Özer Akdemir -
Jeotermal enerji santralleri (JES) ve sondajlarının
özellikle Aydındaki incir ve zeytin üretimine olan olumsuz etkilerinin gözle
görülür bir hal almasının ardından İzmir sermayesi bu durumu tartışan bir panel
gerçekleştirdi.
İzmir Ticaret Borsası'nda
gerçekleştirilen Jeotermal Enerji ve Tarım Sektörüne Etkileri Paneli'nde
bakanlık yetkilileri, sektör temsilcileri, akademisyenler, JES temsilcileri ve
ekoloji örgütü temsilcileri bir araya geldi.
"NE ENERJİDEN VAZ GEÇERİZ İNCİRDEN"
Panelin açılışında konuşan İzmir Ticaret Borsası (İTB)
Yönetim Kurulu üyesi İlhan Zincircioğlu " Temiz enerji denilen Jeotermal
ile tarım ürünlerinin birlikte devamını sağlamamız gerekiyor" dedi. İTB
Yönetim Kurulu Üyesi Özhan Şen ise konuşmasında "Kuru incir Türkiye'nin en
önemli ihracat ticaret ürünü,ne incirden vazgeçerim nede enerjiden" dedi.
Panelin öğleden önceki bölümünde konuşan Enerji ve Tabi
Kaynaklar Bakanlığı'ndan Turgut Ölemez Türkiye'de bulunan 22 JES'in
13 tanesinin Aydın'da yer aldığını belirterek, "Jeotermal enerji
kaynaklarının tümü kullanıldığında Türkiye'de üretilen enerjinin %5'ni
jeotermallerden karşılanacaktır. Jeotermaller ÇED onayı olmadan faaliyete
geçemezler" dedi. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'ndan Levent Doğruyol
jeotermalin doğru kullanılırsa en ucuz ve temiz enerji olduğunu ileri sürerken,
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan Abidin Keçeci JES'lere ÇED onayı
verirken dikkat ettikleri unsurlardan bahsetti.
BİLİMDEN ANINDA TEKZİP
Bakanlık yetkililerinin ve sermaye temsilcilerinin "Ne
enerjiden vazgeçeriz ne incirden" içerikli konuşmalarının ardından yapılan
sunumlarda ise hem bilimsel veriler hem ekolojik durum bu koşullarda ikisinin
bir arada olmayacağını ortaya koydu. Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat
Fakültesinden Prof. Dr. Engin Ertan 2013-2014 incir
sezonunda Germencik Alangüllü'de JES'ine 600-5000 m mesafedeki incir
bahçelerindeki toprak, incir yaprağı, kuru incir üzerinde çalışma yaptıklarını
aktararak; "Bu çalışmada jeotermale yakın topraklarda PH kuvvetli asidik,
incir yapraklarında Bor normalden 3 kat, Kobalt 17 kat fazla saptandı.
Kuru incirde nikel, kadmiyum, kurşun, krom, kobalt normalden fazla bulundu.
Yine Jeotermale yakın bahçelerde verim daha azdı" dedi.
KANSER OLMAK İSTEMİYORUZ
Aydın Çevre Kültür Derneği (AYÇEP) yönetim kurulu üyesi Dr.
Metin Aydın da yaptığı sunumunda JES'lerin çevresel ve özellikle sağlık
etkilerine vurgu yaptı. Menderes nehrinin Türkiye'nin en kirli 3'cü nehri
olduğunu kaydeden Aydın, JES'lerin akışkanlarının bir bölümünü Menderes nehrine
bıraktığını aktardı. Aydın, bu durumun sağlığa etkileri ile ilgili çarpıcı
verileri sundu; "Aydın'da nüfus başı en fazla ölümler
Menderes'e en yakın yerleşim yerlerindendir. Kanser oluşumunda
çevrenin etkisi %90"'dır. 2010-2013 döneminde Türkiye'de kanserler %18
Aydın'da ise %42 arttı. 2015 yılı TÜİK verilerine göre Aydın'da kanserler
Türkiye ortalamasından %30, ölümler %50 daha fazla artmıştır". Aydın,
"bizler çocuklarımızın DNA'sını düşündüğümüz, kanser olmak
istemediğimiz,tarıma-incire-zeytine sahip çıktığımız için,yaşadığımız toprakların,
içtiğimiz suyun, soluduğumuz havanın kirlenmesini istemediğimiz için jeotermal
uygulamalarına karşıyız" dedi.
JES'CİLER GÜNAH ÇIKARDI
Manisa Ziraat Mühendisleri Oda Başkan'ı İbrahim Demran
hükümetin tarım mı, enerji mi diye dayatma yaptığını belirterek; "Bize
göre kamu yararı beslenmede, insanda, suda, havadadır. Kamu yararı enerjide
değildir" dedi. Panelde konuşan JES sektörü temsilcileri ise
"milli-yerli enerji kaynağı" vurgusu yaptıktan sonra "sütten
çıkmış ak kaşık değiliz" diyerek bir anlamda günah çıkardılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder