15 Kasım 2017 04:23
Altınova halkı, bölge denizinde demir madeni işletilmesi
projesini yargıya taşıyor. Bilim insanları ise çıkarılmak istenenin altın
olduğu kanısında…
Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir
Ayvalık Altınova beldesi açıklarında denizin içinde demir
madeni işletilmesi projesine yönelik yöre halkının tepkileri sürüyor. Yöre
halkı denizin içindeki maden projesine karşı dava açmaya hazırlanırken Aksaray
Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Hidrojeoloji Bölümü Başkanı Yrd. Doç.
Dr. M. Murat Kavurmacı konuya dair hazırladığı raporda Altınova denizindeki
maden arama işleminin demir değil altın olabileceği iddiasını ortaya attı.
Kavurmacı, deniz tabanındaki cevherleşmenin yapısının incelendiğinde çıkarılmak
istenen madenin demir değil altın olduğu kanısının güçlendiğini söyledi.
ASIL HEDEF DEMİR DEĞİL ALTIN!
Firmanın hazırladığı proje tanıtım dosyasındaki bilgiler
üzerine değerlendirmelerde bulunan Kavurmacı, dosyanın alt hedefler ve
stratejiler başlığı altındaki "Nitelikli maden türevlerinin
çıkarılması" ifadesine dikkat çekerek, "asıl hedefin demir olmadığı
söz konusu bölgeden altın çıkarılmak istenildiği kanısı oluşturmuştur"
iddiasında bulundu. Deniz tabanındaki cevherleşmenin jeolojik anlamda plaser tipi
yatak olarak tanımlandığını ifade eden Kavurmacı, "demir
cevherleşmelerinin plaser tipi yataklarda bulunmadığı fakat altın
cevherleşmelerinin plaser tipi yataklarda bulunduğu düşünüldüğünde söz konusu
kanının bilimsel gerçeklere dayandığı görülmektedir" dedi. Firma
hazırladığı dosyada "Proje sahasının bulunduğu alanda magmatik kayaçlardan
çözünüp akarsularla taşınmış olan demir cevherinin varlığı söz konusudur"
ifadesinin gerçekliğinin şüpheli olduğunu dile getiren Kavurmacı,
"Hazırlanan raporda herhangi bir kayaç jeokimyasının verilmediği göz
önünde bulundurulduğunda demir cevherinin ekonomik anlamda varlığı tartışmaya
açıktır" dedi.
TANITIM DOSYASI GERÇEKLERDEN UZAK
Kavurmacı, Altınova'daki yazlık konutlara bin 300 metre uzaklıkta yer
alan demir madeni projesi tanıtım dosyasının birçok konuda gerçeği
yansıtmadığını ileri sürdü. Denizde yer alan saha içinde 1608,33 Ha alanın 23,66 Ha kısmında metalik
maden (Demir) arama ve çıkarma faaliyeti yapılması planlandığına dikkat çeken
Kavurmacı, firmanın "taban kumunun jet pompası yardımıyla emilerek
seperatöre alınması" işleminde deniz tabanından sadece kum boyutunda
malzemenin alınmasının jeolojik ve teknik anlamda mümkün olmadığını belirtti.
Hazırlanan tanıtım dosyasında "Projede kum çakılın alımı yapılmayacak olup
sadece kumun içerisindeki metalik maden (Demir) fiziksel işlem ile
ayrıştırılmış olacaktır" cümlesindeki fiziksel işlemle neyin
kastedildiğinin tam olarak açıklanmadığını aktaran Kavurmacı, deniz tabanında
bulunan düşük tenörlü cevherlerin alınmadan önce çeşitli yöntemlerle
zenginleştirilmesi gerektiğine dikkat çekerek, "Demir cevherinin
zenginleştirilmesinde kullanılan yöntemlerin tamamında denizden çekilen
malzemenin küçültülmesi gerekecektir. Boyutları küçülen ve mühendislik
özelliklerini kaybeden malzeme daha kolay ayrışacak, temel jeolojik özellikleri
değişen malzeme deniz dibinde çökme, kayma, akma, tuzlu su girişimi gibi birçok
konuda jeolojik ve hidrojeolojik anlamda riski artırır hale gelecektir"
dedi.
DENİZ EKOSİSTEMİ İÇİN RİSKLİ
Firmanın hazırladığı dosyada işlemler sırasında “kırma
işlemi yapılmayacak” şeklinde açıklamanın da gerçeği yansıtmadığını kaydeden
Kavurmacı, “Firma dosyada zenginleştirme tesisinin dört tamburlu manyetik
ayırıcı ile yapılacağını belirtmiştir. Dakikada 20 devir yapan bir tanburdan
geçen çakıl, kum boyutundaki jeolojik malzemenin fiziksel ayrışmaya uğramaması
mümkün değildir” dedi. Kavurmacı, demir cevheri zenginleştirmek için
kimyasallar da kullanılabileceğini, bu maddelerin deniz ekosistemi için risk
içereceğini ifade etti. Kavurmacı, deniz içinde maden arama ve çıkarma
faaliyetinin iptal edilmesi gerektiğini dile getirdi.
Proje tanıtım dosyasını değerlendiren EGEÇEP Yürütme Kurulu
Üyesi ve Jeofizik Yüksek Mühendisi Erhan İçöz de projenin birçok deniz canlısını
öldürebileceği, ağır metal kirliliği yaşanabileceğini uyarılarında bulundu.
MADDE MADDE RİSKLER
Aksaray Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü
Hidrojeoloji Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Murat Kavurmacı’nın raporunda
altını çizdiği riskler şunlar;
YERALTI SULARI TUZLANACAK
■ İşlemler kıyı bölgesinde yer alan tatlı su akiferlerinin
kirlenmesine neden olacaktır. Bölgede tatlı su akiferlerinin tuzlanması bağ,
bahçe ve tarım alanlarının sulanmasına olumsuz etki ederek maddi ve manevi
ekolojik kayıpların oluşmasına sebebiyet verecektir.
■ Ruhsat sahası bölge kıyı erozyonu etki alanı
içerisindedir. Yapılacak uygulamaların kıyı erozyonunu artırıcı yönde etki
edeceği açıktır.
SUDAKİ CANLILARIN ETKİLENMEMESİ MÜMKÜN DEĞİL
■ Firmanın proje tanıtım dosyasında atıfta bulundukları
Balıkesir Üniversitesi Coğrafya Bölümü hocaların bölgenin jeolojik,
hidrojeolojik ve maden özelliklerini yorumlayabilmeleri ve oluşabilecek risk
etmenlerini tam olarak ortaya çıkarabilmeleri bilimsel açıdan mümkün
değildir.
■ İşlenmesi düşünülen malzemenin yıllık miktarı ve oluşacak
risk oranı firmanın inisiyatifine bırakılmıştır.
■ İşletme sırasında oluşacak gürültü seviyesinin ve deniz
tabanından malzeme çekilmesi sırasında deniz tabanında yaşayan canlıların
etkilenmemesi mümkün değildir. Çekilecek malzeme ile birlikte deniz tabanında
yaşayan canlılarda seperatörlerin içerisine çekilecek ve
ayrıştırılacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder