03 Kasım 2023 17:24
İzfaş İzmir Kitap Fuarı’nda gerçekleştirilen “Nefes Alamıyoruz!” başlıklı söyleşide basının ve ülke aydınlarının özgür olamadığı yerde toplumun da nefes alamayacağı belirterek mücadele vurgusu yapıldı
Fotoğraf:
Nil Kahramanoğlu
İzfaş İzmir Kitap Fuarı’nda gerçekleştirilen “Nefes Alamıyoruz!” başlıklı söyleşide konuşan basın ve edebiyat örgütü temsilcileri son dönemde düşünce ve ifade özgürlüğü üzerinde artan iktidar baskılarını değerlendirdi. Basının ve ülke aydınlarının özgür olamadığı, özgürce konuşamadığı yerde toplumun da nefes alamayacağını belirten kurum temsilcileri ortak mücadele vurgusu yaptılar.
“ABLUKA DÖNEMİ”
Alsancak Salonu’nda yapılan söyleşiyi İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Genel Sekreteri Mehlika Gökmen yönetti. Son dönemde toplumun ve gazetecilerin ablukaya alındığını ifade eden Gökmen, “Dezenformasyon Yasası dediğimiz ve bizim taslak halindeyken bile sansür yasası olarak nitelediğimiz bir yasanın sonuçlarını bugün çok daha iyi görüyoruz. Biz Cemiyet olarak bu tasaya aktif şekilde karşı koyarken gazetemiz 800 bin lira ceza ödedi. Bu yaşadığımız dönemi abluka olarak nitelendiriyorum. Açık cezaevi derlerdi Türkiye için. Artık gazetecileri açık cezaevinden kapalı cezaevine koyuyorlar” diye konuştu.
“SANSÜRE KARŞI YENİ BİR YOL ÇİZMELİYİZ”
Sansüre karşı yeni bir yol çizmek gerektiğini vurgulayan Basın Özgürlüğü ve Medya Araştırmaları Derneği (BAMAD) üyesi BurcuTaner, “İletişim fakültelerinde ilk önce haberin anlamı tartışılır. ‘Güvende miyim?’ cevabı alınır. Bugün ne yazık ki sansürü tartışıyoruz. Gazetecilik evriliyor. 10 yıl sonra başka bir şekilde adlandırılacak. Sansür milattan önceye dayanıyor. Önce kendi içimizde, gazetecilerin öz meşruiyeti tartışılmalı. Çünkü otosansür son yıllarda giderek artıyor. Dezenformasyon Yasası da bugün yaşadığımız sıkıntılara tuz biber ekti. Kendi patikalarımızı yaratıp sansür mekanizmasına karşı söz söyleyebiliriz. Ama önce haber yapmanın temel bir insan hakkı olduğunu kendimize söylemeliyiz” ifadelerini kullandı.
“BASIN NEFES ALAMAZSA TOPLUM DA SOLUKSUZ KALIR”
Demokrasinin temel unsurlarından birinin basın ve ifade özgürlüğü olduğunu dile getiren Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) İzmir Temsilcisi Özer Akdemir, panelin başlığı olan ”Nefes alamıyoruz!” metaforunun bu günlerde yeni gazeteci tutuklamaları ve göz altıları ile iyice ete kemiğe büründüğünü belirtti. Akdemir, “Bir ülkede basın nefes alamıyorsa toplum da soluksuz kalır” dedi. Sadece gazetecilere değil yazar ve sanatçılar üzerinde de çok ciddi baskıların olduğunu söyleyen Akdemir, “İnsanlar ekonomik olarak o kadar zor durumda ki bir kitap almak için kırk kere düşünüyor. Yazarlar da bu ortamda sansür ve otosansürü en ağır şekilde yaşıyor” diye konuştu.
Reklam
Reklam
YEREL YÖNETİMLERE ELEŞTİRİ
İktidar karşıtı durup meslek örgütlerinin yaşadığı zorluğa ses çıkarmayan yerel yönetimleri de eleştiren Akdemir, “TYS olarak Aziz Nesin, Yaşar Kemal, Adnan Özyalçıner gibi edebiyatın çınarları tarafından 1974 yılında kurulmuş köklü bir örgüt olarak ülkedeki her baskı döneminde ilk sopa gösterilenlerden biriyiz. Son olarak AKP İstanbul’daki sendika binamızı kapattı. İzmir’de bir büromuz bile yok. Bu sadece iktidarın değil yerel yönetimlerin de sorunu. Biz bugün gazeteciler ve yazarlar olarak toplantı yapacak bir yer bulamıyorsak bu bizim ayıbımız değil. İktidardan bir beklentimiz yok, gölge etmesinler yeter ki! Ancak koca koca kültür merkezleri yapıp bizlerin ayda bir kere birkaç saat toplantı yapmamıza olanak sağlamayan muhalif yerel yönetimler hiç kusura bakmasınlar halkçı belediyecilikten ve sosyal demokrasiden bahsedemezler” diye konuştu. Akdemir, ”meslek örgütleri olarak yerimiz bellidir. Emekten, demokrasiden, barıştan, kadından, doğadan yanayız” diye konuştu.
“YÜKSEK TONDA SES ÇIKARMALIYIZ”
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İzmir Şube yönetiminden Feyaz Tatar, “biz sadece gazetecilerin değil matbaa ve yayın evlerinin de sendikasıyız ama örgütlülüğümüz yok. Burada biraz da çuvaldızı kendinize batırmamız gerekiyor. İzmir’de sendikanın 140 üyesi var. Bu olacak şey mi?” dedi. Örgütlülüğün önemine dikkat çeken Tatar, “Geçmişten bugüne örgütlü mücadelenin ne kadar önemli olduğunu gördük. Dün Tolga Şardan’ın yaşadığı durumu gördük. Çok kısa bir zamanda ceza uyduruldu ve tutuklandı. Bu tutuklamalara daha yüksek ses çıkarmalıyız.” şeklinde konuştu. (izmir/EVRENSEL)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder