25 Haziran 2023 04:35
Fotoğraf: Ömer Ürer/AA
Bu sene yaz mevsimi epey nazlanarak geliyor. Kurak geçen kış ve baharın ardından son iki aydır ciddi miktarda bir yağış düştü ülkemize. Bu yağışlar bazen o kadar kısa zamanda ve fazla oldu ki birçok kentimizde can ve mal kaybına neden olan “sel felaketleri” meydana geldi.
Aslında küresel ısınma (Isıtma daha doğru bir tanım sanki, çünkü doğal bir döngünün sonucu değil bu ısınma. Biz, insanlar ısıtıyoruz dünyayı) ile birlikte “aşırı iklim olayları” dediğimiz sel, orman yangınları, dolu, hortum, kuraklık vs. artacağını zaten bilim yıllardır söylüyordu bize. İşte bugün karşı karşıya kaldığımız ne varsa bu yüzdendir. Uyarılar birer birer gerçek oluyor, olacak…
Bu hafta da size içinde bulunduğumuz yaz aylarında en ciddi sorunlarımızdan birisi olan, aşırı sıcaklıklarla ilgili bazı bilgiler aktaracağım.
SICAK HAVA DALGASI ÖLÜM HIZINI YÜZDE 67 ARTTIRIYOR
Bu verilerden ilkinin kaynağı Uzm. Dr. Hazal Cansu Çulpan. Halk sağlığı uzmanı olan Çulpan, 2018-2022 yılları arasında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalında uzmanlık eğitimi alırken uzmanlık tezini “İstanbul’da sıcak havaya bağlı ölümler ve sıcak dalgası eşik değerlerinin belirlenmesi” üzerine tamamlamış.
Türkiye’nin en kalabalık kenti İstanbul’da yaşanan sıcak dalgalarının kaç insanın ölümüne neden olduğuna yoğunlaşan araştırmaya göre 2004-2017 yılları arasında İstanbul’da 4 bin 281 fazladan ölümün nedeni sıcak hava dalgaları. Bu yılların haziran, temmuz ve ağustos aylarında 30 sıcak dalgası yaşandığının saptadığı çalışmada, meydana gelen sıcak dalgalarının ölüm hızını yüzde 67 oranında yükselttiği ortaya konuldu.
Çalışmaya göre; “En fazla ölüme yol açan sıcak dalgaları 2007, 2010 ve 2017 yıllarında yaşandı. 29 Temmuz-22 Ağustos 2010’da yaşanan sıcak dalgası fazladan 783 ölüme sebep olurken, 2007 yılında dokuz gün süren sıcak dalgası 339 kişinin, 2017’de bir hafta süren sıcak dalgası ise 220 kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu.”
Fotoğraf: DHA
DAHA SIK VE YOĞUN!
Bu rakamlara bakarak sıcak hava dalgasındaki artışların daha da fazlalaşacağını söylemek karamsar bir tahmin değil maalesef. Ülkemizin coğrafi konumu bizi iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek ülkeler arasına sokuyor. Hükümetler arası iklim değişikliği paneli (IPCC) de 30 yıldır yayımladığı değerlendirme raporlarında bu durumun altını çiziyor. Aşırı sıcaklar daha sık ve yoğun olacak!..
Bu durumdan en fazla nasibini alan ülkelerden olan Türkiye’de daha sık, daha uzun ve daha yoğun sıcak dalgası yaşanıyor, yaşanacak. “Türkiye’nin batısında 1960’lardan bu yana sıcak dalgası sıklığı her 10 yılda ortalama 0.4 derece artarken sıcak dalgalarının uzunluğu 2 gün, yoğunluğu 2 derece artıyor. Önlem alınmadığı takdirde bu durum, sıcağa bağlı hastalık ve ölümlerin artmasına yol açabilir.”
2100 YILINDA TÜRKİYE BATIDA 4.5, DOĞUDA 6 DERECE DAHA SICAK OLACAK!
Tamamen kapitalist sistemin bir sonucu olarak doğanın ve emeğin yağmasına dayanan aşırı üretim, aşırı tüketim süreçleri nedeniyle meydana gelen küresel ısınma milyarlarca insan, hayvan ve bitkinin yaşamına mal oluyor. Kapitalist sömürü çarkının dönmesi için yapılan, edilen her şey küresel sıcaklık artışının 1 derece aşmasına yol açtı. “Türkiye, Akdeniz havzasında yer alması ve güneyindeki çöl kuşağının ısınma sonucu kuzeye doğru genişlemesi nedeniyle sıcak dalgaları açısından risk altında. Küresel sıcaklık artışı senaryolarına göre 2100 yılında Türkiye’deki ortalama sıcaklık artışının batıda 4.5 santigrat dereceyi doğuda ise 6 santigrat dereceyi geçmesi mümkün.”
RUH SAĞLIĞIMIZI DA ETKİLİYOR
Aşırı iklim olaylarının ruhsal sağlığımıza etkileri ile ilgili yapılan bir araştırma sonuçları ile bitirelim bu haftaki yazımızı; çevre, iklim ve sağlık için iş birliği projesi (ÇİSİP) tarafından ruhsal sağlık ve iklim değişikliği bildirisinde iklim değişikliğinin neden olduğu düzensiz hava olaylarının fiziksel sağlığımızın yanı sıra ruh sağlığımızı da bozduğu dile getiriliyor. Bildiride, sel, fırtına, aşırı sıcaklık, kuraklık gibi aşırı hava olaylarına maruz kalanların yüzde 20-30 oranında depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu gibi ruh sağlığı sorunlarına neden olduğu; bunların da anksiyete, psikolojik stres, madde kullanımı ve intihar düşüncesinin artması ile ilişkili olduğu belirtiliyor.
ENDİŞE VE DEĞİŞİM
Küresel ısınma ve iklim değişikliği kaynaklı bu tür olaylar tüm dünyada insanların endişelerini arttırırken 10 ülkede gerçekleştirilen bir anketin sonuçlarına göre, 16 ila 25 yaş arasındaki gençlerin yüzde 84’ü iklim değişikliği konusunda endişeli. Bu oran Türkiye’de yüzde 83’e çıkmıştı.
Uzun yağmurlardan sonra esas gündemimize bir an önce dönmemiz gerekiyor; iklim değişikliği, küresel ısınma, kuraklık...
Ne kadar endişelensek az aslında. Kaygı, stres, endişe olumsuz çağrışımların yanı sıra büyük değişimlerin de yolunu açabilir. İnsanlar kaygısını, endişesini gidermek için başkaca çarelerinin olmadığını gördüklerinde dünyayı felakete sürükleyen bu barbarlığa da son vermek için harekete geçebilir, bir araya gelebilirler…
Daha da geç olmadan gelin bu kapitalist barbarlığı hep birlikte tarihin çöp sepetine atalım!..
Başka çaremiz, çıkışımız, çözüm yolumuz yok çünkü!..
https://www.evrensel.net/yazi/93215/uzun-yagmurlardan-sonra
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder