Özer AKDEMİR
Daha çok Karadeniz yöresi yerel ekoloji mücadelesi
temsilcileri ve gazetecilerin katılımıyla gerçekleştirilen Çevre İçin Medya
İletişim Ağı Çalıştayı Almanya gezisi etkinlikleri devam ediyor. Gezinin üçüncü
gününde Almanya Wesfalya eyaleti Paderborn kenti yakınlarındaki RES çiftlikleri
gezildi. 400 kadar irili ufaklı RES’in bulunduğu alanda elektrik üretimi yapan
şirket yetkilileri tarafından sunum yapıldı. RES direği dibinde yapılan sunumda
RES’in kanat seslerinin duyulmadığı görülürken, sadece direk içinden çalışan
makinelerin seslerinin gelmesi dikkat çekti. Alman firma yetkilileri,
Türkiye’deki RES’lerin kanatlarının dönerken çıkardığı seslerle bu sessiz
RES’lerin farkını “eski/yeni teknoloji” olarak açıkladı. Tribünleri imal eden
şirketin Türkiye’ye de RES direkleri sattığı öğrenilirken iki direk arasındaki
bu ses ve teknoloji farkını Almanya’da yaşayan Nükleer Santral Karşıtı Hekimler
Birliği Üyesi Dr. Alper Öktem, “Türkiye kapitalisti ucuz olanı alıyor” diye
açıkladı.
RES’LER İÇİN KATI KURALLAR VAR
Neredeyse tamamının tarım arazilerinin ortasına kurulu
olduğu gözlenen RES’lerin araziye büyük bir zarar vermediğini, sadece
direklerin çapı ve çevresini oluşturan yaklaşık 100 metrekarelik bir bölgeyi
etkilediğini ileri süren firma yetkilisi Kertsin Haarmann, buna karşılık arazi
sahiplerine kira bedeli ödediklerini söyledi. RES direklerinin sağlığa ve canlı
yaşamına etkileri konusunda son derece katı kurallara uymak zorunda olduklarını
aktaran Haarmann, direk yüksekliğine ve çıkan sesin oranına göre değişmekle
birlikte en yakın yerleşim yerine 600 metreden daha yakına kurulamayan
RES’lerin özellikle kuş göç yolları üzerine dikimine izin verilmediğini
belirtti. Haarmann, Almanya’nın yenilenebilir enerjiye geçiş programı
çerçevesinde RES’lerin sayılarının her geçen gün artacağını, dolayısıyla toplam
enerji üretiminde de payının yükseleceğini iddia etti. Haarmann, büyük enerji
tekelleri tarafından Almanya’nın kuzeyindeki denizlere dikilen RES’leri hem
maliyet, hem de burada üretilen enerjinin taşınması nedeniyle eleştirdiklerini
söyledi.
RES’lerle ilgili şikayetlerin Almanya’da da olduğunu ama
sıkı kurallar konulduğunu dile getiren Dr. Alper Öktem, demir çelik ve kömür
yöresi olarak bilinen Wesfalen’de enerji üretiminde güneş ve RES’e öncelik
verildiğini söyledi.
ENERJİDE DÖNÜŞÜMÜ HALK YAPACAK
Programın öğleden sonraki bölümünde eskiden NATO üssü olan,
şimdilerde ise kültür merkezi olarak kullanılan bir hangarda Almanya ve
Türkiye’nin enerji politikaları ile ilgili sunumlar yapıldı. İlk sunumu yapan
güneş enerji sistemleri konusunda uzman olan Sigrid Quisbrok, Almanya’daki
enerji dönüşümünü değişim rüzgarları olarak tanımladı. 2000 yılında çıkan
yasanın ardından enerji üretiminde önemli bir gelişim ve değişim olduğunu ifade
eden Quisbrok, özellikle yurttaşların kendi elektriğini üretmeleri ve küçük
üreticilerin sayılarının çoğalması ile birlikte Almanya’da toplam elektrik
üretiminin yüzde 6’sının güneşten karşılandığını aktardı. Quisbrok, Almanya ile
Türkiye’yi karşılaştırırken Türkiye’nin en az güneş alan bölgesinin bile
Almanya’nın en çok güneş alan yerinden daha iyi olduğu bilgisini verdi.
ÇÖZÜM ÇATILARDA
Quisbrok, enerjide dönüşümün küçük üreticiler sayesinde
olacağını belirtirken, “Merkezi bir güneş santrali için çok büyük bir alan
lazım. Oysa evlerin çatıları, köylerdeki ahırlar, fabrika çatıları gibi küçük
üreticilerin elektrik üretimi çok daha verimli ve önemli” dedi. Kendisini
“güneş gönüllüsü” olarak tanıtan Dr. Alper Öktem de sunumunda Almanya’da 1.5
milyon güneş paneli olduğunun altını çizerek, bu panellerin yüzde 87’sinin
çatılarda kurulduğunu söyledi. Enerjide yerinde üretip yerinde tüketimin
önemine dikkat çeken Öktem, “Çözüm çatılarda. Enerji devrimi çatılardan
başlayacak” dedi.
Eklenme Tarihi: 10 Ekim 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder