26 Ocak 2020 04:13
Öksürüklü söyleşi!..
PAZAR
On altı yıldır silikozis hastası olan maden işçisi Ahmet
Toygar'la Çine’de görüştük. Bir saat kadar süren görüşmemiz sık sık Toygar’ın
öksürük nöbetleriyle kesildi. Öksürük arası söyleşi yapmaya çalıştık bir
bakıma!.
45 yaşında iki küçük kız babası Toygar on yıl Kaltun
Madencilik adlı şirketin hemen her biriminde çalışmış. İşyerine 6 ayda bir
periyodik kontrol için gelen doktorun “çıkın bu işletmeden, başka işe bakın”
telkinleri bir süre sonra Toygar üzerinde etkili olmuş. On altı yıl önce maden
işletmesinden istifa etmiş ama kendi deyimiyle “iş işten geçtikten sonra”!...
Ahmet Toygar, sık sık öksürüklerle kesilen, ara sıra hava
spreyi kullanarak devam edebildiği söyleşimizde silikozis hastası bir işçinin
yaşadıklarını anlattı.
"DOKTOR ‘AYRILIN, BU İŞTE DURMAYIN’ DEDİ"
Çine Eğitim Sen ve Genel Maden İşçileri Sendikası’nın
ortaklaşa kullandığı büroda görüştük Ahmet Toygar’la. Yıllardır devam eden
öksürüklerin bazen kesilmeyen nöbetler halinde devam ettiğini anlatıyor.
İki küçük kızı var Ahmet’in. Melike altı, Elanur dört
yaşında henüz. Henüz çok küçükler ve babalarının tedavisi olmayan bir
hastalığın pençesinde her geçen gün daha da bozulan sağlığı ile yaşamak zorunda
olduğunu bilmiyorlar…
1975 Çine Karakollar köyünde doğan Ahmet Toygar’ın
öyküsü bir yönüyle diğer silikozis hastası işçilerden ayrılıyor. Toygar,
periyodik kontrollerin ardından doktorun kendilerine “ayrılın bu işten”
telkinleri sonrası kendi isteğiyle madenden ayrılmış. “Bu işte çalışmayın”
diyen doktor kendilerine ciğerlerindeki sorunla ilgili bunun dışında hiçbir
bilgi vermemiş. Anlaşılan o ki doktorun vicdanı sadece gördüğü sorunu dolaylı
yollarla işçilere aktarmaya elvermiş.
Toygar çalışma koşullarından bahsederken tozlu ortamda, ucuz
bez maskelerle çalıştırıldıklarını anlatıyor. Gerçek koruyucu maske ve
malzemeleri ise işyerine resmi kurumlardan denetim geleceği zaman
görüyorlarmış. “Bazen eğitimler de veriliyordu ancak genelde “eğitim
yapılmıştır, dersler gösterilmiştir” diye imza alındığını söylüyor Toygar.
"ÖKSÜRÜYORUM DİYE BENDEN EKMEK ALMAK İSTEMEDİLER"
Hasta olduğunu ise madenden çıktıktan birkaç yıl sonra
girdiği ekmek fabrikasında çalışırken başına gelen bir olayın ardından
öğrenebilmiş. O süreci şöyle anlatıyor Toygar, “2004 yılının mart ayında
Kaltun’dan istifa ettim. Kaltun’da çalışırken öksürükler başlamıştı zaten. 2005
yılında Bodrum’da özel sektörde çalıştım. Orada da böyle öksürükler olunca
İzmir’e gittim. İzmir’de muayenem sonucunda ‘ciğerlerde leke var’ denildi.
2009-2013 yılında Çine’de bir fırında başladım çalışmaya. Öksürük burada da
devam ediyordu. Ekmek dağıtırken bazı marketler benden ekmek almak istemediler,
öksürüyorum diye. Patrona bunu söyledim, ‘benden ekmek almak istemiyorlar’
dedim. Patron beni verem taramaya gönderdi. Burada ‘ciğerde leke var yapacak
bir şeyimiz yok’ dediler. Aydın Göğüs Hastalıkları Hastanesine gönderdiler.
‘Nerede kömürde mi madende mi çalıştınız?’ deyince, ben de ‘Kaltun’da çalıştım
10 yıl’ dedim. Beni Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesine gönderdiler.
Ankara’ya gittiğimde madende çalışmamdan kaynaklı ciğerde yara oluşmuş’ diyerek
silikozis tanısı koydular”.
EMEKLİ EDİLMEDİM, VERGİ İNDİRİMİNDEN YARARLANIYORUM
Ahmet Toygar’ın elinde iki tane rapor var. Adli Tıp
Kurumu’ndan 2016 yılından verilen raporda hastalığı için silikozis tanısı konurken
yüzde 69 oranında meslek hastası olduğu belirtiliyor. Aydın Devlet
Hastanesi’nden verilen Engelli Sağlık Kurulu Raporu’nda ise yüzde 83 oranında
engelli olduğu belirtiliyor. Bu raporlara rağmen malulen emekli edilmemiş
Toygar. Ankara’daki doktorların “malulen emekliliğini iste” telkinleri sonrası
gittiği SGK’dan malulen emekli etmek yerine vergi indiriminden yararlandıralım
seni demişler. Bir süre sonra da maaş bağlamışlar. Vergi indirimi ve özürlü
maaşıyla birlikte 2.100 lira kadar eline bir maaş geçtiğini söylüyor Toygar.
HAVA KULLANMADAN DURAMIYORUM
İki küçük çocuğu ve eşi ile birlikte eline geçen bu maaşla
geçinmeye çalıştıklarını anlatıyor Toygar ki haliyle bu hayat pahalılığında
yetmiyor bu para. Üstüne üstlük Toygar’ın sağlık sorunları her geçen gün daha
da artıyor. Bu nedenle ek bir işte de çalışamıyor çoğu zaman. Silikozis
hastalığı yakasına yapıştığı işçiyi bırakmıyor. Toygar da diğer silikozis
hastaları gibi öksürük nöbetleri, halsizlik, nefes darlığı, hemen yorulma gibi
onlarca sağlık sorunu ile yaşamak durumunda. “Tam olarak çalışamıyorum. Öksürük
sıkıştırıyor, tuttu muydu da sürekli devam ediyor. Hava kullanmadığımda da
rahat edemiyorum. Yine de elime geçen para yetmediği için geçici işlerde
çalışıyorum” diyen Toygar 65-70 kilodan 50 kiloya kadar düşmüş. Toygar’a
geçenlerde doktor açık açık, “bir süre sonra oksijen tüpüne bağlı yaşamak
zorunda kalacaksın” demiş ve buna karşı yapabileceği hiçbir şey de yok!..
ÇİNE’DE YÜZLERCE SİLİKOZİS HASTASI OLDUĞU TAHMİN EDİLİYOR
Çine’de bulunan maden işletmelerindeki sağlıksız koşullar
nedeniyle silikozis hastalığına yakalanan, bu nedenle işten çıkarılan yüzlerce
işçi olduğu tahmin ediyor. Tedavisi olmayan silikosiz hastalığı nedeniyle kaç
işçinin yaşamını yitirdiği ise tam olarak bilinmiyor. Çünkü maden patronları bu
işçileri istisna bir iki örnek dışında, ki onların hastalığı da artık
saklanamayacak derecede ilerlemiş oluyor, silikosiz oldukları için işten
çıkarmıyorlar. Genelde “ekonomik kriz, iş yerinde huzursuzluk çıkarma” vs gibi
bahanelerle işten çıkarılan işçilerin birçoğu hasta olduklarını da başka işe
girmek için almak istedikleri sağlık raporu sürecinde öğreniyorlar. İşçilere bu
muayenelerinde “ciğerlerinizde leke, toz var” deniliyor ve işçinin yaşamı bu
süreçten sonra çok daha zor bir hale geliyor. Hastalıkları nedeniyle iş
bulamıyorlar, buldukları işlerde silikozisin olumsuz etkileri nedeniyle
çalışamıyorlar, bir süre sonra ise dışarıdan oksijen desteği olmadan yaşayamaz
hale geliyorlar.
Toygar’la söyleşi yaptığımız Çine Eğitim Sen temsilciliğine
akşamüzeri başka silikozis hastası işçiler ve aileleri de geldi. Toygar’ın iki
küçük kızı da annelerinin dizinin dibine sokularak ürkek gözlerle izlediler
olan biteni. Babası silikozis hastası olan başka çocuklar da vardı. Ailesini
geçindirebilmek için maden işletmelerinin göz gözü görmez tozlu ortamlarında
çalışan, koruyucu önlemler alınmadığından hasta olup bir anda bütün yaşamı
değişen işçiler kadar eşleri ve çocukları da ödüyorlar bu vicdansızlığın
bedelini…
O akşam silikozis hastalığının pençesinde kıvranan işçiler
kadar halen maden işletmelerinde aynı koşullarda çalışan geleceğin silikozis
hastası olmaya aday işçiler de katıldı toplantıya. Yanı başlarında öksürük
nöbetine tutulan silikozis hastası arkadaşlarına endişeli gözlerle bakarken
kendi geleceklerini gördüler sanki…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder