11 Aralık 2016 13:38
11 Aralık Uluslararası Dağlar Günü'nde ülkenin dört bir
yanındaki dağların 'başı dumanlı!'
Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir
11 Aralık Uluslararası Dağlar Gününde ülkemizin dört bir
yanındaki dağlar içler acısı halde. Tüm dünyada bu yıl 14. kez kutlanan Dağlar
Gününe ülkemizde delik deşik edilen dağların acısı damgasını vuruyor. “Dağlar
dağladı beni/gören ağladı beni” türküsündeki dağlardan birkaçının acı
öykülerini yazalım.
YILDIZ DAĞI NİÇİN GİTMEZ DUMANIN
Istrancalar: Bulgaristan Türkiye sınırındaki bir diğer adı
da Yıldız Dağları olan Istrancalar madencilik, taş ocakları, RES alanları gibi
yıkım projeleri nedeniyle zor günlerden geçiyor. Sınırın hemen öbür tarafı,
Bulgaristan'da Doğal Yaşam Parkı olarak korunan Istrancalar’a çadır kurmak,
kelebek yakalamak, sigara izmariti atmak, hatta çiçek dahi koparmak yasak iken
Türkiye tarafında ise binlerce dekarlık orman alanlarının imhası ile açılan taş
ocakları, madencilik faaliyetleri, çimento ve RES inşaatları Istrancaların
başına kara bir duman olup çökmüş durumda.
BİN PINARDAN BİN DERT AKAR
Kaz Dağları: Mitoloji'de 'Bin Pınarlı İda' olarak geçen,
Tanrılar Tanrısı Zeus'un yurdu, oksijen oranı Alplerden sonra dünyada en fazla
olan ikinci dağ gibi bir çok özelliği bulunan Kaz Dağı, günümüzde altın, kuars,
çinko, kurşun gibi bir çok madencilik faaliyetinin odağı durumunda. Eteklerinde
çimento ve demir çelik fabrikalarının yanı sıra, kömürlü termik santrallerinin
her geçen gün çoğaldığı Kaz Dağı'nın Çan-Bayramiç arasında kalan bölgelerinde,
terkedilmiş kömür madenlerinin suyla dolması ile meydana gelmiş asit gölleri
bile var. Bu göllerde mikroorganizma düzeyinde bile canlı yaşamı olmadığı
bilimsel araştırmalar sonucu ortaya konmuştu. Kaz Dağı'nın günümüzdeki en
önemli tehdidi ise onlarca yerinde birden yapılmak istenen altın işletmeciliği.
Gerek çok büyük oranda yapılacak kazılar, gerek siyanür gibi son derece
tehlikeli bir zehrin tonlarca kullanılacak olması gibi olumsuzluklar göz önünde
bulundurulduğunda Kaz Dağında altın işletmeciliği Tanrıların Dağı için sonun
başlangıcı olacak. Bin pınardan bin dert akacak!..
DAĞ BİLE ERİYOR KOCA DAĞ İKEN
Kışladağ: Uşak'ın Eşme-Ulubey ilçesi arasında yer alan
Kışladağ'a bugün dağ demek artık olanaksız. Avrupa'nın en büyük altın madeni
olmakla övünen Kanadalı Eldorodo Gold'un TÜPRAG şirketi her geçen yıl
kapasitesini daha da arttırarak Kışladağ'ı adeta eriterek viran etmeye devam
ediyor. Bir zamanlar 20-25 yıllık genç ormanlarla süslü Kışladağ'ın tam
ortasında bugün derinliği 450
metre çapı 1000 metreyi bulacak bir açık ocak,
köylülerin deyimiyle "cehennem çukuru" her geçen gün biraz daha
büyüyor.
BU DAĞLARDA BAĞ OLMAZ
Çaldağı: Manisa Turgutlu yakınlarındaki Çaldağı uzun yıllar
nikel madenciliği tehdidi altında idi. Deneme tesislerinde nikel üretimi yapan
ve bunun için açtığı açık ocaktan tonlarca cevher çıkaran Çaldağında binlerce
ağaç katledildi. Verimli Gediz Ovasının ortasında, sülfirik asit liçi
yöntemiyle, açık havada yapılmak istenen nikel madenciliğinin nasıl büyük bir
tehlike olduğu, gerçek işletmenin çok küçük bir prototipi olan deneme üretimi
tesislerinde bile görülmeye yetti. 2 milyonun üzerinde ağacın kesilmesi
sonucunu doğuracak olan Çaldağındaki nikel madenciliği tehdidi Gediz Ovasının,
Turgutlu'nun, İzmir'in üzümüne asit karışmaması için mücadele eden yöre
halkının kararlı mücadelesi ve sermaye yapısının sürekli el değiştirmesi gibi
nedenlerle şimdilik durmuş durumda.
KUTSAL MUNZUR DAĞLARI
Doğu-Güneydoğudaki dağlara baktığımızda madencilik vs
faaliyetlerin yanı sıra, dağların güvenlik gerekçesiyle Cudi'de, Gabar'da,
Silopi de yakıldığını görüyoruz. Yaz aylarında günlerce süren bu yangınlarda
binlerce hektarlık ormanlık alanın yanı sıra bu ormanlardaki ekosistem de
içindeki tüm canlı, cansız varlıklarla yok olup gidiyor. Munzur Dağları,
Dersime bakan yüzünde altın madenciliğine yıllardır direniyor. Munzur'un
Erzincan tarafında ise, Fırat'ın en büyük kolu Karasu'ya 200-300 metre uzaklıkta,
'açık havada siyanür liçi denilen dünyanın en vahşi yöntemi' ile yıllardır
altın işletmeciliği yapılıyor.
DAĞLARIN EFKARI
Erciyes'in eteklerindeki Sultan Sazlığı sulak alanı can
çekişiyor. Manisa Spil dağı taş ocaklarına karşı direniyor. Karaburun'da Mimas
efsanesinin beşiği Bozdağ RES direklerince delik deşik edildi, Ödemiş Bozdağ da
ise altın madeni girişimleri bir yanda, dağın sularının özelleştirilmesine
dönük çalışmalar diğer tarafta. Toroslar taş ocaklarına teslim, Artvin
Cerattepe ve Genya Dağları ise altın madencilerinin talanı tehdidi altında.
Karadeniz Dağları, Kaçkarlar yeşil yol çalışmaları nedeniyle alt üst ediliyor.
Ülkenin dört bir yanında hangi dağa dokunulsa bin ah sesi geliyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder