15 Aralık 2016 17:58
İzmir Kemalpaşa'da tesisleri bulunan Coca Cola, her yıl 1
milyon metreküp yeraltı suyu çekiyor ve tek kuruş bedel ödemiyor.
Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir
Konak Rotary Klübü tarafından gerçekleştirilen Su
Atölyesinde İzmir'in suyu masaya yatırıldı. DSİ 2. Bölge Müdürü, su kaynakları
konusunda son derece iyimser bir tablo çizerken, meslek odaları tam tersini
söyledi. Panelin en önemli bilgisi ise kentin yeraltı sularının 10 milyonlarca
metreküp olarak sanayi tarafından çekildiği ve bunun için tek kuruş ödenmediği
oldu. Kemalpaşa'da tesisleri bulunan Coca Cola ise her yıl 1 milyon metreküp
yeraltı suyunu ücretsiz çekiyor.
Ege İhracatçı Birlikleri Salonunda gerçekleştirilen paneli
yöneten Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Necdet
Alpaslan, "Suyun sahibi yoktur, kimsenin malı değil"dir dedi.
ÇAMLI BARAJI NEDEN ÇİZİLDİ?
İzmir'in içme ve kullanma sularından sorumlu İZSU Genel
Müdür Yardımcısı Gülay Demircioğlu'nun sunumunda gelecekte planlanan su
kaynakları arasında yıllardır tartışılan Çamlı Barajı'nın olmaması salondaki
katılımcıların dikkatini çekti.
Çoğunluğu üniversite öğrencisi ve işadamı olan dinleyiciler
içerisinde su sorununun ekoloji ve çevre boyutunu ortaya koyan Çevre
Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay, kentin su ihtiyacının
karşılanması için planlanan Çamlı Barajı’nın altın madeni nedeniyle yapılmayıp,
200 kilometre
ötedeki Gördes’ten su getirilmesini eleştirdi. Kınay'ın konuşmasına “buraya
sataşma dinlemeye gelmedim" diye müdahale etmek isteyen DSİ 2. Bölge
Müdürüne salondaki izleyicilerden tepki geldi. Kınay, Türkiye'de AB
standartında su aratma oranının yüzde 45'lerde kaldığını aktararak, ülkemizde
her iki kişiden birinin temiz içme suyuna ulaşamadığını belirtti. Panel sonunda
yöneticinin salona yönelttiği "konuşmalardan ne öğrendiniz?" sorusunu
bir dinleyici “altın madenciliğini konuşamayacağımızı öğrendik" diye
yanıtladı.
DSİ'NİN İYİMSERLİĞİ ODALARI KORKUTTU
Panelin ikinci konuşmacısı olan DSİ 2. Bölge Müdürü Hayati
Çelenk'e göre ise ne İzmir'in ne de Türkiye'nin "su sorunu" gibi bir
sorunu yok! Çelenk, küresel ısınma gerçeğine rağmen bütün şehirlerin su
ihtiyacının DSİ tarafından karşılandığını iddia ederek, bu nedenle 2060’a kadar
herhangi bir su sıkıntısı çekilmeyeceğini söyledi. DSİ müdürü, hiç yağmur
yağmasa bile Tahtalı Barajındaki suyun İzmir'in ihtiyacı için 3 yıl yeteceğini
ileri sürerek İzmirlileri rahatlattı!
Ancak, arkasından yapılan özellikle TMMOB Şube Başkanlarının
konuşmaları ortada su konusunda hiç de rahatlanacak bir durumun olmadığını
söylüyordu. Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Ferdan Çiftçi, “İzmir ve Türkiye
açısından susuzluk tehlikesi açıkça beni korkutuyor" derken, Şehir Plancıları
Odası Şube Başkanı Özay Yerlikaya da durumun sanıldığından çok daha vahim
olduğunu söyledi. Yerlikaya konuşmasını "ekonomi mi ekoloji mi?"
sorusuyla bitirdi.
SANAYİCİ SUYA PARA VERMİYOR
Paneldeki en ilginç sunumlardan birisini ise Jeoloji
Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Alim Murathan yaptı. Yeraltı sularının
ken açısından ne kadar önemli olduğunu, İzmir’in içme sularının yüzde 65'inin
yeraltı sularından elde edildiğini belirten Murathan, sanayicinin yılda 80
milyon metreküp yeraltı suyu çektiğini ve parasını ödemediği bilgisini
paylaştı.
Kemalpaşa'da tesisleri bulunan Coca Cola işletmelerinin her
yıl 1 milyon metreküp yeraltı suyunu çekerken bunun için tek kuruş bedel
ödemediğini söyleyen Murathan bunun büyük bir adaletsizlik olduğunu söyledi.
COCA COLA'YA SORDUK DSİ'DEN SES GELDİ!
Panelin öğleden sonraki kısmında "başarılı işletme
uygulamaları" başlığı altında konuşan Coca Cola Kalite Güvence Şefi Ercan
Balbay'a bu rakamın doğru olup olmadığı ve neden vatandaşlar gibi kullandıkları
suyun bedelini ödemediklerini sorduğumuzda yanıt çok ilginç bir yerden geldi.
Soru üzerine Coca Cola yetkilisi suskun kalırken DSİ 2. Bölge Müdürü Hayati
Çelenk "Kanunen bu böyle. Sanayicinin üretim yapması lazım" dedi.
"Bunun ahlaken doğru olup olmadığı sorusunu da bölge müdürü yanıtlarken,
“Haklısınız ama merkezi idare böyle uygun görmüş" diye konuştu.
Türkiye benim çocukluğumda onlarca bataklığa sahipti.Buraları kurutarak tarıma açacağını sanan DP li salaklarca su sulak alanlar ÇÖLLEYTİRİLDİ.Şimdi bu budalalıklar enerji adına özellikle termik olanlar başta RES ler JES ler ve Toplu katmiamla sonlanabilecek NÜKLEER SANTRAL yapımı ile devam8mediyor.Türkiye hiçbir zaman su zengiri değildi.Halk hatta konuyu bilmeleri gereken Mühendisler bile bu yalana kandılar.Oysa karbon salınımının yarattığı Küresel ısınmadan en fazla etkilenen ülmelerden biri
YanıtlaSilTÜRKİYE derelerimiz çaylarımız göllerimiz kurudu.Kurumayan kaynaklarda zararlı atıklarla zehir,asit depoları nalindeler.Canlı hayatı
Sitti.Veee böyle olmasından herkes nepimiz suçluluz.