14 Eylül 2013 Cumartesi

RES martıları bile küstürdü…


Özer AKDEMİR

Dikili’deki 11. Gençlik Yaz Kampındaki Ekoloji Atölyesi’nde “Enerji, kimin için ne pahasına” konusu tartışıldı. Karaburun Yayla Köyünden gelen Mustafa Şenbahar, evlerinin dibine kadar kurulan Rüzgar Elekritik Santralleri (RES)’ler nedeniyle köydeki yaşamın kabusa döndüğünü belirterek durumu şu sözlerle özetledi, “Köyümüze artık ada martıları bile gelmez oldu. Martılar bile küstü…

RES’LER BİZE DEĞİL AVM’LER İÇİN…

16 Ağustos tarihinden beri devam eden Gençlik kampındaki 15 atölyeden birisi olan Ekoloji Atölyesi önceki gün İzmir Karaburun ve Foça’dan gelen yaşam savunucularını ağırladı. İlk olarak söz alan Karaburun Yayla Köylüsü Mustafa Şenbahar, ‘temiz enerji’ olarak tanıtılan rüzgar santrallerinin köy evlerinin yanı başına kurulduğunu, ses ve manyetik kirlilikten yaşayamaz hale geldiklerini anlattı. Yarımada da, dar bir alanda 100’ün üzerinde RES yapıldığını aktaran Şenbahar, 1100 RES’in de sırada olduğu bilgisini verdi. Kurulacak RES’lerin Karaburunlular için olmadığını dile getiren Şanbahar, “Bütün Karaburun’un ihtiyacı için en çok 20 RES yeter. Bu RES’ler bizim için değil yapımı planlanan AVM’ler için. Biz bu topraklarda yüzyıllardır kandil, mum ışığı içinde yaşadık. Bundan sonra da sağlıklı bir şekilde yaşamak istiyoruz” dedi.

ADA MARTILARI GELMEZ OLDU

RES’leri temiz enerji olarak pazarlamaya çalışan sözde çevreci, sözde bilim insanları olduğunu aktaran Şenbahar, “Evliya Çelebi gibi gezen bu sözde bilim insanlarına bir gün Yayla Köyüne gelme çağrısı yaptık. Hala tık yok” diye konuştu. RES’lerin insan kadar, bölgedeki canlı yaşamına da zararlarının her geçen gün daha çok ortaya çıktığını aktaran Şenbahar bu konu ile ilgili şunları anlattı; “RES’lerden sonra ada martıları köyümüze uğramaz oldular. Bu sene küstüler sanki, gelmediler. Keçilerimiz de RES’lere yaklaşmak istemiyor. En önemli geçim kaynağımız olan keçi nüfusu 10 binlerden bine kadar düştü” dedi. Şenbahar, RES’in köylüler arasında da bölünmeye yol açtığını, köylüleri birbirine düşürdüğünü söyledi.

NASIL TEMİZ ENERJİ DENEBİLİR Kİ?

Karaburun Ortak Yaşam Platformundan Cevat Ilgaz da yarımadanın yarısının enerji yatırımları için parsellendiği bilgisini vererek, RES’lerin bölge zeytinciliği için son derece önemli olan yarasa ve arıları yok ettiğinin altını ç izdi. Ilgaz, “Ekosistemdeki zinciri koparan bir faaliyete nasıl temiz enerji diyebiliriz” diye konuştu.

BURASI NASIL OLSA KİRLENDİ DİYE…

Aliağa Foça yakınlarında kurulmak istenen termik santrallere karşı mücadele eden Foça çevre Platformu adına atölyeye katılan Bahadır Doğutürk, Aliağa Foça arasındaki demirçelik, haddehane, gemi sökümü, petro kimya, gübre fabrikası gibi tesislerin yarattığı kirliliğin zaten bölgeyi yaşanamaz hale getirdiğini belirterek, “Burası nasıl olsa kirlendi diye şimdi de 7 tane termik santral daha yapmak istiyorlar. İzmir’in kuzeyinde kirli bir oyun oynanıyor ve buna başta yerel yönetimler birçok kurum gereken karşı çıkışı göstermiyor” diye konuştu. Doğutürk, Aliağa’nın temizlenmeden İzmir’in temizlenemeyeceğini söyledi. EMEP Genel Başkan Yardımcısı Sabri Topçu’nun da katıldığı atölye çalışması soru yanıt biçiminde devam etti. (İzmir/EVRENSEL)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...