11 Aralık 2014 Perşembe

Karıncanın kardeşleri birleşti


Ekoloji Meclisi 1. Genel Kurulunu başarıyla gerçekleştirdi. Sermayeye, ‘Artık tüm ekolojik saldırıların muhatabı Ekoloji Meclisidir’ mesajı verildi.
Özer AKDEMİR
İzmir
Ülkenin birçok yerinde sermayenin doğanın yıkımına yönelik saldırılarına karşı mücadele eden ekoloji örgütleri, geçtiğimiz günlerde Ekoloji Meclisi çatısı altında Ankara’da bir araya geldi. Ekoloji Meclisinin bu 1. Genel Kurulu, hem bileşenlerinin ortak mücadele kararlılığı hem de önümüzdeki süreç ile ilgili ortaya bir çalışma ve mücadele perspektifi koyması ile ülkedeki yaşam savunusu mücadelelerinin birliği açısından önemli bir dönemeç oldu.  
BİRLİK EN ÖNEMLİ İHTİYAÇTI
Ülkenin dört bir yanındaki talana, doğa kıyımına karşı yerellerde yaşam alanlarını, sularını, çocuklarının geleceğini korumak için direnmeye çalışanlar için birlik her geçen gün daha da büyük bir ihtiyaç olarak kendisini gösteriyordu. Birlikten kasıt sadece bir araya gelme, sorunları, deneyimleri paylaşma, bir anlamda dertleşme, birbirinin yarasını görme, anlama, tanıma değildi. Geçmiş yıllarda bu içerikli birçok toplantı gerçekleştirilmiş, ülkenin değişik yerlerinden yaşam savunucuları birbirini tanıma olanağı bulmuştu. Her biri birbirinden değerli, anlamlı ve yararlı olan bu toplantıların belki de en önemli eksikliği, yarına ilişkin
bir yol haritasının ortaya konmamasıydı. Yine de birlik düşüncesinin ete kemiğe bürünmesi için bu deneyimlerin de yaşanması gerekiyordu.
YERELLERDEKİ MÜCADELE DENEYİMLERİ
34 kurum, örgüt, platformun ortak çağrısı ile toplanan Ekoloji Meclisine toplam 97 temsilci katıldı. İlk oturum da yerellerden gelen yaşam savunucuları ve örgüt temsilcileri, yaşadıkları ekolojik sorunları ve mücadele deneyimlerini anlattı. Karadeniz’den, Trakya’dan, Ege’den, Akdeniz’den ve Bölge’den gelen temsilciler özellikle HES’ler, altın işletmeciliği, termik santral saldırılarının yoğunlaştığından ve buna karşı verdikleri mücadeleyle ilgili deneyimlerini paylaştı.
‘MUHATAP EKOLOJİ MECLİSİ’
Meclisin toplanmasında en büyük emeklerden birisine sahip olan Prof. Dr. Beyza Üstün’ün konuşması, meclisin bileşenleri ile ilgili sınırları da ortaya koyuyordu; “Bir tek kuralımız var; şirketler ve şirketlerin koordine ettiği yapılar aramızda olamaz. Sınıf ve ekoloji mücadelesini birleştireceğiz”. Birçok çevre davasının avukatlarından Mehmet Horuş, Türkiye’de ilk kez ekoloji örgütlerinin siyasal bir çağrı ile bir araya geldiğine dikkat çekerkerek, “Artık karıncanın kardeşi var. Her türlü ekolojik saldırının muhatabı Ekoloji Meclisidir” diyordu.
NASIL BİR ÖRGÜT NASIL BİR MÜCADELE HATTI?
Meclisin ikinci oturumunda daha çok nasıl bir örgütlenme, nasıl bir mücadele hattı izleneceği tartışıldı. Bu bölümdeki konuşmalarda Ekoloji Meclisini sadece HDK’nin bir çalışmasıymış gibi ortaya koyan konuşmalar eleştirilirken, Meclisin toplanmasında 34 örgütün imzası ve çok sayıda örgütsel destek olduğunun altı çizildi. Meclisi oluşturan örgütlerin kendi özgünlüklerini koruyarak meclisi oluşturmaları görüşleri öne çıkarken, yerellerde meclislerin kuruluşu ile ilgili farklı yaklaşımlar olduğu gözlemlendi. İkinci Meclis toplantısına kadar yerellerde ilçe, il, bölge meclislerinin oluşturulması çağrısına karşı söz alan EGEÇEP temsilcisi, “Biz 40’a yakın bileşeni olan bir platform olarak zaten bir meclis gibi çalışıyoruz. Her yerelin kendine özgü koşulları olabilir, ama bizdeki gibi var olan örgütlenmelerin olduğu yerde yeni örgütler kurmanın çok da doğru olmadığını düşünüyoruz. Meclisi oluşturan örgütler ne kadar güçlenirse Meclis de o kadar güçlenir. Bunun için yeni örgütlenmeler yerine yerellerdeki var olan örgütlerin güçlendirilmesini ve bu güçlerini Meclise taşımalarını sağlamak gerekiyor” diye konuştu. Buna karşı bazı mücadele temsilcileri ise Meclislerin oluşturulmasında ısrar edilmesi, ya da yeni oluşturulacak örgütlenmelerin ekoloji meclisleri tarzında örgütlenmesi gerektiğini dile getirdiler.
‘BİRBİRİMİZİN YARASININ MERHEMİ OLMALIYIZ’
Diyarbakır’dan gelen Necdet Sezgin, sanılanın aksine Kürt illerinde ciddi bir ekoloji mücadelesi ve bunu yürüten örgütlenmeler olduğunu belirtirken, batıdaki mücadelelerin hepsini de takip ettiklerini söylüyordu. EGEÇEP adına yapılan konuşmada ise, bu sözlere atıfta bulunularak, “Artık birbirimizin mücadelesini izlemekten öte, acısını duymak anlamak ve birbirimizin yarasına merhem olmaya çalışmamız gerekiyor. Ekoloji Meclisi işte bunu başarabilirse tarihsel misyonunu da yerine getirecektir” diyordu. Yapılan diğer konuşmalarda da özellikle yerelleşme, emek-ekoloji mücadelesinin birleştirilmesinin önemi, uluslararası ilişkilerin kurulması ve geliştirilmesi gibi konu başlıkları öne çıktı.
Eklenme Tarihi: 11 Aralık 2014 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...