7 Aralık 2020 Pazartesi

Çölleşmeye doğru Anadolu

 07 Aralık 2020 04:13

Dünyada da ülkemizde de “olağandışı” olarak adlandırılan iklim olaylarının sayısı her geçen yıl artıyor. Son günlerde yaşadığımız kuraklık dönemi de bunlardan.


Fotoğraf: MonikaP/Pixabay


ÖZER AKDEMİR
İzmir

Tüm dünya gibi ülkemizde de “olağandışı” olarak adlandırılan iklim olaylarının sayısı her geçen yıl çoğalıyor. Hortumlar, toz fırtınaları, seller ya da son günlerde içinde yaşadığımız uzun süren kuraklık dönemi bunlardan birkaçı.

Bilim insanlarının “insanın doğaya acımasızca (ya da ahmakça) müdahalesi sonucu oluşan iklim krizinin bir sonucu olarak” yorumladıkları bu iklim olaylarından birisi de geçtiğimiz Eylül ayında Polatlı’da meydana gelen toz fırtınasıydı. Bir bilim kurgu filmini andıran fotoğraf ve video görüntüleri ile hafızalara kazınan toz fırtınası 12 Eylül 2020 tarihinde Polatlı’dan başlayarak Ankara’ya kadar ulaşmış, etrafı bir anda göz gözü görmez bir toz tabakası ile kaplayarak adeta gündüzü geceye çevirmişti. Fırtınanın şiddeti ile pek çok evin çatısı uçarken, ağaçlar devrilmişti. Yine 29 Eylül 2020 tarihinde de Konya Ereğli’de meydana gelen toz bulutu ilçe merkezindeki yaşamı olumsuz yönde etkilemişti.

SEBEP, YANLIŞ TOPRAK POLİTİKALARI

Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak ve Bitki Besleme Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Ortaş ülkemizde görülen bu toz fırtınalarına dair yazdığı makalede tüm bu olan bitenin nedenini insanın yanlış tarım-toprak-bitki politikalarına bağladı. Hidropolitik Akademi dergisinde yayınlanan “Çölleşmeye Doğu Evrilen Anadolu’da, Yanlış Toprak Yönetiminin Sonucunda Oluşan Kum Fırtınası” başlıklı makalesinde Ortaş, toz fırtınalarının iklim bilimcilerince bilinen bir doğal olay olmasına rağmen iklim değişimleri sürecinde büyük olasılıkla artarak devam edeceği öngörüsünde bulunuyor. Ortaş net bir şekilde, Polatlı’daki kum fırtınasının insanın yönettiği tarım tekniklerinin bir sonucu olarak oluştuğu görüşünde.

Çok uzun zaman önce modelleme çalışmaları ile hazırlanan çölleşme haritasında Türkiye’nin başta İç Anadolu ve Doğu Anadolu olmak üzere önemli bölümünün çölleşme riski ile karşı karşıya olduğunun ortaya konduğunu belirten Ortaş, “Türkiye topraklarının %75’inde de rüzgâr ve su erozyonu sorunu bulunmaktadır. Genelde kurak iklimlerde ve çöllerde toprakta organik madde ve toprak yüzeyi bitkilerin olmaması ve toprağı bir arada tutacak herhangi bir koruyucu kuvvetin olmaması sonucu toprak partikülleri hızla esen rüzgârların etkisi ile çok uzak mesafelere taşınmaktadır” dedi. İç Anadolu’da özellikle de Konya, Eskişehir, Ankara bölgesinde geçmişte de insanın yanlış toprak yönetimi nedeniyle bu tür kum fırtınalarının olumsuz etkilerini yaşandığını aktaran Ortaş, 1960-70’larda Konya-Karapınar’da kum fırtınası meydana geldiğini, Karapınar ilçe merkezi ve tarım alanlarının kum yığınları altında kalma tehlikesi belirdiğini ifade etti. Ortaş, “Bu bağlamda Polatlı’da aşırı sıcaklar sonrası yaşanan bu doğal kum fırtınası ne ilk ne de sondur” dedi.

ÇÖZÜM EKO POLİTİKTİR

Ortaş”ne yapmalı?” sorusuna şöyle yanıt verdi; “Konu ekolojik ancak çözümü eko politiktir. Bu kapsamda yarı-kurak iklim kuşağındaki tarım-toprak ve arazi yönetimi ekolojik ilkelere göre yönetilmeli. Bölge tarıma uygun olmayan alanlar yeniden doğal hayata ve ağaçlandırmaya ayrılmalı. Söz konusu alanların ekolojik yöntemlere göre korunması ve rehabilite edilmesi gerekir. Erozyon önlem çalışmaları hızla başlamalı. Yeniden araştırma ve uygulama temelli çalışmalar için Toprak Su Kaynakları Araştırma Enstitüsü açılmalıdır”.


60 YIL ÖNCE BU SORUN ÇÖZÜLMÜŞTÜ

Konya-Karapınar’da geçmişte yaşanan toprak-kum fırtınaları üzerine Toprak-Su Araştırma Merkezi’nce Karapınar’da kumulların kontrol edilmesi çalışmalarının başlatıldığını belirten Ortaş, Tarım Bakanlığı’nın gerçekleştirdiği ağaçlandırma ve perdeleme uyguladıkları sonucu kum fırtınasının durdurulduğunu ifade etti. “Ekolojimizin kıymetini bilmek zorundayız” diyen Ortaş şunları dile getirdi; “Bitkisel üretimin bir planlama işi olduğunu bilerek toprak bitki yönetimini ekolojinin ilkelerine göre biçimlendirmeliyiz. Yoksa tarihte birçok toplumun başına gelen göç olayları bizim de başımıza gelir. Toprak zayıflar, su olmazsa, üretim olmaz, üretim olmayınca açlık ve arkasından göç olgusu başlar. Onun için içinde bulunduğumuz doğamızın kıymetini bilelim”

KONU SANILANDAN DA CİDDİ!

Konunun ülkenin gelecekteki iklim sorunları, gıda güvenliği ve toplum sağlığını ilgilendirdiği için kamusal bir konu olduğunu kaydeden Ortaş, “Polatlı’daki kum fırtınası, Konya’daki obruk, Güneydoğu’daki tuzlulaşma insanın yanlış yönettiği tarım-toprak-bitki soncunda oluşmaktadır. Konu sanılandan da ciddi olup, insanlık tarihindeki kültürlerin kaybolması ve büyük göçlerin altındaki iklim değişimleri, bitkisel üretim, hayvansal üretim ve gelecekte bu topraklarda var olma sorunudur” dedi.

https://www.evrensel.net/haber/420439/collesmeye-dogru-anadolu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...