Özer Akdemir Evrensel'in ekoloji mücadelesindeki önemini
yazdı.
Özer AKDEMİR
Bergama Ovacık Altın Madeni’nde uzun yıllar
çalıştıktan sonra işine son verilen Osman Büte adlı eski işçinin Evrensel’deki
itirafları Dikili Asliye Ceza Mahkemesine delil olarak sunulunca şirketin
avukatları şu savunmayı yaptılar; “Bu tür haberler hep Evrensel gazetesinde
çıkıyor zaten. Sadece Evrensel yazıyor bunları, bunlar da gidip özellikle
Evrensel’e anlatıyorlar”. Neydi Osman Büte’nin anlattıkları; 2005 yılında
Dikili’de yapılan çevre paneline altın madencileri tarafından yapılan taşlı,
sopalı, molotofkokteylli saldırının önceden planlandığıydı.
Osman Büte’nin anlattıkları altın madeninin hukuksuzluğu ile
ilgili haberlerin ne ilki ne de sonuncusu oldu Evrensel için. Daha altın madeni
üretime geçmeden, mahkeme tarafından kapatılmışken madene gerekli izinlerinin
verilmesi için zamanın ABD Büyükelçisi Eric Edelman’ın, Çevre Bakanı Zeki
Ergezen’e yazdığı mektubu “Emir Büyük Yerden” manşetiyle verdiği haber de ilk
ve son skandal olmadı. Ne Edelman yalanlayabildi bu mektubu, ne bakan, ne vali.
Gereğini yapmakla, istenen izinleri madene vermekle yetindiler. Hukuk
işlemiyordu nasılsa ve başka bir ülkenin büyükelçisinin mektubu üzerine mahkeme
kararları aşılacak kadar esnetilebiliyordu sermaye hükümetlerinde.
Evrensel, 21 yıldır ekoloji mücadelesinde hep halkın,
direnenlerin, horlananların, ezilenlerin, toprakları, suları, dağları
ellerinden alınanların sesi soluğu oldu. Kaz Dağlarında madenciler tarafından
talan edilmek istenen adı dahi bilinmeyen antik kentleri gündeme taşıdı. Bin
Pınarlı İda’nın soğuk kaynaklarından siyanür akıtılmak istendiğini, bunun İda’nın
göz pınarlarını kurutacağını yazdı. Kaz Dağlarında altın madenciliğine direnen
köylüleri ikna etmeleri için madenci şirket tarafından Bayramiç köylerine
götürülen “Yevmiyeci hoca”nın haberini yaparken nasıl doğruların, köylülerin
yanında yer aldıysa Evrensel, bu kişinin tekzip talebini okumadan kabul eden
mahkemenin kararını AYM’ye ve nihayet AİHM’ye götürecek kadar haberin ve
haberciliğin onurunun da ardında durdu gazete.
10 yıl öncesine kadar küçükbaş hayvancılığın yoğun olarak
yapıldığı Erzincan’ın şirin kasabası İliç’in, altın madencileri tarafından
nasıl bir madenci kasabası haline getirildiğini, Erzincan tulumunun ana kaynağı
küçükbaş hayvancılığın, arıcılığın birkaç yıl içerisinde nasıl yok olmaya yüz
tuttuğunu ve açık havada siyanürle yapılan altın işletmeciliğinin
Fırat’ın en önemli kollarından Karasu’ya sadece birkaç yüz metre uzaklıkta
gerçekleştirildiğini Evrensel’den okudu kamuoyu. Munzurların öte yanında
yapılan barajların iç yakan öyküleri de Evrensel’de anlatıldı.
Karadeniz’in her daim puslu dumanlı yaylalarına göz diken
sermayenin “Yeşil yol” yalanları da Evrensel’in çevre sayfasında kendine yer
buldu. HES’lere karşı direnen Karadeniz uşağının yaylaların talanına dur diyen
mücadelesi vardı Evrensel’in sayfalarında.
İzmir’in damındaki altın madeni Efemçukuru köyünde direnen
tek köylü “Yalnız Efe” Ahmet Karaçam’ın, Çal Dağındaki nikel madenine karşı
direnen Turgutluların en önünde yürüyen 84 yaşındaki Muammer Arabul’un,
zeytinliklerinin taş ocağı yapılmasına karşı son nefesine kadar mücadele eden
83 yaşındaki Yavuz Bozkurt’un ve Çal Dağının Cengiz Holdinge peşkeşine
gövdesini siper eden Artvinlilerden 92 yaşındaki Erzande Yalçıntaş gibi
“direnmenin yaşı yok” diyenlerin de gazetesi, sesi, soluğu oldu Evrensel.
Ekoloji mücadelesi de, diğer birçok alanda olduğu gibi
kadınların emekleri, özverileri, duyarlılığı ve cesareti ile yürüyordu
ülkemizde. Bergama’dan, Yuvarlakçay’a, Sinop Gerze’den Artvin Cerattepe
direnişine kadar... Köylerine yapılmak istenen atık depolama tesisine karşı en
önde mücadele eden Tavşanlı Çobanköylü kadınlardan 75 yaşındaki Şerife Pınar’ın
“Bu zulmü neden yapıyorlar bize” dedikten sonraki sözleriydi Evrensel’in bu
köylülerin gönlündeki yeri; “Arazilerimizi vermeyeceğiz. Kefenimle gelecektim
buraya ama siz bizdenmişsiniz de o yüzden gelmedim”...
Yaşamlarını bir yılda kabusa çeviren atık bertaraf
tesislerine karşı Evrensel’in haberlerini “Bu gazete bölücü” diye kötülemeye
çalışan devlet-şirket yetkililerine karşı, çoluk çocuk Kula’ya yürüyen Esenyazı
köylülerine, ilçe emniyet müdürünün yüzüne “Bir tek bu gazete bizim sesimizi
duyurdu. Bu gazete bunun için bölücüyse biz de bölücüyüz” dedirten kararlılıktı
Evrensel.
Aliağa’nın sanayi kuruluşları arasında sıkışıp kalan
Kyme’nin “imdat” çığlıkları, Ödemiş’te çöplük yapılmak istenen Neikeia antik
kentininkine karışırken, Evrensel rant uğruna kurban verilen Allianoi’nin ve
Çine İncekemer Köprüsü’nün hüzünlü öykülerini de sayfalarında aktardı.
Barbarlık, sadece eline balyoz alıp müzedeki heykelleri kıran IŞİD
gericiliğinin yaptığı gibi olmuyordu her zaman. Bazen 50 yıllık bir baraj için
2 bin yaşındaki antik kentleri, köprüleri sular altında bırakmakta aynı kapıya
çıkıyordu. Ya da Havran Barajı sularına gömülen 20 bin yarasanın evleri olan
mağarayı yok etmekti barbarlık. Bölge zeytinciliğinin en önemli müttefiki,
zeytin sinekleri ile beslenen yarasalar mağaralarından vahşi bir yöntemle, ışık
ve ses çıkararak kovulurken, Evrensel yine orada bu vahşetin tanıklığını
yapıyordu.
Bozkırın ortasında, tek damla suya hasret topraklarda, yer
altından saatte 216 bin litre su çeken siyanürlü altın madeninin vahşetini,
buna ses çıkarmayan yetkililerin aymazlığını da Evrensel’den öğrendi ülke.
5 Haziran Dünya Çevre Günü kutlaması için Bergama Çamköy’e
gitmek isteyenlerin, altın madencilerinin taşlı sopalı saldırısına uğrarken
Evrensel’in objektifleri bu saldırıyı görüntülüyordu. Saldıran madencilerin en
önünde, başkomutan edasıyla duran Koza Altın Şirketinin Sahibi Akın İpek’in
kibrini, olaylardaki rolünü yazdığı için hakkında dava açılan onun üzerinde gazeteden
birisi oldu ama yılmadı, geri durmadı gerçekleri yazmaktan. Bir dönem her
haberine dava açıldı, 70 bin liraları bulan tazminat talepleri ile uğraştı
gerçekleri yazdığı için. Ama korkmadı ve bütün davalardan da alnının akıyla
çıktı.
Dağlarda, kırlarda, ovalarda, kentlerde ekoloji mücadelesi
verenlerin, direniş ateşi yakanların başı sıkıştığında, güvenip gövdesini
yaslayacağı bir dağ oldu Evrensel. Gazete ekoloji mücadelesinin güncesi, kürsü
olurken, tüm ezilenleri, börtü böceği, kadını erkeği ile birlikte, insanca bir
yaşam mücadelesine çağıranların eylem bildirisiydi aynı zamanda.
07 Haziran 2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder