edilmesi ile ortaya çıkmıştı. Bu durumu bilen madenin proses müdürü işçileri bile bile cıvalı ortamda çalıştırmakla suçlanırken, işçilerin kan analiz raporlarını gören işletme müdürünün “Bunu kabul edemem” demesinden sonra altın dökümü durdurulmuş, işçiler meslek hastalıkları hastanesine sevk edilmişti. Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesinde muayene edilen işçilerin çalışma koşulları ve alınmayan önlemler nedeniyle ağır metal zehirlenmesine maruz kaldıkları ortaya çıkmıştı.
"BİZİ BİLE BİLE ZEHİRLEMİŞLER"
Cıva zehirlenmesine maruz kalan işçilerden 1,5 yıldır madende çalışan Yahya Kemal Telci ile yaşananları konuştuk. Develi’deki madende de inşaat süpervizörü olarak görev yaptığını belirten Telci, “Liç sahası, kırıcı revizyon tüm inşaatlardan sorumluydum. O odaya da orada yapılacak olan revizyonlar ve kaplama sürecinde taşeronları kontrol maksatlı girdim, çıktım. 2005 yılından beri de bu sektördeyim. İlk defa böyle bir şey duyuyorum ve yaşıyorum” dedi. Yaşanan olayın normal bir maden kazası ya da işçi sağlığı, iş güvenliği kurallarına uymamakla ilgili bir şey olmadığını söyleyen Telci şöyle konuştu; “Normal maden kazasından bunun farkı, bunlar bizi bile bile zehirlemişler! Yani mesele şu, ‘Ben tesisi durdursam 50 milyon dolar 100 milyon dolar arası zarar yapacağım. Burada kaç kişi zehirlenir, diyelim 100 kişi. Bunların yasal tazminatını hesap ediyorlar, muhasebeci mantığıyla hareket ediyorlar. Adamlar seni Excel’deki bir bölüm olarak görüyor!” Şirkette yüksek dereceli mobbing olduğunu ileri süren Telci, “Herkes herkese mobbing uyguluyor. Bu şekilde personeli susturma gayretine giriyorlardı ama bir yerlerden sonra patlak verdi olay. Her şey bir yere kadar” dedi.
Yahya Kemal Telci'ye ait ATK raporu.
GÜNLÜK 1 MİLYON DOLAR KAZANAN BİRİNE 1 MİLYON LİRA CEZA KOMİK
Zehirlenmelerle ilgili soruşturma sürecinin devam ettiğini aktaran Telci, yapılan bilirkişi incelemesinde tüm iddialarının doğrulandığını söyledi. Telci, ”Her şey belli ama savcılık bilirkişiye tekrar bir yazı gönderdi. Cevabı olmayan bir soru sordu. Dedi ki, bu adamlar sakat mı kaldı, ölecek mi? Ölecekse ne zaman ölecek? Sakat kalacaksa yüzde kaç? Şimdi toksikoloji profesörleri bununla ilgili yorum yapacak da, ceza verecek ya da vermeyecek de, iş uzuyor? Hukuk tek başına yeterli bir şey değildir. Yani devlet sadece savcılık ve hakimlik makamı değildir ki eğer öyleyse diğer makamları kapatalım gitsin! Yani suç işleniyor, İçişleri Bakanı ortada yok. Çevre ve Şehirciliğe gelince kömür madeniyle altın madenine aynı cezayı yazıyor. Günlük 1 milyon dolar kazanan birine siz 1 milyon lira ceza yazsanız adam gülmez mi?” diye konuştu.
KAÇ İŞÇİNİN ZEHİRLENDİĞİ BİLE BELLİ DEĞİL
Zehirlenen işçiler olarak haklarını aramaya çalıştıklarını belirten Telci, “Direkt olarak 77 işçinin zehirlendiği biliniyor ama dolaylı olarak kaç kişi zehirlendi belli değil. Bir de şu anda mesela biz madenin altın dökümünü durdurduk. Ama maden çalışmaya devam ediyor. Yani ham madde haline getiriliyor altın. Sadece eritip dökemiyorlar. Dolayısıyla o ham madde haline getirilen madenlerde de cıva var. Bunu taşıyan işçiye de zehir girecek. Ya da yarın kaçak şekilde herhangi bir altın madenine gönderip dökerse oradakiler de zehirlenecek. Burada devletin acziyeti meydanda” dedi.
Sürecin uzaması nedeniyle işçilerin zehirlenmeye devam ettiğini kaydeden Telci, “Uzman bir heyetin oraya baskın yapması lazım. Aksi halde durdurmak mümkün değil bunları. Cıva madenin içinde var. Bunları ayrıştırma mekanizmasını kurmak için beklemek yerine, bizi de Afrika ülkesi gibi gördüklerinden, 3-5 tane Türk işçi ölür, adam başı kaç para öderiz, 2’şer-3’er milyon, olur biter’ diye düşünüyorlar. 100-200 tane işçi ölse, şu kadar tazminat doğar, şu kadar da rüşvet dağıtırız diye hesap yapıyorlar. İşçiler, insanlar, onların gözünde Excel’deki bir sayıdan ibaret” diye konuştu.
CIVA ZEHİRLENMESİNİN ETKİLERİNİ YAŞAMAYA BAŞLADIK
Madendeki bu durumu şikayet ettikleri için birçok işçinin işten atıldığını, ikişer üçer milyon lira para teklif edilen kimi işçinin ise davasını çektiğini belirten Telci, “Cıva kanda ve idrarda belli bir süre sonra düşüyor. Şimdi ona da güveniyorlar, bilerek geciktiriyorlar” dedi. Cıva zehirlenmesinin sağlıkları üzerinde etkisini görmeye başladıklarını söyleyen Telci, “Ben de halsizlik var, kızlarda kemik erimesi ve böbreklerde zarar tespit edildi” dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder