5 Nisan 2015 Pazar

Kaç-ak Saray hem yağma hem hesaplaşma


Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazisine yapılan Cumhurbaşkanlığı Sarayı (Kaç-Ak Saray) hukuki, toplumsal ve siyasal yönleriyle masaya yatırıldı. AKP hükümetinin siyasal islam düşüncesini topluma yayabilmek için önce mekan algısıyla oynandığının dile getirildiği panelde, AOÇ'a yasadışı bir şekilde yapılan Kaçak Sarayın Cumhuriyet değerleriyle hesaplaşmanın en önemli simgelerinden birisi olduğu ifade edildi.
EGEÇEP ve Mimarlar Odası Ankara Şubesinin ortaklaşa gerçekleştirdiği “AOÇ, Kaç-Ak Saray, Kent Hakkı ve kent Mücadelesi” başlıklı söyleşi Mimarlık Merkezinde yapıldı. Söyleşiyi yöneten EGEÇEP Eş Dönem Sözcüsü Hülya Yılmaz, kent hakkının Gezi eylemleri sürecinde öne çıktığını belirterek, İzmir’deki çevre sorunları ve kent mücadelesi hakkında bilgi verdi.
“İNŞAAT YA RESULLALLAH”
Söyleşinin ilk konuşmasını yapan Anadolu Üniversitesi Öğretim üyesi Dr. Ethem Torunoğlu; Ankara da yıllardır süren kent mücadelesini Türkiye kamuoyu ile paylaşmak için değişik kentlerde toplantılar yapıldığını belirterek, “Türkiye kentlerindeki yağma ve talan süreci, sermayenin ve siyasi iktidarlarını yasaları yönetmelikleriyle çok uzun yıllardır planlanan bir olaydı. Sadece Türkiye’ye de özgü değil az gelişmiş dünya ülkelerinde de benzer süreçlerden geçiliyor” diye konuştu. Torunoğlu, “AOÇ’un ve kentlerin yağması sermaye için, krizden çıkışın yolunu inşaat sektöründe gören, “İnşaat Ya Resulallah” anlayışıyla hareket eden hükümetin politikası olarak gündeme geldi. Bunlar sürpriz değildir. Sürpriz olan siyasi iktidar için buna karşı yapılan direniştir. Gezi Parkı direnişi o nedenle bunların ezberini bozdu” dedi.
AOÇ BİR LABORATUVARDI
TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi Kent İzleme Merkezi üyelerinden Redife Kolçak, sermayenin hızla doğal ve kültürel değerlere saldırdığı bir süreçte bir başka saldırının da Cumhuriyetin özgürlükçü değerlerine olduğunu söyledi. AOÇ’un bağımsızlık sembolü olduğunu, köy enstitülerini ruhunu taşıdığını belirten Kolçak, “AOÇ bir özgürleşme hareketinin, özellikle tarım ve tarımsal emeği dönüştürme deneyinin laboratuarıdır” dedi.
50 DAVA AÇILDI 150'YE ULAŞABİLİR
Mimarlar Odası Ankara Şubesi avukatı Gökçe Bolat AOÇ’de ulusal bellek katliamının yanı sıra bir de hukuk katliamı da yaşandığını aktardı. AOÇ arazileri için oda olarak açtıkları 50 davanın bulunduğunu belirten Bolat, “Mimarlar odasının hobisi dava açmak değil ama bu dava sayısı çiftliğin ne denli talan edildiğini ortaya koyuyor. Genel seçimlerde tablo düzelmezse bu dava 150'ye çıkar. Talan edilse de AOÇ’un halen çok değerli araziler var ve sermayenin, iktidarın gözü burada. 1925 de kurulan AOÇ yüzölçümünün %42 sini kaybetti” diye konuştu.
CUMHURİYETLE HESAPLAŞMANIN MEKANI
Son olarak konuşan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, AOÇ’un AKP iktidarı için Cumhuriyetle hesaplaşmanın mekanı olduğunu ile getirdi. Candan, “Çok doğru bir mekanı seçtiler kendi açılarından. Ancak, Cumhuriyet e kendi değerlerini kendi çocukları üzerinden savunmasını Ankara’dan gerçekleştirdi” dedi. AKP’nin iktidara gelir gelmez 2003 de TOKİ yönetmeliğini değiştirerek en alttan, halkın ev barınma ihtiyaçları üzerinden politika yapmaya ve toplumu değiştirmeye çalıştığını aktaran Candan, “TOKİ medrese görünümlü okular yaptı, sonra 4+4+4 geldi. Osmanlı-Selçuklu mimarisi dedikleri ne idüğü belirsiz adliye sarayları, hükümet konakları yaptılar ve ardından hukuku, idari yapıyı değiştirdiler. Önce mekanları ardından içeriğini değiştiriyorlar. Kaçak saray bunların tepesindeki en üst organ oldu. Aileden başlayıp ülkenin temsiliyetine kadar giden bir yönetim isteminin mekansal değişimini ifade ediyor” dedi. Konuşmaların ardından söz alan İzmir Orman Mühendisleri Odası Şube Başkanı Kenan Öztan, AOÇ'un yağmalanmasına en önce direnmesi gereken Orman Mühendisleri Odası Genel Merkezi'nin bunu yapmadığı eleştirisinde bulundu. Söyleşiye CHP İzmir Milletvekili Musa Çam da izleyici olarak katıldı.  (İzmir/EVRENSEL)
Eklenme Tarihi: 05 Nisan 2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...