05 Kasım 2017 13:20
Finike’deki evlerinde katledilen Ali Ulvi ve Aysin
Büyüknohutçu çifti için Antalya'da bir dizi etkinlik gerçekleştirildi.
Geçtiğimiz aylarda kiralık bir katil tarafından Finike’deki
evlerinde katledilen Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu çiftinin adı Antalya
Muratpaşa İlçesi’nde bir parkta yaşatılacak. Ali Ulvi - Aysin Büyüknohutçu
Parkı açılışı için gerçekleştirilen etkinliklerde bir kez daha ekoloji
mücadelesinin yaşam mücadelesi olduğunun altı çizildi. Etkinliklerde öne çıkan
tema yine mücadelenin birliği oldu.
YAŞAM SAVUNUCULARI ANTALYA'DAYDI
Parkın açılış töreninde katledilen Büyüknohutçu’ların kızı
Emine Büyüknohutçu kürsüde ülkenin dört bir yanından gelen yaşam
savunucularının taşıdığı “Ali-Aysin’i yaşatacağız. Doğadan ve yaşamdan
vazgeçmeyeceğiz” pankartı ile önünde konuştu. Büyüknohutçu, anne babasının
Finike’nin sedir ormanlarının, doğasının mermer ve taş ocaklarına karşı koruma
mücadelesini anlattı. Yapılan diğer konuşmaların ve fidan dikiminin ardından
etkinliklerin öğleden sonraki bölümünde ise bir panel gerçekleştirildi. Panelde
konuşan Antalya Barosu üyesi Av. Tuncay Koç ekoloji mücadelesi ve hukuksal
süreçleri anlattı. Ülkenin geldiği son noktada ekoloji mücadelesinin hukuksal
olarak bir kazanım elde edilmesinin çok çok zorlaştığını belirten Koç, “Ekoloji
mücadelesi de diğer mücadeleler gibi siyasaldır. Ülkedeki siyasal atmosfer
değişmediği sürece ne yazık ki doğamızı, yaşam alanlarımızı talan etmeyi
sürdürecekler. Buna karşı yaşam savunucuları olarak direnmekten başka yolumuz
yok” dedi.
SALDIRILARA BİRLEŞEREK YANIT VERECEĞİZ
Panelde konuşan Evrensel İzmir muhabiri ve EGEÇEP Yürütme
Kurulu üyesi Özer Akdemir ise “Bergama’dan Finike’ye yaşam savunucularına
yönelik saldırılar” başlıklı sunumunda geçmişten günümüze yaşamı savunma
mücadelesine yönelik devlet-şirket kaynaklı saldırılardan örnekler anlattı.
Bergama mücadelenin sönümlendirilmesi için ortaya konan “dış güçler, Alman
Vakıfları” psikolojik oyununun yanı sıra, mücadeleye yönelik fiili saldırılarla
ilgili örnekler de aktaran Akdemir, bu saldırıların son halkasının ise
Büyüknohutçu çiftinin katledilmesi olduğunu söyledi. Akdemir, “Biz, ülkenin
dört bir yanında mücadele eden yaşam savunucuları bu cinayetlerin politik
cinayetler olduğunu biliyoruz. Bu cinayetlerin karartılmasına asla izin
vermeyeceğiz. Katilleri tanıyoruz, arkasındaki güçlerin farkındayız”
dedi. 11-12 Kasım 2017 tarihinde Bergama’da ülkede çeşitli bölgelerde ekoloji
mücadelesi veren 11 ekoloji örgütünün gerçekleştireceği toplantının önemine
dikkat çeken Akdemir, “İlk kez ülkenin dört bir yanındaki ekoloji mücadeleleri
birlikte mücadele, ortak örgütlenme konusunu konuşacak. Bu cinayetlere varan
saldırılara ve yaşam alanlarımıza yönelik talana karşı yanıtımız birleşerek
güçlenmek ve daha güçlü bir mücadele geliştirmek olacak” dedi.
Antalya Jeoloji Mühendisleri Odası Şube Başkanı Ali Keleş
ise konuşmasında Antalya yöresinde yapılan madencilik faaliyetleri ve diğer
projelerin çevresel etkileri hakkında bilgiler verdi. Etkinliklerin forum
bölümünde yapılan konuşmalarda ekoloji mücadelesinin son yıllarda yoğunlaşyan
saldıralara karşı nasıl bir mücadele hattı örmesi gerektiği konuları ön plana
çıktı. Forumda konuşan TMMOB Antalya İKK sözcüsü Vahap ekolojik sorunların
kaynağının siyasal olduğunu çözümün de siyasal süreçlerde aranması gerektiğini
belirtti. Antalya yüzölçümünün dörtte birinin taş ocaklarına tahsis edildiğini
aktaran Vahap Tuncer, bu tahsislerin %30-40’ının taş ve mermer ocaklarına
olduğunu aktardı. Bu taş-mermer ocaklarının bin yıllık anıt ağaçları kestiğini,
doğayı katlettiği belirten Tuncer, “Bu katliamlara karşı ortak ses çıkarmak,
birlikte mücadeleyi yükseltmek zorundayız” dedi.
Bergama köylülerini en hareketli olduğu dönemdeki
tanıklıklarını aktaran Bahadır Altan, “O süreçte köylüler sadece çevre
mücadelesi değil demokrasi ve emek mücadelesine de destek verilordu. O zaman
pilottum ben. THY’nin özelleştirilmesine karşı yaptığımız eylemlere Bergama
köyüleri bize destek vermek için gelmişlerdi” dedi. Yaşam savunucularına
yönelik saldırıların hesabının sorulamadığı için saldırının cinayetler boyutuna
çıktığını belirten Altan, “Bu hesabı soramazsak bugün Alakır’da direnen
arkadaşlarımızı da koruyamayız” dedi.
Alakır Vadisinin HES şirketleri tarafından yok edilmesine
karşı direnirken çeşitli baskı ve saldırılara uğrayan Tuğba Günal ve Birhan
Erkutlu çifti de forumun katılımcıları arasındaydı. Çeşitli konuşmalarda
Alakır’daki yaşam savunucusu çifte yönelik baskılardan duyulan endişenin öne
çıktığı görüldü. Forumda konuşan Birhan Erkutlu, 15 yıldır Alakır’da doğayla
uyumlu bir yaşam sürmeye çalıştıklarını belirterek, “HES’ci şirketler geldikten
sonra tam anlamıyla bir yaşam mücadelesi haline geldi bu. Her türlü baskı, kurşunlamaya,
suyumuzu kesmeye varan bir saldırı süreci hâlâ devam ediyor. Sadece bizlere
değil o bölgenin tüm canlı cansız varlıklarına yönelen katliam boyutundaki
saldırılara direnmeye çalışıyoruz. Bizlerin dışında, ülkedeki diğer yerlerde de
mücadele sahiplenildiği, yükseltildiği zaman bu baskılar duracaktır diye
düşünüyoruz” dedi. Gün boyu süren etkinlikler Ali Ulvi-Aysin Büyüknohutçu
çiftinin mücadelelerinden kesitlerin sunulduğu belgesel gösterimi ile sona
erdi. (Antalya/EVRENSEL)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder