7 Haziran 2016 Salı

Ekoloji mücadelesinin güncesi: Evrensel

Özer Akdemir Evrensel'in ekoloji mücadelesindeki önemini yazdı.
Ekoloji mücadelesinin güncesi: Evrensel
Özer AKDEMİR
Bergama  Ovacık Altın Madeni’nde uzun yıllar çalıştıktan sonra işine son verilen Osman Büte adlı eski işçinin Evrensel’deki itirafları Dikili Asliye Ceza Mahkemesine delil olarak sunulunca şirketin avukatları şu savunmayı yaptılar; “Bu tür haberler hep Evrensel gazetesinde çıkıyor zaten. Sadece Evrensel yazıyor bunları, bunlar da gidip özellikle Evrensel’e anlatıyorlar”. Neydi Osman Büte’nin anlattıkları;  2005 yılında Dikili’de yapılan çevre paneline altın madencileri tarafından yapılan taşlı, sopalı, molotofkokteylli saldırının önceden planlandığıydı.
Osman Büte’nin anlattıkları altın madeninin hukuksuzluğu ile ilgili haberlerin ne ilki ne de sonuncusu oldu Evrensel için. Daha altın madeni üretime geçmeden, mahkeme tarafından kapatılmışken madene gerekli izinlerinin verilmesi için zamanın ABD Büyükelçisi Eric Edelman’ın, Çevre Bakanı Zeki Ergezen’e yazdığı mektubu “Emir Büyük Yerden” manşetiyle verdiği haber de ilk ve son skandal olmadı. Ne Edelman yalanlayabildi bu mektubu, ne bakan, ne vali. Gereğini yapmakla, istenen izinleri madene vermekle yetindiler. Hukuk işlemiyordu nasılsa ve başka bir ülkenin büyükelçisinin mektubu üzerine mahkeme kararları aşılacak kadar esnetilebiliyordu sermaye hükümetlerinde.
Evrensel, 21 yıldır ekoloji mücadelesinde hep halkın, direnenlerin, horlananların, ezilenlerin, toprakları, suları, dağları ellerinden alınanların sesi soluğu oldu. Kaz Dağlarında madenciler tarafından talan edilmek istenen adı dahi bilinmeyen antik kentleri gündeme taşıdı. Bin Pınarlı İda’nın soğuk kaynaklarından siyanür akıtılmak istendiğini, bunun İda’nın göz pınarlarını kurutacağını yazdı. Kaz Dağlarında altın madenciliğine direnen köylüleri ikna etmeleri için madenci şirket tarafından Bayramiç köylerine götürülen “Yevmiyeci hoca”nın haberini yaparken nasıl doğruların, köylülerin yanında yer aldıysa Evrensel, bu kişinin tekzip talebini okumadan kabul eden mahkemenin kararını AYM’ye ve nihayet AİHM’ye götürecek kadar haberin ve haberciliğin onurunun da ardında durdu gazete.
10 yıl öncesine kadar küçükbaş hayvancılığın yoğun olarak yapıldığı Erzincan’ın şirin kasabası İliç’in, altın madencileri tarafından nasıl bir madenci kasabası haline getirildiğini, Erzincan tulumunun ana kaynağı küçükbaş hayvancılığın, arıcılığın birkaç yıl içerisinde nasıl yok olmaya yüz tuttuğunu  ve açık havada siyanürle yapılan altın işletmeciliğinin Fırat’ın en önemli kollarından Karasu’ya sadece birkaç yüz metre uzaklıkta gerçekleştirildiğini Evrensel’den okudu kamuoyu. Munzurların öte yanında yapılan barajların iç yakan öyküleri de Evrensel’de anlatıldı.
Karadeniz’in her daim puslu dumanlı yaylalarına göz diken sermayenin “Yeşil yol” yalanları da Evrensel’in çevre sayfasında kendine yer buldu. HES’lere karşı direnen Karadeniz uşağının yaylaların talanına dur diyen mücadelesi vardı Evrensel’in sayfalarında.
İzmir’in damındaki altın madeni Efemçukuru köyünde direnen tek köylü “Yalnız Efe” Ahmet Karaçam’ın, Çal Dağındaki nikel madenine karşı direnen Turgutluların en önünde yürüyen 84 yaşındaki Muammer Arabul’un, zeytinliklerinin taş ocağı yapılmasına karşı son nefesine kadar mücadele eden 83 yaşındaki Yavuz Bozkurt’un ve Çal Dağının Cengiz Holdinge peşkeşine gövdesini siper eden Artvinlilerden 92 yaşındaki Erzande Yalçıntaş gibi “direnmenin yaşı yok” diyenlerin de gazetesi, sesi, soluğu oldu Evrensel.
Ekoloji mücadelesi de, diğer birçok alanda olduğu gibi kadınların emekleri, özverileri, duyarlılığı ve cesareti ile yürüyordu ülkemizde. Bergama’dan, Yuvarlakçay’a, Sinop Gerze’den Artvin Cerattepe direnişine kadar... Köylerine yapılmak istenen atık depolama tesisine karşı en önde mücadele eden Tavşanlı Çobanköylü kadınlardan 75 yaşındaki Şerife Pınar’ın “Bu zulmü neden yapıyorlar bize” dedikten sonraki sözleriydi Evrensel’in bu köylülerin gönlündeki yeri; “Arazilerimizi vermeyeceğiz. Kefenimle gelecektim buraya ama siz bizdenmişsiniz de o yüzden gelmedim”...
Yaşamlarını bir yılda kabusa çeviren atık bertaraf tesislerine karşı Evrensel’in haberlerini “Bu gazete bölücü” diye kötülemeye çalışan devlet-şirket yetkililerine karşı, çoluk çocuk Kula’ya yürüyen Esenyazı köylülerine, ilçe emniyet müdürünün yüzüne “Bir tek bu gazete bizim sesimizi duyurdu. Bu gazete bunun için bölücüyse biz de bölücüyüz” dedirten kararlılıktı Evrensel.
Aliağa’nın sanayi kuruluşları arasında sıkışıp kalan Kyme’nin “imdat” çığlıkları, Ödemiş’te çöplük yapılmak istenen Neikeia antik kentininkine karışırken, Evrensel rant uğruna kurban verilen Allianoi’nin ve Çine İncekemer Köprüsü’nün hüzünlü öykülerini de sayfalarında aktardı. Barbarlık, sadece eline balyoz alıp müzedeki heykelleri kıran IŞİD gericiliğinin yaptığı gibi olmuyordu her zaman. Bazen 50 yıllık bir baraj için 2 bin yaşındaki antik kentleri, köprüleri sular altında bırakmakta aynı kapıya çıkıyordu. Ya da Havran Barajı sularına gömülen 20 bin yarasanın evleri olan mağarayı yok etmekti barbarlık. Bölge zeytinciliğinin en önemli müttefiki, zeytin sinekleri ile beslenen yarasalar mağaralarından vahşi bir yöntemle, ışık ve ses çıkararak kovulurken, Evrensel yine orada bu vahşetin tanıklığını yapıyordu.
Bozkırın ortasında, tek damla suya hasret topraklarda, yer altından saatte 216 bin litre su çeken siyanürlü altın madeninin vahşetini, buna ses çıkarmayan yetkililerin aymazlığını da Evrensel’den öğrendi ülke.
5 Haziran Dünya Çevre Günü kutlaması için Bergama Çamköy’e gitmek isteyenlerin, altın madencilerinin taşlı sopalı saldırısına uğrarken Evrensel’in objektifleri bu saldırıyı görüntülüyordu. Saldıran madencilerin en önünde, başkomutan edasıyla duran Koza Altın Şirketinin Sahibi Akın İpek’in kibrini, olaylardaki rolünü yazdığı için hakkında dava açılan onun üzerinde gazeteden birisi oldu ama yılmadı, geri durmadı gerçekleri yazmaktan. Bir dönem her haberine dava açıldı, 70 bin liraları bulan tazminat talepleri ile uğraştı gerçekleri yazdığı için. Ama korkmadı ve bütün davalardan da alnının akıyla çıktı.

Dağlarda, kırlarda, ovalarda, kentlerde ekoloji mücadelesi verenlerin, direniş ateşi yakanların başı sıkıştığında, güvenip gövdesini yaslayacağı bir dağ oldu Evrensel. Gazete ekoloji mücadelesinin güncesi, kürsü olurken, tüm ezilenleri, börtü böceği, kadını erkeği ile birlikte, insanca bir yaşam mücadelesine çağıranların eylem bildirisiydi aynı zamanda.
07 Haziran 2016 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...