22 Nisan 2015 Çarşamba

Ölmemek için 45 günümüz var!


Aydın'da gerçekleştirilen terk edilen uranyum madenleri ve tehlikeleri konulu panel-forum da Ege Bölgesinde çok da bilinmeyen bir çevre ve halk sağlığı sorunu tartışıldı. Manisa Köprübaşı ve Aydın Kisir Köyü yakınlarındaki terk edilmiş uranyum işletmeleri ve sondajlarının yarattığı ekolojik tahribat ve sağlık sorunlarının konuşulduğu panel de uranyum kirliliği nedeniyle adı Kanser Köy'e çıkan Söke Kisir köyü muhtarı seçimlere dikkat çekerek "Sesimizi sandıkta duyurmak zorundayız. Ölmemek için 60 günümüz var dedi.
 MENDERES'E AYAĞIMIZI DAHİ SOKAMAYACAĞIZ
İzmir NKP ve Aydın Çevre ve Kültür Platformu (AYÇEP) tarafından geçtiğimiz hafta sonu gerçekleştirilen etkinlik Aydın mali Müşavirler Odası Konferans Salonu'nda yapıldı. Toplantının açılışında konuşan AYÇEP Başkanı Mehmet Vergili, "Bu suyu, havayı hepimiz kullanıyoruz. Şu anki çevre düzenlemeleri ve yasaları bize kısadan ölüm vaat ediyor. Menderesi mahvettiler. Üç beş sene sonra ayağımızı sokamayacağız nehre. Tarım toprakları bir şeylere feda edilmiş durumda" dedi. Panelin yöneticisi Çevre Mühendisleri Odası İzmir şube Başkanı Helil İnay Kınay, Gaziemir, Manisa Köprübaşı ve Söke Kisir köyündeki radyoaktif tehlikeler daha çözülmeden ülkenin yöneticileri nükleer santrallerle ülkeyi bir kaos ortamına sürüklediğini söyledi. Panelin ilk konuşmacısı olan Evrensel Gazetesi İzmir muhabiri ve EGEÇEP Eş Dönem Sözcüsü Özer Akdemir, Ege bölgesindeki terk edilmiş uranyum madenleri ile ilgili yaptığı televizyon programı ve haberlerin ardından, konunun gündeme geldiğini belirterek, yetkililerin bu sorunu görmezden gelerek üstünü örmeye çalıştığını dile getirdi. Akdemir'in konuşmasının ardından Hayat Televizyonu Çepeçevre Yaşam seçkisi izlendi.
NİF DAĞINDA ATOM BOMBASI VAR!
Dokuz Eylül Üniversitesi öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Enver Yaser Küçükgül, yasalar, hukuk, bilim çiğnenerek Akkuyu Nükleer santral çalışmalarına başlandığını belirterek, "Daha ortada nükleer santral yokken bölgemizde birçok yerde nükleer kirlilik olduğunu gördük" dedi. Türkiye'de pek çok yerde uranyum madeni olduğunu aktaran Küçükgül, bu sahaların bölgesel deprem haritasıyla birebir örtüştüğünü söyledi. Soğuk savaş döneminde Türkiye'ye çok sayıda nükleer silah konuşlandırıldığını ifade eden Küçükgül, bunların bir kısmının İzmir'den Kemalpaşaya giderken Nif Dağı'nda bulunan Amerikan üssünün 7-8 kat altında tutulduğunu ileri sürdü. Küçükgül, "bu atom bombaları halen orda duruyor. Oraya giren subaylarımız yok. Ben o tesisin su arıtmasını işleten mühendis bana bir şeyler sormaya geldiği için biliyorum. Küçükgül Gaziemir, Köprübaşı ve Söke Kisir'deki radyoaktif kirlilikle ilgili de bilgiler verdi. Aydın tabip Odası Başkanı Metin Aydın, Aydın'da sağlık verileri ile ilgili şu verileri aktardı, "Türkiye'de kanser ölüm sebepleri sıralamasında ikinci. Türkiye'de yıllık 170 bin yeni kanser vakası bekleniyor. 2010-2012 yılları arasında Türkiye'de kanser vakaları %18, Aydın'da %42 artmıştır. Bu artışa göre Aydın Türkiye'de kanserin en fazla arttığı 19. il."
MİLLETVEKİLİ LEVENT TÜZEL'E TEŞEKKÜRLER
Ege Üniversitesi Halk Sağlığı öğretim üyesi Doç. Dr. Raika Durusoy uranyum kirliliği ve radyoaktif maddelerin sağlığa etkilerini anlatırken, Ziraat Mühendisleri Odası Aydın Şube Başkanı M. Nedim Barış da uranyumun toprağa ve tarımsal ürünlere etkisini dile getirdi. Barış, bu radyoaktif elementlerin tarımsal ürünlere geçmesinin kaçınılmaz olduğunu söyledi. Konuşmaların ardından söz verilen Kisir Köyü Muhtarı Baki Suna, "Bizler neden öldüğümüzü öğrenmiş olduk. Levent Tüzel milletvekilimiz önerge verdi ama önergenin yanıtı bize verilmiyor. 60 gün sonra seçim var. 60 gün sonra ölmeden sesimizi gösteremezsek öleceğiz. Ölmemek için 60 günümüz var". Konuşmaların ardından salondaki dinleyenler de söz alarak konuyla ilgili görüşlerini dile getirdiler. (Aydın/EVRENSEL)
Eklenme Tarihi: 21 Nisan 2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...