14 Aralık 2020 17:50
İzmir Çukuralan köyü yakınındaki Koza Altın Şirketi'ne ait Çukuralan Altın Madeni'nin 3. kapasite artışı ile ilgili verilen ÇED olumlu kararı iptal edildi.
Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel
ÖZER AKDEMİR
İzmir
İzmir Dikili'ye bağlı Çukuralan köyü yakınındaki Koza Altın Şirketi'ne ait Çukuralan Altın Madeni'nin 3. kapasite artışı ile ilgili verilen ÇED olumlu kararı iptal edildi. Daha önce iptal edilen ÇED raporunun ardından şirketin başvurusu üzerine 2009/7 genelgesine dayanılarak eksikliklerin giderilmesi için verilen bu ÇED raporu da iptal edilirken, faaliyetlerini 10 yıldır sürdüren madenin üretimi durdurmaktan öte yine 2009/7 genelgesi uyarınca yeni bir ÇED alarak yoluna devam etmesi daha kuvvetli bir olasılık.
HUKUKUN ARKASINDAN DOLANILIYOR
Yaklaşık on yıldır üretimini sürdüren altın madeninin hukuki süreçleri de devam ediyor. Madene karşı açılan davaların bilirkişi incelemesinde madenin yöredeki orman ekosistemine, yeraltı-yerüstü su kaynaklarına, canlı yaşamına ve koruma altındaki türlere olumsuz etkilerine dair raporlar çıkmış, mahkeme heyeti de bu raporlara dayanarak madene verilen ÇED olumlu kararlarını iptal etmişti. Mahkemenin iptal kararlarına rağmen şirket hukukun ardından dolanma diye yorumladıkları yollarla üretimini aksatmadan devam ettirmişti.
Madenin 3. kapasite artışı için verilen ÇED'in iptalinin ardından, bu iptal gerekçelerinin ortadan kaldırılmasına dönük 2009/7 genelgesi uyarınca madene verilen yeni ÇED olumlu belgesi de aynı gerekçelerle, bilirkişi incelemesi sonrası yazılan rapora istinaden iptal edildi.
BİLİRKİŞİ RAPORLARI 'BURADA MADENCİLİK YAPILAMAZ' DİYOR AMA...
İzmir 3. İdare Mahkemesi kararını Kasım 2019 tarihinde bölgede yapılan bilirkişi keşfi sonrası verilen rapora dayandırdı. Mahkeme heyeti oy birliği ile verdiği kararını özetle şu gerekçelere dayandırdı:
- Madra Barajını besleyen Madra deresinin iki ana kolunun proje alanı içerisinden geçtiği, bu durumun proje alanında oluşabilecek herhangi bir olumsuzlukta içme ve sulama amaçlı kullanılan Madra barajının olumsuz etkilenmesi sonucunu doğuracağı ve kamu yararı açısından kabul edilebilir bir risk taşımadığı,
- Yeraltı madenciliği sırasında cevherli zon içinde ya da yakınında yüksek sülfürlü birimlere rastlanması olası olduğu belirtildiği halde böyle bir durumda açığa çıkacak ve saha içerisinde depolanacak olan bu tip kaya birimlerinin asit kaya drenajına sebep olma potansiyelinin yüksek olduğu,
- Raporda bu tip kayaçlar ile karşılaşılması durumunda alınacak önlemlerin yeterince belirtilmediği ve projelendirilmediği,
- Fauna açısından yılın belli dönemlerinde yapılması gereken izlem ve gözlem yönlerden eksiklikler bulunduğu, projenin sürüngenler, sucul fauna ile ornito fauna_kuşlar bölümünün yetersiz olduğu, alanda bazı önemli fauna türlerinin ÇED raporunda bulunmadığı, Çed raporunda bazı türlere ait IUCN koruma statülerinin hatalı olduğu, alanda Nesli Tehlike altında türler olduğu, alanda Mutlak Korunma statüsünde olan türler olduğu halde ÇED Raporuna olumlu görüş verildiği,
- Alanda floristik çalışmaların 4 mevsim gerekliliğine göre yapılmadığı, raporda flora çalışması arazi günleri olarak, alanın vejetasyon ve habitat bağlamında iyi ve doğru irdelenmediği, alanda önemli bazı habitatların göz ardı edilmiş veya doğru tanımlanmamış olduğu, birkaç saatlik keşif süresi dahilinde bile, floranın en fakir olduğu yaz aylarında 9 taksonun çiçekte tespit edildiği ve bunların ÇED raporu flora listesinde yer almadığı,
- Çevre mühendisliği açışından, Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği açısından bilirkişi raporunda karşılaştırmalı olarak yapılan hesaplamalar dikkate alındığında, ÇED Raporunda eksik hesaplamalar yapıldığı, bu durumun faaliyetten kaynaklanacak çevresel etkilerin öngörülmesini olanaksız kıldığı sonucuna varıldığından,
"EKSİĞİ GİDERİLEN ÇED RAPORU BÖYLEYSE..."
Mahkemenin kararını yorumlayan davacı EGEÇEP'in avukatı Arif Ali Cangı, madene yeni ÇED'in 2009/7 genelgesine istinaden verildiğini belirterek, "2009/7 uygulamasını AİHM'ne gönderdiğimiz sırada, bu akla, hukuka aykırı, halktan kaçırılan ÇED süreci sonunda verilen 9 Ocak 2019 tarihli ÇED olumlu kararı mahkemece iptal edildi. Mahkemenin iptal gerekçesi, Çukuralan'da madencilik faaliyetlerinin derhal durdurulmasını gerektirecek nitelikte. Bu ÇED, 02 Ekim 2017 tarihli 'Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu' kararının iptal edilmesi üzerine sözüm ona mahkeme kararındaki eksikliklerin giderilmesi için düzenlenen ÇED'di. Eksikliği giderilen ÇED raporu böyleyse, eksikliği tespit edilmiş raporun sözü bile edilmemesi gerekiyor" dedi.
"BİR SÜREDİR HUKUKÇULAR OLARAK ANLAYAMIYORUZ"
Bir süredir bu tür davalarda hukukçular olarak anlayamadıkları yargılanma süreçleri yaşadıklarını dile getiren Cangı devamında şunları aktardı: "Bu davada da aynı şeyi yaşadık. Yukarıdaki iptal gerekçelerinin aynı gerekçelerle 2017 ÇED olumlu kararı Mahkeme tarafından iptal edilmişti, anlaşılamayan gerekçelerle Danıştay tarafından bozuldu, o yüzden onun yargılaması devam ediyor. Ancak sözüm ona düzeltilen ÇED raporu ile verilen karar hukuka aykırı ile düzeltilmeden önceki haydi haydi aykırıdır."
“MAHKEME MALUMU İLAN ETTİ”
Mahkeme kararını malumun ilanı olarak yorumlayan Cangı, "Çukuralan'da şimdiye kadar yapılan madencilik faaliyeti bölgenin doğasını alt üst etmiş, ekolojik yıkıma yol açmıştır, Dikili'nin, Bergama'nın, bölgenin oksijen ve su deposu olan Kozak ekosisteminin daha fazla bozulmasına izin verilemez. Çukuralan madeni derhal kapatılmalı, ne kadar olabiliyorsa, bir an önce yaratılan doğal yıkım alanının rehabilite çalışmalarına başlanmalıdır" dedi.
İKİ KİŞİ DIŞINDA BİREYSEL DAVACILAR REDDEDİLDİ
EGEÇEP'in yanı sıra, Bergama Belediyesi ve 21 yurttaşın davacı olduğu dosyada mahkeme iki kişi hariç diğer yurttaşların "...kişisel, güncel ve meşru bir menfaatinin ihlal edildiğinden söz edilemeyeceğinden davayı açma ehliyetlerinin bulunmadığı"na hükmetti. Yerel seçimlerde AKP'ye geçen Bergama Belediyesi de davadan feragat etmişti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder