31 Ağustos 2023 15:51
MTA’nın 2002 yılında yaptığı araştırma verilerine göre; Söke ve Muğla kömürlerinde dünya ortalamalarını onlarca kat fazlası ağır metal var!
Fotoğraf: Selahattin Aydın
Özer AKDEMİR
Yatağan Termik Santrali’ne kömür temini için son aylarda Söke’nin birçok yerinde yeni linyit yatakları açılaması için çalışmalara başlandı. Yapılan bir araştırma Söke ve Muğla yörelerindeki kömürlerde ağır metal oranlarının dünya ortalamalarının çok üzerinde olduğunu ortaya çıkardı. Bu kömürlerin yakılması ciddi sağlık sorunlarına yol açacak.
SÖKE KÖYLERİNDE KÖMÜR MADENİ ENDİŞESİ
Fıstık çamları, kaya resimleri ve zeytinleri ile ünlü Latmos Dağındaki Çavdar ve Mersinbelen köyleri arasındaki 19 parsel arazi Cumhurbaşkanı kararnamesi ile acele kamulaştırma yoluyla kamulaştırıldı. Kararnamede bu arazilerdeki kömür yataklarının Yatağan termik santraline kömür temini için işletilmesinin kamu yararı olacağı ileri sürülüyor. Yine aynı şekilde Söke’ye bağlı Ağaçlı ve Kemalpaşa Köyleri yakınlarında da bir kömür işletmesi açılması için ÇED süreci başlatıldı. Yöre halkını tedirgin eden bu kömür madeni projelerine karşı yurttaşlar ve ekoloji örgütleri mücadele yollarını tartışmak için geçtiğimiz günlerde Ağaçlı Köyü’nde bir araya geldi.
TERMİK SANTRAL BACA FİLTRELERİ BİR İŞE YARAMIYOR
Prof. Dr. Doğan Kantarcı tarafından Söke ve Muğla yöresi kömürleri üzerinde yapılan bir araştırma yurttaşların tedirginliğinin ne kadar da haklı olduğunu ortaya çıkardı. MTA tarafından Söke-Muğla kömürleri üzerinde 2002 yılında yapılan araştırma sonuçlarını değerlendiren Kantarcı, Söke-Muğla kömürlerindeki ağır metal oranlarının dünya ortalamasının onlarca kat üzerinde olduğunu ortaya koydu. Söke ve Muğla kömürlerinin aynı coğrafyada olmaları nedeniyle bu anlamda birbirine yakın özellikler taşıdığını dile getiren Kantarcı, termik santrallerde kullanılan elektrostatik filtreli bacaların 2.5 ppm boyuttaki partikül tanelerini tutmadığını, bu nedenle termik santrallere takılan filtrelerin tam bir süzme yapmadığını dile getiriyor.
KÖMÜRLERDE 44 AĞIR METAL TESPİT EDİLDİ
Söke ve Muğla kömürlerindeki ağır metal oranları ile dünya ortalamalarını karşılaştıran Kantarcı bununla ilgili yaptığı tablonun sonunda yaptığı açıklamalarda şu noktalara dikkat çekiyor:
Kömürlerde 44 tane ağır metal belirlenmiştir.
Muğla kömür yatakları birbirine yakındır. Bu kömürlerin tümü ‘Erken Miosen’ dönemine ait olup, içerikleri birbirine yakındır. Yatağan ve Söke kömürleri de ‘Erken Miosen’ kömürleri olup, benzer özellikler göstermektedirler.
Arsenik miktarının Söke kömüründe çok yüksek olması dikkat çekicidir. Ayrıca; bor, baryum, molibden, antimon, stronsiyum, vanadyum ve özellikle de uranyum miktarları Söke kömüründe çok yüksektir.
Bu kömürler ısı değerleri bakımından termik santrallerde değerlendirilebilecek kömürlerdir. Ancak içerdikleri ağır metaller ve özellikle arsenik bakımından insan ve hayvan sağlığı için çok tehlikelidirler. Çünkü elektrostatik filtreler Ø ≤ 2,5 μm boyutundaki taneleri tutamazlar.
MTA 2002 yılında yaptığı araştırma sonuçlarından Prof. Dr. Kantarcı tarafından derlenen verilere göre Söke/Muğla kömürleri ile dünya ortalaması karşılaştırmalarında bulunan ağır metal mikro elementler ve oranları şöyle;
|
Söke kömüründeki oran |
Dünya ortalaması |
|
Arsenik |
219.2 Ppm |
10 Ppm |
Yirmi iki kat |
Bor |
186 Ppm |
50 Ppm |
Üç kata yakın |
Baryum |
219 Ppm |
200 Ppm |
Biraz üstünde |
Molibden |
63.6 Ppm |
3 Ppm |
Yirmi bir katı |
Antimon |
41.6 Ppm |
1.5 Ppm |
Yirmi sekiz katı |
Stronsium |
580.9 Ppm |
200 Ppm |
Üç katına yakın |
Uranyum |
132 Ppm |
2 Ppm |
Altmış altı katı |
Vandanyum |
77.8 Ppm |
40 Ppm |
İki katına yakın |
YURTTAŞLAR VE ÇEVRE ÖRGÜTLERİ KÖMÜR MADENİNE KARŞI BİRARAYA GELDİLER
Söke’nin Ağaçlı köyü yakınlarında 25 hektarlık bir alanda açık ve kapalı kömür işletmeciliği projesine karşı yurttaşlar Ağaçlı köyünde bir araya geldiler. Kuşadası ve Söke Kent Konseyleri, Caferli Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği, Kirazlı Ekolojik Yaşam Derneği, Çine Yaşam Platformu, AYEP, AYÇEP, Çine Yaşam Platformu ve Kuşadası EKODOSD katıldığı toplantıda kömür madenine karşı hukuki ve fiili mücadele süreçleri tartışıldı. Toplantıda kömür ocağının açılması durumunda ocaklardan 20 bin ton kömür çıkarılacağı, yer altı ocaklarında da ihtiyaç duyulması halinde gevşetme patlatmaları yapılacağı bilgisi paylaşıldı. Çevre örgütleri kömür işletmeciliğinin yapılacağı alanın, Dilek Yarımadası Milli Parkı’nın yer aldığı Samson Dağları’nın doğudaki ucunda yer aldığını belirterek, Milli Parkın Dilek Yarımadası bölümünün dışında kalan ancak ekolojik ve coğrafik açıdan devamlılık arzeden bu bölgenin doğa ve tarihle iç içe olduğunu dile getirdiler. Bölgenin Kuşadası ve Söke’nin oksijen deposu olduğuna vurgu yapılan konuşmalarda bölgede bir kömür işletmesinin açılmasının, geri dönülmez bir şekilde tahribat yaratacağı buradan kömür çıkarmak yerine, bölgenin doğal ve kültürel özelliklerini ön plana çıkararak var olan tarım ve turizmin daha de geliştirecek projelerin geliştirilmesi daha doğru olacağını ifade ettiler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder