Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir
2007 yılında çıkarılan jeotermal yasası sonrası
topraklarının %85'i jeotermal kullanımına açılan Aydın'da halk kelimenin tam
anlamıyla jeotermallere karşı yaşama tutunmaya çalışıyor. Aydın Merkez ilçesi
Efeler'e bir kilometre uzaklıktaki Yılmazköy ise jeotermal santral boruları
yüzünden adeta kaybolmuş durumda.
VAHŞİ JEOTERMAL UYGULAMALARI
Aydın'ın JES şirketleri tarafından parsellenmesinin ardından
yasaların uygulanmaması ve denetimsizlik nedeniyle çok ciddi sorunlar ortaya
çıkmaya başladı. Vahşi JES uygulamaları olarak adlandırılan bu işletmecilik
sonucu 1. sınıf tarım toprakları jeotermal kullanımına açıldı.
Aydın'ın en önemli tarımsal ürünleri olan zeytin, incir ve
pamuk tarımı JES'ler yüzünden zarar görmeye başladı. JES'ler öylesine kuralsız
bir şekilde yayıldı ki, sağlık tesislerinin yanında, mezarlık-arkeolojik sit
alanlarında, sulak alanlarda ve yerleşik yerlerinin yanı başında ya da içinde
bile JES'ler kuruldu. Bu santrallerin işletilmesi sırasında çıkan akışkanların
ve buharların tarım alanlarına, su kaynaklarına, havaya salınması sonrasında
ise Aydın çürük yumurta kokar hale geldi.
YASA VAR AMA UYGULAYAN YOK
Oysa ÇED yasasına göre jeotermal santral ve kuyuların belli
çevresel ölçütlere göre kurulmaları gerekiyordu. Karayoluna 100 metre , yerleşim
yerlerine ve sulak alanlara en az 500 metre uzakta kurulması gereken JES'ler
Pamukören'de olduğu gibi yerleşim yeri içinde kurularak, akışkanlarını şehir
kanalizasyon sistemine bırakabildi. Germencik Hıdırbeyli'de ise jeotermal
borular evlerin ve balkonların arasından-üstünden, sokak altı ve üstünden
geçiriliyor.
HERKESİN GÖZÜ ÖNÜNDE BİR KÖYÜN DRAMI
Geçtiğimiz günlerde Yılmazköy'de incelemelerde bulunan Aydın
Çevre Mücadelesi (AYÇEM) Yılmazköy'ün de bu vahşi jeotermal uygulamalarının tam
ortasında kaldığını açıkladı.
Köyde yaptıkları gözlemlerle ilgili bilgi veren AYÇEM
Sözcüsü Dr. Metin Aydın, Yılmazköy'de zeytin ve incir tarlaları yıllardır artan
şekilde jeotermal istilasına uğradığını dile getirdi. Aydın, "Bu köyde
jeotermal santral ve boruların sayısı o kadar çok fazla arttı ki bu köye
dışarıdan bakınca jeotermal santral ve borular Yılmazköy içinde değil,
Yılmazköy jeotermal sahası içinde kalıyor görüntüsünün ortaya çıkmasına sebep
olmakta. Jeotermal santrallerin bu kadar çok artması köyde incir, zeytin, üzüm
tarımının bitmesine, insanlarda sağlık problemleri ve kanser vakalarının
artmasına yol açtı" dedi.
Yılmazköy'ün Aydın merkez ilçesi Efeler'e 1 kilometre uzakta
kaldığını aktaran Aydın, tüm bu vahşi uygulamaların Efeler Belediyesi, Aydın
Büyükşehir Belediyesi, Aydın Valiliği ve ilgili kamu kurumları gözü önünde
olduğuna dikkat çekti.
KÖYLÜLER TEHDİT EDİLİYOR
Yılmazköy'deki incelemelerinde Maren Ken-Kipaş adlı JES'nin
köy içinde evlerin arasından, yolların kenarından, altından, üstünden,
derelerden borular geçirdiğine tanık olduklarını belirten Aydın, "Bu işlem
sırasında dere ve yol kenarında özel mülkiyete ait arazilerin işgal edildiğini,
bu arazilerdeki ağaçların kesildiğini gördük" dedi.
Birkaç aydır süren bu uygulamalardan rahatsız olan
köylülerin dertlerini resmî makamlara iletmelerine rağmen sorunlarına çözüm
bulamadıkları gibi tehdit edildiklerini ve bu nedenle korku içinde
yaşadıklarını vurgulayan Aydın, adını vermek istemeyen bir köylünün
anlattıklarını şöyle aktardı:
"Köy sakinlerinden C.A köyde incir, zeytin, üzüm
tarımının bittiğini, köyden gençlerin göçtüğünü, jeotermallerin radyasyon ve
asit saldığını, jeotermallerin her şeyi kuruttuğunu, köyde kanser vakalarının
arttığını, köyde kural koyucu ve uygulayıcıların jeotermal çalışanlarının
olduğunu, köyde korkunun egemen olduğunu, ne yapacaklarını kime
başvuracaklarını bilemediklerini, yerel belediyelerin bile bu sorunu
çözemediklerini söyledi"
‘AYDIN İÇİN KAYGILIYIZ’
AYÇEM olarak Büyükşehir Belediyesine bağlı bulundukları
kanunun belediyelere çevrenin, tarım alanlarının ve su havzalarının korunmasını
sağlama görevi verdiğini hatırlattıklarını dile getiren Aydın; Aydın ve Efeler
Belediyesine kanunlar ve görev tanımları ortada iken Aydın şehir merkezinin
bitişiğindeki mahallenin içine ve tarım arazilerine nasıl JES kurulumuna, bu
köydeki kamuya ait ana, ara yolların ve vatandaşın özel arazisinin jeotermal
borular tarafından işgal edilmesine, ağaçların kesilmesine izin verirsiniz sorusunu
yöneltti.
Aydın DSİ Bölge Müdürlüğüne "Yılmazköy'de köy içinden
geçen dereye döşenen jeotermal borulara müdürlüğünüz tarafından izin verilmiş
midir, verilmedi ise bu konuda ne yapmayı düşünüyorsunuz?" sorusunu soran
Aydın, "AYÇEM olarak Aydın'ın geleceğinden kaygılıyız. Aydın'da vahşi
şekilde yapılan jeotermal uygulamalar sonucu Aydın tarımı, insanların sağlığı
ve gıda güvencesi yok oluyor. Aydın'ın sürdürülebilir geleceği yok oluyor"
dedi. (İzmir/EVRENSEL)
Son Düzenlenme Tarihi: 21 Eylül 2017 12:47
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder