28 Mart 2023 18:40
Orman mı değil mi iki devlet kurumu karar veremedi
Çavdar köylülerinin zeytinlik alanı ile ilgili Orman Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı arasındaki dava 18 yıldır sürüyor. Köylüler “Davayı Orman Bakanlığı kazanırsa araziyi madenlere kiralar" diyor.
Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel
Özer AKDEMİR
Çavdar köylülerinin atalarından kalma zeytinlik alan ‘Burası orman vasfındadır’ diyen Orman İşleri Genel Müdürlüğü ile ‘Burası 2B kapsamında’ diyen Maliye Bakanlığı tarafından mahkemeye taşınmış ve dava 18 yıldır sürüyor. Köylüler “Eğer davayı Orman İşleri Genel Müdürlüğü kazanırsa bu araziyi büyük ihtimalle 99 yıllığına maden işletmelerine kiralayacak” diyor.
Aydın Söke’ye bağla Çavdar köylüleri atalarından kalma zeytinliklerin Orman İşleri Genel Müdürlüğü tarafından ellerinden alınmak istenmesine karşı mücadele başlattı. 6 bin 500 dönümü bulan zeytinlik alanın, orman vasfını kaybetmiş 2B kapsamında mı yoksa orman alanı mı olduğu konusundaki anlaşmazlık, iki devlet kurumu tarafından mahkemeye taşınmış ve dava yıllardır sürüyor. Zeytinliğin orman olduğu ile ilgili son mahkeme kararına üst mahkemede itiraza hazırlanan Çavdarlılar, bu zeytinliklerin köyü adeta kuşatan maden işletmelerine verilmek istendiğini dile getiriyorlar.
“ATADAN KALAN ZEYTİNLİKLERİMİZİ ALIP MADENE VERECEKLER”
Konuyla ilgili önceki gece Çavdar köy kahvesinde yapılan toplantıya köylülerin yanı sıra Çine Yaşam Platformu (ÇİYAP) üyeleri ve hukukçular katıldı. Yıllardır zeytinlik olarak işletilen alanların önce 2B sınıfına sokulduğunu daha sonra orman idaresi tarafından bölgenin orman alanı içinde kaldığı ileri sürülerek ellerinden alınmak istendiğini belirten köylüler bu zeytinliklerin köy yakınlarında işletilen kuvars ve feldspat maden işletmeleri tarafından kullanıldığını dile getirdiler. Bu maden işletmeleri yüzünden zeytin veriminin yüzde 50 oranında azaldığını ve yer altı sularının kaybolmaya başladığını söyleyen köylüler, “Bir patlatma yapıyorlar, rüzgar madenden tozu getiriyor. Zeytin, armut, künar ağaçlarımızın verimi düşüyor. Kuraklık da ciddi sorun. Bu sene doğru düzgün yağmur yağmadı” diyorlar.
“KENDİ ZEYTİNLİĞİMİZE GİREMİYORUZ”
Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel
6 bin 500 dönüm üzerinde binlerce zeytin ağacının olduğunu, yıllardır ataları tarafından ekilip dikilen arazilerden kadastro geçirildiğini ve bunun için para ödediklerini belirten köylüler; buna dair davanın 1968 yılından bu yana sürdüğünü söylüyorlar. Köylüler; “Git gel usandık, Kemal Sunal’ın mahkemesine döndü valla” diye anlatıyorlar.
Kendi arazilerine giremediklerini, girmek istediklerinde madencilerin jandarmayı çağırarak köylüyü zorla zeytinliklerinden çıkardıklarını aktaran köylüler şunları söylüyorlar: “Madenciler istediği gibi giriyor alana, biz giremiyoruz! Karakolları da bağlamışlar. Bütün köyün mahkemesi bitmemiş ama madenci zeytinliklere girmiş, bir de bizim girmemizi jandarmaya şikayet ediyor. Ankara’dan halledilmiş. Oysa 2B olarak tespit edilmiş alanlar var. Burasının ziraat alanı olduğuna dair de raporlar verilmiş ama hiç dinlemiyorlar. Köylüyü bağırta bağırta zeytinliklerini ellerinden alıyorlar. Bu 6 bin 500 dönümlük yer gitti mi biz bittik. Köyü taşısınlar.”
“DAVAYI ORMAN KAZANIRSA MADENCİYE 99 YILLIĞINA KİRALAR”
Meselenin Maliye Bakanlığı ile Orman İşleri Genel Müdürlüğü arasında bir davadan kaynaklandığını anlatan Aydın Barosu avukatlarından Muratcan Kocabay, konuyu şu şekilde özetledi; “Davacı Orman İşleri Genel Müdürlüğü, davalı Maliye Bakanlığı. ’68’den bu yana yapılan kadastro ve 2B işlemleri üzerine bir itiraz süreci gelişmiş. Bu itirazı yapan yine orman idaresinin kendisi. ‘Burası orman vasfındadır’ diyor ve itiraz ediyor. Bu itiraz sonrası dava açılıyor ve 18 yıldır devam ediyor. En son mahkemede burasının orman olduğu kararı çıkınca burada zeytinliği olan 170 köylüye karar tebliğ ediliyor. Bu 170 kişi 15 gün içerisinde buna itiraz etmek zorunda. Eğer istinaf mahkemesini Orman İşleri Genel Müdürlüğü kazanırsa bu araziyi büyük ihtimal 99 yıllığına maden işletmelerine kiralayacak. Köylüler de zeytinliklerinin üzerine su içecek. Eğer davayı Orman İşleri Genel Müdürlüğü kaybederse burada 2B olarak orman kadastrosu yapılacak. Tapulama işlemleri devam edecek” dedi.
“ORTADA HENÜZ KESİNLEŞMİŞ BİR KARAR YOK”
Aydın Barosu üyesi avukatlarından Ecem Sandıkçı henüz ortada kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadığını belirterek; “Bu nedenle orası halen itilaflı bir yer. Ortada kesinleşmiş bir karar yok ama sizler kullanım hakkına sahip olduğunuz için bu da size bir hak tanıyor. Ancak anlaşıldığı kadarıyla madenci bunu dinlemiyor. Onlar önden yapıyor karar arkasından geliyor gibi” dedi.
“MADEN MÜDÜRÜ BANA KÖPEK GİBİ DAVRANIYOR”
Köylüler madencilerin bölgeyi kendi arazileri gibi kullandıklarını, kendi zeytinliklerine giremediklerini anlatırken, dava sonuçlanana kadar zeytinliklerinin maden işletmesi haline geleceğini ifade ediyorlar. Toplantıda konuşan bir köylü kadın kendi zeytinliğine gitmek istediğinde maden işletmesi müdürünün kendisine köpek gibi davrandığını söyledi. Köylü kadın “Telefon ediyorum açmıyor. Gittiğimde beni kovalıyor. ‘Senin yerin yok artık burada’ diyor. Gidip gelip sürünüyorum. Bu nereye kadar sürer bilmem” dedi.
“BİZ SEÇİYORUZ ONLAR KALE’NİN, ECZACIBAŞI’NIN, EYSİM’İN VEKİLİ OLUYORLAR”
Çavdar Köyü Eski Muhtarı İhsan Gocagöz, zeytinliklerine girmelerinin madenci şirket tarafından engellenmesini jandarmaya anlattığını ancak jandarmanın “Bazı şeyler bizi aşıyor” yanıtının işin Ankara’dan bitirildiğini düşündürdüğünü belirtiyor ve şunları anlatıyor: “Bizim bu zeytinlikler tapu üzerinde maden işletmelerinin görünüyor. Esan, Kale, Eczacıbaşı kendi aralarında masa üzerinde pay etmişler. Eğer bu arazilerin altında maden olmasaydı bizi döve döve vereceklerdi bu tapuları. Altında maden olduğu için elimizden almak istiyorlar. Milletvekilleri ise kodamanların vekilleri, bizi kodamanlarla baş başa bırakıyorlar. Hepimiz oy veriyoruz ama en büyük söz hakkı kodamanların. Vekillileri biz seçiyoruz ama onlar Kale’nin, Eczacıbaşı’nın, Eysim’in vekili oluyorlar. Onlar da sıcak paradan vazgeçmezler. Köylünün kanını eme eme paranın tadını aldılar. Önceden bu kadar yaygın değildi madencilik. Hele 10-15 yıldır bizim köy komple köstebek yuvasına döndü. Kale’nin mühendisleri bizi kale bile almıyor. Biz sizinle muhatap olmayız, biz ormandan yerleri almayız diyor.”
“BİRLİK OLUP MÜCADELE ETMEKTEN BAŞKA YOL YOK”
Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel
Çine Yaşam Platformu Eş Sözcüleri Ahmet Uslu ve Mehmet Yüksel ise köylülerin arazilerini korumak için birlik olmaktan ve kararlı bir mücadele süreci ortaya koymaktan başka şansları olmadığını ülkedeki başarılı mücadele örnekleri üzerinden anlattılar. Gece geç saatlere kadar süren toplantı konucunda köylüler mücadeleyi örgütlü bir şekilde yürütmek için bir komisyon kurma ve önümüzdeki günlerde tartışmalı arazilerin önünde kitlesel bir basın açıklaması yapma kararı aldılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder