19 Mart 2024 13:33
Latmos için verilen bilirkişi raporları umutlandırdı. Bilirkişi heyetlerinin kuvars ve feldspat madenleri için yaptığı iki keşifte de uzmanlar olumsuz görüş bildirdi.
Arşiv |
Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel
Özer AKDEMİR
Aydın’ın Söke ilçesi yakınlarındaki Beşparmak (Latmos) Dağında işletilen kuvars ve feldspat madenlerine karşı açılan davaların bilirkişi raporları belli oldu. İki farklı davada da bilirkişiler Latmos dağında yapılan bu madencilik faaliyetlerine olumsuz görüş bildirdiler.
MİLLİ PARK İLAN EDİLSİN DENİLEN DAĞ ADETA MADEN SAHASI OLDU
Uzun zamandır Milli Park ilan edilmesi için çaba gösterilen, dünya üzerindeki ender jeolojik oluşumlardan birisi olarak kabul edilen, 8500 yıllık neolitik dönem kaya resimlerini de barındıran, bu özellikleri nedeniyle eko turizme açılması istenilen, Latmos dağı yıllardır maden işletmeleri tarafından yağmalanıyor. Kuvars, feldspat ve linyit işletmeleri tarafından parsellenen Latmos’ta yapılan iki madencilik faaliyetine karşı yöre köylüleri tarafından açılan davalarda bölgenin çevre düzeni planında “orman alanı”, “mera alanı”, “tarım arazisi ve sulama alanı” gibi vasıflarla işaretlendiğini ayrıca yörede 1. derece arkeolojik sit alanı ve etkileşim bölgesinin bulunduğu ileri sürülüyordu.
İKİ MADENE İKİ DAVA AÇILMIŞTI
Davalardan birisi Söke İlçesi, Yesilköy Mahallesinde bulunan Kale Maden AŞ tarafından yapılması planlanan Feldspat, Kuvars ve Kuvarsit Ocağı Kapasite Artısı Projesine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca verilen “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararının iptali istemiyle Çavdar köylülerinden İhsan Garügöz tarafından açılmıştı. Söke’nin Karakaya/Çavdar Mahallesi, Kocakovanlık Mevkinde bulunan kuvarsit maden ocağı kapasite artışı için verilen ÇED Gerekli Değildr kararı ile ilgiydi. Bu dava da Çavdar köylülerinden İhsan Garagöz ve Hüseyin Bilir tarafından açılmıştı.
BİLİRKİŞİ RAPORLARI MAHKEMEYE SUNULDU
Davalarla ilgili aynı gün 08.01.2024 tarihinde yapılan bilirkişi keşfinde bilirkişi heyetini oluşturan Jeolog-Hidrojeolog, Ziraat Mühendisi, Çevre Mühendisi, Maden Mühendisi ve Orman Mühendisi uzmanlık alanlarından bilim insanları ve uzmanların raporları Aydın 1. İdare Mahkemesine sunuldu.
“ZEYTİN VE TOPRAK KORUMA KANUNUNA AYKIRI”
Bilirkişi heyeti Kale Maden A.Ş.’nin Feldspat,
Kuvars ve Kuvarsit Ocağı Kapasite Artışı projesi ile ilgili aşağıdaki
görüşlerin altını çizdiler
·
Dava konusu etkinlikle ilgili önlemlerin alınması ve belirtilen
taahhütlere uyulması durumunda "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu”
kararının Jeoloji Mühendisliği açısından uygun olduğu,
Ancak,
·
Yapılacak açık ocak madencilik faaliyetinin toz çıkaran
faaliyetlerden olduğu, Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği Ek 5, 1-ı)
koşulunu sağlamadığı,
·
Açık işletme ve pasa sahası şev stabilite analizlerinin olmaması
ve bu durumun açık ocak planlamasının güvenliği açısından risk yaratma
potansiyeli olduğu,
·
Faaliyet alanı içerisinde yapılacak çalışma ile bitki örtüsünün
kaldırılacağı ve yeterli önlem alınmadığı takdirde, arazinin eğimli olması
nedeniyle erozyon tehlikesi ile karşı karşıya kalabileceği, bu durumun da
çevrede toprak ve su rejimine zarar verebileceği,
·
Madencilik faaliyet alanı olarak izni talep edilen alan ve 3
km’lik çevresinde hem Zeytincilik yasası hem de Toprak Koruma Kanunu ile
çelişmesi ve her iki kanunu ilgilendiren mutlak korunması gereken dikili tarım
alanlarının ve bu bağlamda zeytinlik üretim alan kullanımının olması,
·
Kesilecek ağaçların ve kaldırılacak orman örtüsü ve maki florasının
orman ekosistemine olası etkilerinin göz ardı edilmesi, bitkisel toprak
sıyrılması ve depolanması işleminin usulünde rüzgar ve su erozyonu riski için
tedbir öngörülmemesi, Orman Yangınlarıyla Mücadelede etkin bir planlama söz
konusu olmaması.
Bilirkişi jeoloji
mühendisi uzmanın olumlu görüşüne karşı diğer uzmanların yukarıdaki
değerlendirmeleri sonrası mahkemeye ÇED Olumlu kararının uygun olmadığı
görüşünü bildirdi.
KAMU YARARI YOK!
Karakaya/Çavdar
Mahallesi, Kocakovanlık Mevkinde Kormat Madencilik AŞ’nin aynı bölgedeki
kuvarsit maden ocağı kapasite artışına verilen ÇED Gerekli Değildir kararına
karşı açılan davanın bilirkişi raporunda da özetle maddeler halinde şu görüşler
dile getirildi;
·
Dava konusu etkinlik ile ilgili hazırlanmış olan PTD raporunda
açıklanan jeolojik ve hidrojeolojik değerlendirmelerin saha gerçekleriyle
kısmen uyumlu olmakla birlikte bazı önemli eksikler içerdiği ve projenin
çevresel etkilerinin açıklanması ile bu etkilerin en aza indirilmesi
yönlerinden yeterli olmadığı,
·
Söz konusu etkinlikle sahadan sıyrılma, kazılma, delme, patlatma
yoluyla önemli miktarda malzeme alınarak yükleme ve taşıma etkinlikleri
yapılacağı ve birçok yerde pasa ve stok alanları oluşturulacağı için söz konusu
etkinliklerin yüzey ve yeraltı sularını olumsuz etkileme potansiyeli
bulunduğundan kamu yararına olmadığı,
·
Yapılacak açık ocak madencilik faaliyetinin toz çıkaran
faaliyetlerden olduğu, Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği Ek 5, 1-ı)
koşulunu sağlamadığı,
·
Proje Tanıtım Dosyasında açık ocak madencilik faaliyetlerinde
rezerv hesaplamalarının hatalı olması, Açık ocak üretim faaliyetlerinde büyük
önem arz eden ocak ve pasa şevleri stabilite analizlerinin olmaması,
KESİLECEK ORMANLARIN TELAFİSİ
MÜMKÜN DEĞİL
·
Faaliyet alanı içerisinde yapılacak çalışma ile bitki örtüsünün
kaldırılacağı ve yeterli önlem alınmadığı takdirde, arazinin eğimli olması
nedeniyle erozyon tehlikesi ile karşı karşıya kalabileceği, bu durumun da çevre
de toprak ve su rejimine zarar verebileceği,
·
Madencilik faaliyet alanı olarak izni talep edilen alanın 3 km’lik
çevresinde Zeytincilik yasası ve toprak koruma kanunu ile çelişmesi ve her iki
kanunu ilgilendiren mutlak korunması gereken dikili tarım alanlarının ve bu
bağlamda zeytinlik dikili tarım alan kullanımının olması nedeniyle,
·
Kesilecek ağaçların ve kaldırılacak orman örtüsü ve maki ile
kızılçam ve fıstıkçamı florasından oluşan orman ekosistemine olası etkilerinin
göz ardı edilmesi, bitkisel toprak sıyrılması ve depolanması işleminin usulünde
rüzgâr ve su erozyonu riski için öngörülen tedbirlerin yeterli olmaması, söz
konusu izni talep edilen alanın ormancılık disiplini açısından telafisi mümkün
olmayan eksikleri barındırdığı.
Bilirkişiler bu gerekçelerle “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararının uygun olmadığı kanaatini mahkemeye bildirdiler.
AV. HİCRAN DANIŞMAN: RAPORLAR HAKLILIĞIMIZI ORTAYA KOYUYOR
Bilirkişi raporunu değerlendiren Avukat Hicran Danışman, “Bizler, yani yaşam alanı mücadelesi verenler, memleket toprağının suyunun yeraltı yerüstü kaynaklarının gelecek kuşaklara temiz pak yaşanabilir şekilde devri için uğraşanlar; bu dönemde neredeyse rüzgara karşı yürüyoruz. Siyasi iktidar tüm kurumlarıyla sermayeye hizmet etmekte. Böylesi bir ortamda bilim insanlarının bizden yana, yani yaşamdan yana durması, sermayenin duymak istediğini değil gerçekleri yazması çok kıymetli. Hâlâ gerçeği savunan onurlu hocaların varlığı bizlere umut veriyor. Bu raporlar, isyanımızda ne kadar haklı olduğumuzun kanıtı. Her zaman dediğimiz gibi halk, bilim, hukuk doğru bir şekilde birlik olduğunda kazanılmayacak mücadele yoktur. Biz de bu davaları kazanacağız. Beşparmak Dağlarını, Latmos'u kaybetmeyeceğiz” dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder