8 Kasım 2023 Çarşamba

Dr. Eşref Atabey: Gölcük Altın Madeni ormanı ve suyu yok edecek

 

08 Kasım 2023 04:33


İzmir'de Gölcük yakınlarında yapılmak istenen altın madeninin çevresel etkilerinin neler olabileceğini Jeoloji Yüksek Mühendisi ve Tıbbi Jeoloji Uzmanı Dr. Eşref Atabey ile konuştuk.



Fotoğraf: Özer Akdemir/ Evrensel


Özer AKDEMİR
İzmir

“İzmir’in Abant’ı” diye bilinen Ödemiş Gölcük yakınlarında işletilmek istenen altın madenine karşı halkın tepkisi devam ederken maden için ÇED süreci başlatıldı. Turizm bölgesine yakın olması ve 20.4 hektarlık bir alanda işletilmek istenen altın madenine ilişkin tepkileri ve altın madeninin çevresel etkilerini Jeoloji Yüksek Mühendisi ve Tıbbi Jeoloji Uzmanı Dr. Eşref Atabey ile konuştuk. Dr. Atabey, söz konusu altın madeninin işletilmesi durumunda bölgedeki ormanın ve bitki örtüsünün yok olacağı uyarısında bulundu.

BİR GRAM ALTIN İÇİN BİR TON KAYA SÖKÜLECEK!

Altın ocağının faaliyete geçmesi durumunda alanın fiziki yapısının bozulacağını söyleyen Dr. Eşref Atabey erozyonun hızlanacağına dair uyarılarda da bulundu. Cevherleşme tipine göre bir gram altın için bir ton kayacın yerinden söküleceğini aktaran Atabey, “Söz konusu Projenin 3 yıl ömrü boyunca toplam 430 bin 194 ton kayaç sökülecektir. Alanın bütünlüğü, fiziki yapısı bozulacak, orman ve bitki örtüsü yok edileceğinden çıplak kalan ve özelliğini kaybetmiş zemin, yağmur suları ve buzlanmayla daha çabuk parçalanacak, ufalanacak, aşınan malzeme sellerle taşınarak erozyona yol açacaktır. Erozyon ve sel sularıyla dere suyuna karışan kil boyutundaki malzeme balıkların solungaçlarına yapışarak ölmelerine neden olur” ifadelerini kullandı.

"ÇEŞMELER KURUR"

Proje alanının tamamen orman arazisi içerisinde yer aldığına dikkat çeken Dr. Atabey, orman alanında açılacak olan altın ocağının, yerel iklim ve mikroklimasında değişimlere yol açacağını belirtti. Dağlık ve tepelik arazideki orman ve bitkilerin su da ürettiğini kaydeden Atabey, “Yere düşen yağış, gözenekli orman toprağından sızarak ana kaya çatlak sistemine, oradan da kaynaklara, derelere ve yer altı suyuna ulaşır. Maden ocaklarıyla bu sistem zarar görür.

Orman ve bitki örtüsünün yok edilmesi iklim değişikliği nedenleri arasında olmaktadır” dedi.

Reklam

Reklam

Altın ocağının yer altı suyuna sızan suyun açığa çıkmasına, akış yönünün değişmesine, buharlaşmasına ve kaybına neden olduğunu vurgulayan Atabey projenin sulara etkisi ile ilgili şu uyarılarda bulundu; “Projenin toplam su ihtiyacının günde 63 bin 315 m3 olacağı öngörülmüş. Bu miktar, su kaynağı ve kullanma suyu yönüyle çevre için olumsuz etki yapmaktadır. Ayrıca Proje alanı Çatak Deresi Mikro Havzası içerisinde bulunur. Çatak Dere Mikro Havzası’nın su toplama alanı 8.40 km²’dir. Bu havza, yüzey sularını genel olarak kuzeyden toplar. Maden faaliyetiyle bu su havzasının su sistemi zarar görür. Yakınında bulunan çeşme ve kaynakların suyu azalır ya da kurur.”

PATLATMALARIN ETKİLERİ NE OLUR?

Altın madeninde açık ocak yöntemiyle patlatmalı madencilik yapılacağına dikkat çeken Atabey, “Ocakta, bir yılda yapılacak 96 adet patlatma ile 19 bin 634 kg ANFO patlayıcı, 507 kg da Dinamit kullanılacağı hesaplanmış. Ocağa 700 metre mesafede Gölcük Mahallesi bulunuyor. En yakın haneye mesafesi ise 72 metre. Ocak yakınında yaşayan insanlar, evlerinin duvarları çatlayacak mı, ev yıkılacak mı, çatıya taş mı gelecek endişesiyle korku ile yaşayacaklar. Patlatmayla oluşan sarsıntıyla heyelanlar ve zeminde çökmeler olur. Evlerin duvarlarında çatlaklar oluşur. Patlatmalarla mevcut su kaynaklarının yolu değişir, su kaynakları azalır ya da kurur. Tarımsal faaliyette ve içme amaçlı kullanılan yer altı suyu azalır, çevredeki kuyuların su seviyeleri düşer, ağaçlar kurur” şeklinde konuştu.

ALTIN MADENİ ÇALIŞMAYA BAŞLARSA NELER OLUR?

Atabey altın madeninin işletilmesi durumunda oluşacak diğer sorunlara dair şu başlıkları sıraladı;

Tozlar nedeniyle ağaçlar ve bitkiler bundan olumsuz etkilenir, bitkilerde erken yaşta yaprak dökümü olur ve ölür; meyve ağaçları sürgünlerinin cılız ve meyve verimi yavaşlar;

Tozların insan sağlığına olumsuz etkileri olur: İşletme sırasında kuvars tozlarının silikozise yol açabileceği, ayrıca arsenik minerali de bulunur. Arsenik mineral tozları da toksik olup, kanser nedenidir.

Altın ocağıyla kayaçlar yerlerinden kaldırılacağı için çevresindeki toprak oluşumu da durur. Toprağın nemi azalır ve kurur.

Pasaların zararı olur: İşletmeden çıkacak toplam pasanın 225 bin 194 ton olacağı öngörülmüş. Bu pasalar, yerleşimi, orman ve bitki örtüsünü, tarım alanlarını, vadileri, dere, göl, baraj, su kaynaklarını tehdit eder. Pasalarda göçme, heyelanlar oluşur.

 Asit maden drenajı oluşur: ÇED raporunda cevherleşme ve mineralojisi verilmemiş. Altın cevherleşmesinde sülfürlü mineraller bulunur. Pasalarda bulunan sülfürlü mineraller su ve havanın nemiyle tepkimeye girmesiyle asidik su oluşur. Ağır metallerce ve toksik elementçe zengin bu asidik su toprağı ve suyu kirletir. Bitkilere, hayvanlara ve insan sağlığına zararı olur.

ÇIKARILAN CEVHER BERGAMA’YA TAŞINACAK

AKP-Gülen Cemaati çekişmesinin ardından 15 Temmuz darbe girişimi sonrası TMSF’ye devredilen Koza Altın işletmesi tarafından işletilmek istenen altın madeni için geçtiğimiz günlerde “ÇED gereklidir” kararı verilmişti. ÇED süreci başlatılan proje, İzmir Ödemiş’in en önemli turizm bölgelerinden olan Gölcük’e çok yakın bir konumda yer alması nedeniyle ciddi tartışmalara neden olmuştu. 20.4 hektarlık bir alanda yapılmak istenen altın madeni açık ocağı ÇED sürecinin başladığı geçtiğimiz günlerde İzmir Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü sitesinde ilan edildi. Projeye göre patlatmalı açık ocak yöntemiyle yapılacak madencilik sonrası elde edilecek cevherler Koza Altın İşletmelerinin bir diğer madeni olan Bergama Ovacık’taki altın madenine taşınarak burada siyanürle ayrıştırılacak.

 https://www.evrensel.net/haber/502969/dr-esref-atabey-golcuk-altin-madeni-ormani-ve-suyu-yok-edecek?a=947e9

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...