18 Haziran 2019 Salı

Bir direnişin öyküsü "Yalnız Efe" belgeseli



Eda AKTAŞ
İzmir
Efemçukuru Altın Madeni’ne karşı köyünde tek başına direnen Keçi Çobanı Ahmet Karaçam’ın yaşamını ve mücadelesini anlatan “Yalnız Efe” belgeselinin ilk gösterimi Documentarist 12. İstanbul Belgesel Günlerinde yapıldı. Belgeselin yönetmenliğini İzmirli iki gazeteci Sevgi Halime Özçelik ve Özer Akdemir yaptı. Belgeselin yönetmenlerinden Sevgi Halime Özçelik yurtdışında olduğu için diğer yönetmeni, aynı zamanda Evrensel gazetesi İzmir temsilcisi Özer Akdemir ile belgesel üzerine söyleştik.
 
"Yalnız Efe" Ahmet Karaçam | Fotoğraf: Barış Özel
Belgeselinizin konusunu kısaca anlatır mısınız?
İzmir’in 20 kilometre uzağındaki Efemçukuru köyünde yapılan altın madenciliğine karşı direnen tek köylü Çoban Ahmet Karaçam’ın hem yaşamını hem de direnişinin öyküsünü anlatmaya çalıştık. Efemçukuru Altın Madeni İzmir’in su havzasında yer alıyor. Kentin içme suyu açısından çok önemli bir noktada olan altın maden şirketinin içme sularını kirlettiği bilimsel olarak kanıtlanmış durumda. İlk sondaj ile başlayan yaklaşık 15 yılı aşkın bir süreci var altın madeninin. Maden fiili olarak 6-7 yıldır üretimini sürdürüyor. Bir gazetci olarak süreci başından bugüne kadar izlemeye çalışıyorum. İlk başta oradaki köylüler madene karşı çıktılar, aylarca direndiler. Sonra, iktidarın arazilerini satmayan köylülerin arazilerine acele kamulaştırma kararı ile el koymasının ardından köylülerin direnci kırıldı. Sadece bir köylü, Keçi Çobanı Ahmet Karçam madene bağını satmadı. Biz o köylünün öyküsünü anlatmaya çalıştık belgeselde. Ahmet Karaçam’ın bağı maden galerisinin giriş kapısına 100 metre uzaklıkta yıllardır çobanlık yapıyor yoksul bir insan ve bulunduğu arazide maden açısından son derece stratejik bir yerde. Ahmet ağabey şirketin vermeyi teklif ettiği astronomik paralara rağmen bağını satmadı, kamulaştırma kararına dava açarak direndi ve hâlâ direniyor.
Belgeselin ismi neden “Yalnız Efe”?
Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi ve açık hava
Efemçukuru Köyü, Kurtuluş Savaşı döneminde Yunan işgaline karşı Efelerin karargahı, direnişçilerin yurt edindiği bir yer. Hâlâ köyde o günlere ait direniş öyküleri anlatılıyor. Maden, köyde istediği bütün arazileri, iktidarın açık desteği ile almasına rağmen sadece Ahmet Karaçam’ın bağını alamadı. Ahmet Karaçam, hem uluslararası bir altın tekeline, hem onu destekleyen iktidara tek başına direndi. Efemçukuru mücadelesini bilen İzmirliler ve kendi köylüleri bu nedenle Karaçam’a “Yalnız Efe” adını taktılar. Belgeselin adı oradan geliyor.

 
"Yalnız Efe" Ahmet Karaçam ve belgesel ekibi. | Fotoğraf: Barış Özel
Belgeseli çekerken zorluklar yaşadınız mı?
Öncelikle teknik açıdan son derece yetersiz ekipmanlarımızla ve tam anlamıyla “sıfır bütçe” ile bir çekim süreci yaşadık. İkincisi köylülerin büyük çoğunluğunun direnişi bırakıp madenle ekonomik ilişki içerisinde olması nedeniyle onlarla yaptığımız çekimlerde de bir takım sıkıntılar yaşadık. Eskiden direnişçi olan birçok köylü madene işçi olarak girmişti. Ama belki de yaşadığımız en önemli sorun Ahmet ağabeye ulaşmak oldu. Kendisi cep telefonu da kullanmıyor ve çobanlık yaptığı için sabahtan gece yarısına kadar dağlarda. Bir yerde 15 dakikadan fazla duramıyor, çünkü keçiler durmuyor. Biz Ahmet ağabeyin geçtiği güzergahları ezberleyip nerede mola verdiğini öğrendik. Sonra onunla mola verdiği yerlerde 15-20 dakikalık söyleşiler yaptık. Tabii bir de o bölgenin doğa koşulları, coğrafi şartlar var. Dağlar, tepeler, ormanlık içerisinde yaptık çekimlerimizi.
"HEM SORUNLAR HEM DE İLGİ ÇOĞALDI"
Son dönemde ekoloji sorununu gündem alan birçok belgesel çekildi. Bu ilgi artışını nasıl yorumluyorsunuz?
Ekoloji mücadelesini konu alan belgeseller son yıllarda arttı, bu sevindirici bir şey. Bir konuda belgesel sayısı artıyorsa aslında o konuya dair hem sorunlar hem de ilgi çoğalmıştır demek ki. Ekolojik sorunlar özellikle AKP iktidarları döneminde her geçen yıl arttı. Buna karşı verilen mücadeleler de artıyor. Sanat, bilim ve edebiyatta bunlara kayıtsız kalmıyor. Doğal olarak bunları anlatma çabası içerisinde. Bu anlamda baktığımızda ekolojik sorunlar ve mücadelenin sanatla, edebiyatla anlatılmaya başlanması son derece olumlu. Bizim belgesel de bunlardan birisi.
"SON DERECE DUYGUSALLAŞTI"
Yalnız Efe Ahmet Karaçam belgeseli izlediğinde tepkisi ne oldu?
Ahmet ağabeye belgeselin son halini dağlarda keçilerini gezdirirken kısıtlı imkanlarda izettik.
Birkaç arkadaşla birlikte gittik ve arkadaşlar keçiler ile ilgilenirken Ahmet ağabey aracın içerisinde laptop ile belgeseli izledi. Son derece duygusallaştı. Çok beğendiğini söyleyip bize teşekkür etti. Umarım izleyiciler de beğenir.
Son olarak belgeseliniz ekoloji mücadelesi verenlere ne söylüyor, nasıl bir mesaj veriyor?
Tek kelimeyle bir direniş güzellemesi denebilir “Yalnız Efe”ye. Tek kişi de kalınsa direnmeye devam edilmesinin önemine dikkat çekmek istedik. Çünkü Ahmet Karaçam’ın tek başına direnişe devam etmesi sonucu iktidar koyduğu yasaları değiştirmek zorunda kaldı. Bir kişinin bile direndiği yerde umut vardır. Direnişler sadece mücadeleden vazgeçildiğinde kaybedilir. Ahmet Karaçam’ın bu direniş öyküsü ülkemizde çok zor koşullarda devam eden ekoloji mücadelelerine olumlu bir örnek, bir moral motivasyon desteğidir diye düşünüyoruz.

Fragman: https://www.youtube.com/watch?v=lRdpQ9jIjac&feature=youtu.be

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...