19 Şubat 2023 Pazar

Hablemitoğlu davası: Bir gülüşün izinde... (pazar yazısı)

 

19 Şubat 2023 04:31


Fotoğraf: DHA



Tüm ülkenin günlerdir deprem gündemine kilitlendiği bir süreçte Dr. Necip Hablemitoğlu suikastı davası görülmeye başlandı. Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın hakim heyeti bu dava için iki hafta ayırdığını açıkladı.

Suikasttan 20 yıl sonra açılan davada duruşmaya SEGBİS ile bağlanan tutuklu sanıklardan Eski MİT’çi Enver Altaylı “Burada bir numaralı sanık Fethullah Gülen” sözleri dikkat çekiciydi. Zaman zaman duruşma hakimi ile gerginlikler yaşayan Altaylı’nın sorduğu bir soru gerçekten açıklanmaya muhtaç; “Adamın (Fethullah Gülen) bankası var, parası var, cinayet işletiyor. Parayı neden ben veriyorum? Hadi ben veriyorum, kiralık katillere; ben bir ihaleye gireceğim onu kazanırsam kazanacağım paradan size para vereceğim mi dedim. Buna kim inanır?”

Duruşmada suikast parasını Almanya’dan gönderdiği ileri sürülen Alman vatandaşı iş insanı Serhat Ilıcak’ın avukatının suikast emrini verdiği ileri sürülen Albay Levent Göktaş’a yönelik “Veresiye ticaret yapar mısınız?” sözleri de mahkeme başkanı tarafından (Biraz da alaya alınarak) Altaylı’nın sorusuyla ilişkilendirildi.

BOZKIR ADININ DIŞINDA HER ŞEYİ İNKAR ETTİ!

İlk gün iddianamenin okunmasının ardından savunma yapan Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) Eski Yüzbaşısı Nuri Gökhan Bozkır özetle; adının dışında şimdiye kadar verdiği tüm ifadeleri reddetti! Oysa Bozkır’ın ifadeleri bu davanın açılmasının ana gerekçelerinden birisi.

Sauna çetesi, IŞİD’e giden silahlar gibi davalardan sanık olarak yargılanan ve bu süreçte Ukrayna’ya giden Bozkır’ın Gazeteci Zihni Çakır’a Hablemitoğlu suikastı ile ilgili anlattıkları dava sürecinin başlaması ve çoğu ÖKK askeri, birçok kişinin tutuklanması sürecini başlatmıştı. Bozkır, Ukrayna’dan Ukrayna istihbaratı tarafından bir tabutun içinde Türkiye’ye getirilip MİT’e teslim edildiğini, MİT’te ağır işkencelere maruz kaldığını zaman zaman gözyaşları içinde anlattı. Bozkır bu süreçlerde verdiği tüm ifadelerde farklı bir öykü ortaya atmıştı. Bozkır davanın ilk duruşmasında bu ifadelerin hepsinin Gazeteci Zihni Çakır’ın telkini ile oluşturduğu senaryolar olduğunu ileri sürdü.

ÖSO’YA SİLAH TİCARETİ İTİRAFI

Bozkır’ın ifadeleri arasında dikkat çeken en önemli bölümler Özgür Suriye Ordusuna (ÖSO) verdikleri silah ve cephanelerle ilgili olan kısımlardı. Bozkır “Afrin’de atacak mermileri yoktu. Şirketim üzerinden ben gönderdim” dedi. Bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisini tebrik ettiğini ve oğluna ödül verdiğini anlattı. Bozkır, şirketinin taşeron olarak Savunma Sanayi Başkanlığına iş yaptığına yönelik sözleri de dikkat çekici ifadelerdi.

Aslında bu davanın en önemli delilleri ve dayanağı Bozkır’ın mahkemede tümünü geri aldığı ifadelerin yanı sıra sanıklar arasında 20 yıl önce yapıldığı söylenen içeriği belli olmayan telefon HTS kayıtları idi. Davanın ilk birkaç gününün ardından bu HTS kayıtları konusunda ciddi şüpheleri olduğunu söyleyebiliriz. Bu kısma geleceğiz ama şimdi yazımıza sanık ifadelerinde ki ilginç ayrıntılarla devam edelim.


Ftğdaf: DHA

SAVCI MUMCUOĞLU’NUN TANIKLARINI NEDEN DİNLEMEDİ?

İddianamede Kazakistan’da görevli iken gizli bir şekilde Kıbrıs üzerinden Türkiye’ye geldiği Hablemitoğlu’nu iki kurşunla öldürdükten sonra yine gizlice Kazakistan’a döndüğü ileri sürülen o dönemde yüzbaşı rütbesinde olan Tarkan Mumcuoğlu’nun ifadesinde de ilginç anekdotlar var. Suikastın işlendiği tarihlerde Kazakistan’da olduğuna dair bir takım belgeler gösteren (eğitim kursu sertifikası gibi) Mumcuoğlu, suikast öncesi ve sonrası eşiyle kesilen telefon irtibatını savcı, Mumcuoğlu’nun suikast için Türkiye’ye gelmesiyle ilişkilendirmişti. Mumcuoğlu ise bu durumu “İnternet olanağı olduğu için mesanger üzerinden görüşüyorduk” diye açıkladı. Mumcuoğlu’nun o süreçte Kazakistan’da olduğuna dair göstermek isteği iki tanığın Davanın Savcısı Zafer Ergün tarafından reddedildiği de ortaya çıktı. Savcı Ergün, Tarkan Mumcuoğlu’nun suikast için Kıbrıs üzerinden Türkiye’ye geçtiği süreçte, eşinin Kıbrıs’taki sabit hatlarla yaptığı görüşmeleri Mumcuoğlu’nun Kıbrıs'ta suikast için Türkiye’ye geçmek üzere Kıbrıs’ta olduğu iddiasının dayanağı yaptı ancak ne iddianame sürecinde ne de mahkeme aşamasında Mumcuoğlu’nun eşinin bu konuya dair ifadesini alma gereği duymadı. Bu da önemli çelişkilerden biri.

KIBRIS’A GİRİŞ ÇIKIŞ BELGESİ

Savcı Ergün, Mumcuoğlu’nun Kıbrıs Türkiye arasında herhangi bir giriş çıkış belgesi olmadan gidip geldiğini, iddianamede bunun örneğini, Mumcuoğlu’na yardımla suçlanan Kıbrıs’ta görev yapan askeri personel Hasan Ergin’in de Türkiye’ye Kıbrıs’ta görev yaptığı dönemde giriş çıkışının olmadığı şeklinde vermişti.  Mumcuoğlu’nun avukatları, Hasan Ergin’in Kıbrıs’ta çalıştığı 2002 ile 2004 arasında Türkiye giriş çıkışının olduğunu gösterir resmi belgeyi mahkemeye sundular. Savcı Güler’in bu belge ile ilgili ne söyleyeceği merak konusu.

EN DİKKAT ÇEKİCİ TANIKLIK

Kuşkusuz davanın şu ana kadar en dikkat çekici diyalogları Necip Hablemitoğlu’nun eşi Şengül Hablemitoğlu ile tetiği çektiği ileri sürülen T. Mumcuoğlu arasında geçen birkaç cümle oldu. Şengül Hanım daha önce verdiği ek ifadede Mumcuoğlu’na çok benzeyen bir askerin öldürülmeden kısa bir süre önce eşi ile üniversitedeki kendi odasında görüştüğünü ve bu görüşme öncesi kısa bir an gördüğü askerin Mumcuoğlu’na çok benzediğini anlatmıştı. Duruşmada Mumcuoğlu bu ifadenin mahkeme başkanı tarafından hatırlatılması üzerine Şengül Hablemitoğlu’na dönerek “Tüm masumiyetim ile gözlerinize bakarak söylüyorum ki sizi ve eşinizi hiç görmedim” dedi. Aradan 20 yıl geçtikten sonra kesin bir teşhis yapamayacağını söyleyen Şengül Hablemitoğlu ise “Ben sizin gülüşünüzü çok benzetiyorum oysa” yanıtını verdi. O kadar zaman geçtikten sonra suikasta dair somut bir delilin bulunmasının son derece güç olduğu davada belki de tek önemli tanıklık bir gülüşün tanınması oldu diyebiliriz, ama bu da kesin değil.

HTS KAYITLARI SAHTE Mİ?

Savcı Ergün’ün en önemli delil olarak iddianamesini kurduğu HTS kayıtlarına gelirsek; sanırım davanın sonucunu da bu kayıtların güvenilirliği hatta sahte ya da gerçek olup olmaması belirleyecek. Tıpkı bugün “FETÖ kumpasları” olarak nitelenen ve yüzlerce sahte bilgi-belge-delilin oluşturulduğu süreç içerisinde ortaya çıkan ve bu nedenle de birbiri ardına çöken Balyoz, Ergenekon vs. gibi davaların akıbetine doğru hızla gidiyor dava.

Bu dava ile ilgili yazdığımız yazılarda bizim de şüphe ile yaklaştığımız HTS kayıtlarındaki birçok çelişkinin sanıklar ve avukatları tarafından duruşmalarda ortaya konması soru işaretlerinin yanı sıra bu kayıtların güvenilirliğini de tartışmaya açtı. L. Göktaş HTS dökümlerinde iki yıl önce ölen babası ile o tarihlerde konuşmalarının olduğunu söyledi. Tutuklu sanıklardan Eski ÖKK Binbaşısı Fikret Emek HTS kayıtlarına göre aynı gün, birkaç dakika arayla üç farklı ilde göründüğünü ortaya koydu. HTS kayıtlarındaki bu çelişkilerin ortaya konması davaya “gizli bir el”in müdahale ettiği, savcıya üretilen HTS kayıtlarının bu el tarafından verildiği yönündeki iddiaları gündeme getirirken bir soru üzerine Göktaş bu elin “MİT içerisinden bir grup” olabileceğini ileri sürdü.

TÜM YOLLAR Z. ÇAKIR’A ÇIKIYOR

Davada adı sık sık geçen, davanın açılmasında önemli rolü olduğu görülen, MİT, TEM ve savcılık ile sıkı fıkı ilişkileri olduğu anlaşılan Gazeteci Zihni Çakır’ın duruşmada dinlenip dinlenmeyeceği de merak konusu. Davanın tarafları arasında bu kadar kilit rolde görünen birisinin savcılık ve emniyet ifadesinin yanı sıra mahkemede de dinlenmesi gerektiği görüşü hakim.

Öte yandan Zihni Çakır’ın Gökhan Bozkır’la Hablemitoğlu suikastına ilişkin iletişiminin başladığı yıl olan 2017’nin soruşturmada ihmali olan devlet memurları için zaman aşımı tarihi olduğunu, Savcı Güler’in ilgili kamu görevlileri hakkında bu nedenle takipsizlik kararı verdiğine dikkat çekerek bu durumun da soru işaretleri barındırdığının altını çizerek bitirelim yazıyı.

Dava da bizim fikri takibimiz de devam ediyor. Bakalım üstünden 20 yıl geçtikten sonra açılan bu dava suikastı çözebilecek mi? Yirmi yılın ardından katil zanlısına benzetilen bir yüzün, bir gülüşün tanıklığı bakalım nereye evrilecek...

 https://www.evrensel.net/yazi/92499/hablemitoglu-davasi-bir-gulusun-izinde

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...