12 Haziran 2018 13:16
Danıştay Efemçukuru altın madeni kamulaştırma kararının
iptalini kesinleştirdi ama bu kararın İzmir'in içme suyunu kirleten madene bir
etkisi yok.
Özer AKDEMİR
İzmir'in su havzasındaki Efemçukuru köyünde altın madeni
için yapılan acele kamulaştırma davasında yargı son kararını verdi. Köyde
arazilerini madene satmayan tek köylü olan "Yalnız Efe" lakaplı Ahmet
Karaçam'ın açtığı davada Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu (DİDDK)
acele kamulaştırmayı iptal eden Danıştay 6. Dairesi'nin kararının düzeltilmesi
talebini reddetti. Karar, bu tür çevre davalarında verilen acele kamulaştırma
kararları için önemli bir hukuki metin olmakla birlikte yaklaşık 7 yıldır faaliyetini
sürdüren altın madeninin üretimine yönelik herhangi bir etkisi bulunmuyor.
VATAN KURTARAN 35 PARSEL!
Efemçukuru köyü, İzmir'in damı olarak biliniyor. Kente 20 kilometre uzaklıkta
ve 700 metre
yükseklikteki köy aynı zamanda İzmir'e içme suyu sağlayan barajlar havzasında
yer almakta. Köyün yakınlarında yapımı planlanan Çamlı Barajına, sırf altın
madeninin işletilebilmesi için AKP Hükümeti tarafından izin verilmedi. Bütün
yapım masrafları İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından karşılanacak olan baraja
yıllardır izin çıkmazken, AKP madene karşı çıkan köylülerin direncini kırmak
için bütün idari yetkilerini şirket lehine kullandı. Arazilerini satmayan
köylülerin madenin sağlık koruma bandı içerisinde kalan 35 parsel taşınmazı
hakkında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın talebi ile 2008 yılında
"acele kamulaştırma" kararı alındı. Sadece "Yurt savunması,
doğal afet, seferberlik" gibi durumlar için çıkarılan acele kamulaştırma
yasasının altın madeni şirketinin yararına kullanmasına karşı Efemçukuru Köylüleri
dava açarken, yasanın bu şekilde kullanılması basın tarafından "vatan
kurtaran parseller" diye kamuoyunun gündemine getirilmişti.
YALNIZ EFE'NİN DİRENİŞİ
Zaman içerisinde TÜPRAG Altın Şirketi köylüleri bu acele
kamulaştırma kararının da baskısı ile "ikna" ederek kamulaştırılan
arazileri birer birer satın alırken, madene arazilerini satmayan sadece keçi
çobanlığı yapan Ahmet Karaçam kalmıştı. Madenin sağlık koruma bandı içerisinde
kalan bağını şirkete tüm tekliflere rağmen satmayan, "Ben ölmeden bağımı
elimden alamazlar" diye direnen Ahmet Karaçam zamanla bu direnişi
nedeniyle "Yalnız Efe" diye anılmaya başlandı. Ahmet Karaçam'ın
direnişini kıramayan altın madeni çözümü madenin sağlık koruma bandını
daraltıp, Karaçam'ın bağını bu bandın dışında tutmakla bulmuştu. Şirket, sağlık
koruma bandını daraltarak Haziran 2011 yılında üretimine başlarken, Ahmet
Karaçam'ın acele kamulaştırma davası ise yıllarca devam etti. Danıştay 6.
Dairesi acele kamulaştırma kararını 2016 yılında iptal ederken, geçtiğimiz yıl
DİDDK'da bu kararı onaylamıştı. Şirket ve Bakanlık son bir hamle ile
"karar düzeltme talebinde" bulunmuştu. Geçtiğimiz günlerde
(DİDDK)'nın bu talebi de reddetmesi ile Efemçukuru köylüsü Ahmet Karaçam'ın
bağının acele kamulaştırma yoluyla elinden alınması kararı tamamen iptal
edilmiş oldu.
Fotoğraf: Evrensel
YALNIZ EFE KAZANDI AMA
Bu mahkeme kararını değerlendiren EGEÇEP Hukuk Komisyonu
üyesi ve Ahmet Karaçam'ın avukatı Arif Ali Cangı, dava sonucunda acele
kamulaştırma kararına karşı önemli bir içtihat oluştuğunu belirterek,
"Ahmet Karaçam; bize örnek olması gereken bir doğa ve yaşam hakkı
direnişçisi, gelecek kuşaklara karşı sorumluluğunu yerine getiren örnek bir
insan" dedi. Mahkeme kararının tek başına bile kalınsa direnmenin nasıl
olumlu bir sonuç doğuracağının kanıtı olduğunu söyleyen EGEÇEP Eş Dönem Sözcüsü
Av. Berrin Esin Kaya, kararın pratik olarak madenin faaliyeti üzerinde herhangi
bir etkisinin olmayacağını söyledi. Elele Hareketi eski Dönem Sözcülerinden Dr.
Oya Otyıldız da "Ahmet Karaçam'ın direnişi sonrası maden sağlık koruma
bandını daraltıp çalışmaya başlamıştı. Karaçam bağını kurtardı ama altın madeni
ne yazık ki çalışmasına devam ediyor. İzmir'in içme suyunun kirleten maden
halen faaliyetini sürdürüyor" diye konuştu.
Son Düzenlenme Tarihi: 12 Haziran 2018 13:21
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder