1 Mart 2023 13:35
Hablemitoğlu suikastı davası savcısı Türkiye’nin FETÖ İmamı olduğu ileri sürülen Mustafa Özcan’ın ve sanıklarından bazılarının Kıbrıs’taki bir çağrı merkezinden arandığına dair delil sundu.
Özer AKDEMİR
2002 yıl Aralık ayında Ankara’da öldürülen Dr. Necip Hablemitoğlu suikastı davasının ara kararından önce davanın savcısı Zafer Ergün mahkemeye yeni delil sundu. Savcı Ergün suikastın işlendikten birkaç saat sonra davanın firari sanıklarından Türkiye’nin FETÖ İmamı olduğu ileri sürülen Mustafa Özcan’ın Kıbrıs’taki bir çağrı taşıma şirketi üzerinden arandığını iddia etti. Savcının sunduğu bu yeni delile göre aynı numara ile suikast öncesi ve sonrası tetiği çektiği ileri sürülen yüzbaşı T. Mumcuoğlu’nun eşi ve yine davada tutuklu yargılanan Fikret Emek de aranmış!
İDDİANAMENİN İKİ ANA DAYANAĞI VAR
Bir bölümü eski Özel kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) askeri olmak üzere Fethullah Gülen cemaati üyeliği ile suçlanan isimlerin yargılandığı suikast davası, suikasttan 20 yıl sonra açılmıştı. 14 Şubat-23 Şubat tarihleri arasında yapılan duruşmalarda tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları ifade verdi. Duruşmalara Necip Hablemitoğlu’nun eşi, kızları ve avukatı da müdahil olarak katıldılar. İddianame ve sonrasında dava savcısı olan Zafer Ergün, suikastın ÖKK askerleri ve FETÖ yöneticilerinin ortak işi olduğu yönündeki savını iki ana temele dayandırıyor. Bunlardan birisi eski ÖKK yüzbaşını N. Gökhan Bozkır’ın ifadeleri, diğeri ise suikasttan 6 ay öncesi ve sonrasını içeren sanıklar arasındaki iletişimi gösterdiği iddia edilen HTS kayıtları.
HTS KAYITLARINA BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ
Mahkemeye çıkana kadar birçok kez ifade değiştiren N. G. Bozkır mahkemede de ifadesinin gazeteci Zihni Çakır’ın telkinleri sonucu oluşturduğu bir senaryodan ibaret olduğunu söyleyerek daha önce verdiği ifadeleri reddetti. İddianamenin bir diğer dayanağı olan HTS kayıtları ve baz istasyon verilerinde de bir takım çelişkiler olduğu ortaya çıkınca iddianame savcısı bile bu çelişkileri kabul etmekle birlikte kayıtların genel anlamda doğru olduğunu ileri sürdü. HTS kayıtları üzerinde gizli bir elin değişiklik yapıp yapmadığı, bu kayıtların ne kadar güvenli olduğu mahkemenin ara kararda verdiği bilirkişi incelemesi sonrası ortaya çıkacak.
SUİKAST ÖNCESİ KESİLEN 24 GÜNLÜK TELEFON TRAFİĞİ
Öte yandan, savcının mahkemeye yeni delil olarak sunduğu bilgi ve suikastta tetiği çektiği ileri sürülen T. Mumcuoğlu ile eşi arasındaki KKTC üzerinden yapıldığı ileri sürülen iletişimin açıklığa kavuşturulması davanın sonucunu belirleme potansiyeli taşıyor.
Şöyle ki; İddianameye göre o zamanlar ÖKK’da yüzbaşı rütbesinde bulunan T. Mumcuoğlu, suikastın olduğu dönemde görevli olarak bulunduğu Kazakistan’dan gizlice (hiçbir yerde kayıt ve iz bırakmadan) Türkiye’ye gelip, tetiği çektikten sonra aynı şekilde gizli yollarla Kazakistan’a geri döndü. Mumcuoğlu’nun Kazakistan’da iken eşi ve babasıyla telefon iletişimi suikastin öncesi ve sonrasındaki birkaç günü de kapsayan 24 gün boyunca kesildi.
GECE YARISI KKTC ÜZERİNDEN GELEN TELEFONLAR
İddianamede bu durumun T. Mumcuoğlu’nun Kazakistan’da değil Türkiye’de olduğunun delili şeklinde değerlendirilirken, genişletilen soruşturmada aynı dönemde T. Mumcuoğlu’nun eşi Z. Mumcuoğlu’nun KKTC’ye ait sabit/ankesörlü hatlardan akşam ya da gece yarıları arandığı ortaya çıkarılıyor. Bu telefon trafiği ile ilgili HTS verilerinden yola çıkan savcı Ergün, bu aramaların T. Mumcuoğlu tarafından yapıldığını ileri sürüyor. Yapılan araştırmalarda Z. Mumcuoğlu’nun cebinin arandığı telefonların KKTC’de GSM hizmeti veren firmalara ait olduğu bu firmaların o dönem uluslar arası çağrı taşımacılığı da yaptığı tespit ediliyor.
“GİZLENMEK AMAÇLI ÇAĞRI TAŞIYICI FİRMA KULLANILMIŞ”
Bu durum iddianamede Z. Mumcuoğlu adına kayıtlı GSM hattının CRD veri trafiğinde arayan şahsın “taşıyıcı firmayı” bir santral gibi kullandığı, bunun aranan numaranın CRD/HTS kayıtlarında gözükmeyeceğini önceden bilen bir şahsın telefon numarasının ve kimliğinin açığa çıkmaması için gizlenmek amacıyla yaptığı değerlendiriliyor. Mahkeme ara kararda KKTC’den gerekli izinler alınarak bu çağrı taşıma firmalarına ait günlük iletişim trafiğinin mahkemeye gönderilmesinin istenilmesine karar veriyor.
SON DAKİKA DELİLİ!
İşin en ilginç yanlarından birisi bu KKTC çağrı taşıma firmaları üzerinden daha önce Z. Mumcuoğlu ve suikast sanıklarından tutuklu ÖKK binbaşısı Fikret Emek’i arayan 0392 600 0270 nolu sabit hattın suikast günü FETÖ Türkiye imamı olduğu ileri sürülen Mustafa Özcan’ı da aradığına dair savcı Ergün’ün son dakika açıkladığı ek delil oldu. Savcı Ergün, suikasttan birkaç saat sonra, 18/12/2002 günü saat 22:18 de sanık Mustafa Özcan’ın 0392 600 0270 no’lu sabit hattan arandığını iddia etti. Mahkeme şimdi KKTC makamlarından bu çağrı taşıma firmasını kullanan numara ve kişilerle ilgili bilgi talep ediyor.
Sanık avukatları bu ek delilin de tartışmalı olduğunu, bir çağrı taşıma firması üzerinden gelen bir telefonun suikast sanıkları ile FETÖ yöneticileri arasındaki iletişim kanıtı olarak gösterilemeyeceğini ileri sürüyorlar.
DURUŞMALAR MAYIS AYINA ERTELENDİ
Öte yandan, mahkemede ifade veren T. Mumcuoğlu, suikast tarihlerinde Kazakistan’da olduğunu ve oradan hiçbir şekilde ayrılmadığını ileri sürüyor. Mumcuoğlu, o tarihlerde Kazakistan’da kendisiyle eğitime katılan Türk subaylarını ve zamanın askeri ataşesini tanık olarak dinlenmesini istiyor. Avukatları da Mumcuoğlu’nun suikast için Türkiye’de olduğu tarihte Kazakistan’da biten bir eğitimle ilgili ıslak imzalı sertifika belgesini ve fotoğrafları da mahkemeye delil olarak sundular.
Mayıs ayına ertelenen davada, T. Mumcuoğlu’nun eşinin yanı sıra, gösterdiği bazı tanıkların da ifadeleri alınacak. Bakalım, mahkeme’ye ulaşacak KKTC’ye ait iletişim bilgileri, HTS kayıtlarına dair bilirkişi raporu ve yeni tanıklıklar bu davanın çözümünü sağlayacak mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder