03 Mart 2021 12:38
Çavuşçugöl’lü Derviş Mavuş tarlasının Cumhurbaşkanı kararnamesiyle acele kamulaştırma yoluyla elinden alınıp kömür ocağı yapılmak istenmesine karşı açtığı davayı kazandı.
Fotoğraf: Sıtkı Mavuş - Ayşe Mergenci
Özer AKDEMİR
İzmir
Ilgın Çavuşçugöl’lü Derviş Mavuş tarlasının Cumhurbaşkanı kararnamesiyle acele kamulaştırma yoluyla elinden alınıp kömür ocağı yapılmak istenmesine karşı açtığı davayı kazandı. Danıştay 6. Dairesi, Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kuruluna itiraz yolunu da kapatarak işlemin yürütmesini oybirliği ile durdurdu. Şirket ise “Senin tarlada değil yanında çalışıyoruz” diyerek faaliyetine devam ediyor! Danıştay 6. Dairesi acele kamulaştırmanın koşullarının oluşmadığına hükmederken, köylüler bugün mahkeme kararıyla alana giderek faaliyetin durdurulmasını isteyecek.
KÖYLÜLER TOPRAKLARINI SATMAYINCA CUMHURBAŞKANI KARARNAMESİ İLE ELLERİNDEN ALINDI
2006 yılından bu yana bölgede faaliyet gösteren kömür işletmesi bir süre faaliyetini durdurduktan sonra 2014 yılında başka bir şirket tarafından işletmeye başlanmıştı. Kasım 2019’da köyün birkaç yüz metre uzağındaki tarlaları kömür ocağı yapmak için köylülere teklif götüren şirketin talebi köylüler tarafından reddedilmiş, bunun üzerine ocak 2020 tarihinde çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile köylülerin satmak istemediği 200 hektarlık arazi acele kamulaştırma yoluyla köylülerin elinden alınmıştı.
"ACELECİLİĞİN GEREKÇELERİ ORTAYA KONULMALI"
Acele kamulaştırma kararına karşı dava açan tarla sahiplerinden Derviş Mavuş’un başvurusunu görüşen Danıştay 6. Dairesi kamu gücü kullanılarak özel mülkiyetin kamu eline geçirilmesi sürecinde kamu yararının varlığı ve orantılılık noktasında adil dengenin sağlanıp sağlanamadığının değerlendirmesi gerektiğini dile getirdi. Acele kamulaştırma usulünün olağanüstü bir kamulaştırma usulü olduğuna ve istisnai durumlarda uygulanabileceğine dikkat çeken Danıştay, olağan kamulaştırma gerekçeleri dışında aceleciliğin varlığına işaret eden kamulaştırma şartlarının ortaya konulması gerektiğinin altını çizdi.
DANIŞTAYIN KARARINDA ALTI ÇİZİLEN KONULAR
Çavuşçugöl’de, Türkiye kömür İşletmeleri ve Yeni Anadolu Madencilik AŞ şirketi arasında imzalanan rödovans anlaşması gereği taahhüt edilen kömür miktarına ulaşılması için bir demir yolunun deplase edildiği ve yurttaşların arazilerine el konulduğunu aktaran Danıştay, kararında şu noktaların altını çizdi;
- Etüt ve proje çalışması tamamlanmadan kara yolu ve demir yolunun deplase projesinin hayata geçirilmesi imar mevzuatı, şehircilik ve planlama ilkeleri, kamu düzeni, sağlığı ve yararı açısından uygun değil
- Acele kamulaştırma yoluna gidilmezse kamunun uğraması muhtemel zararlarının neler olduğu açıkça ortaya konmamış
- Olağan kamulaştırma usulü uygulanmaksızın taşınmaza el konulmasını gerektiren acelecilik koşulunun gerçekleşmediği.
"KOŞULLAR OLUŞMADAN ACELE KAMULAŞTIRMA YAPILAMAZ"
Acele kamulaştırma ile kamu yararı konusu arasındaki bağın ortaya konması gerektiğini belirten Danıştay 6. Dairesi, “Bu durumda, ülkenin doğal kaynaklarından olan madenlerin işletilmesinin ve bu amaçla gerekli taşınmazların kamulaştırılmasının kamu yararına uygun olduğu açık olmakla birlikte söz konusu koşullar oluşmadan acele kamulaştırmanın uygulanamayacağı dikkate alındığında dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir” dedi. Danıştay işlemin uygulanması halinde giderilmesi güç ve imkansız zararların doğmasına yol açacağı gerekçesiyle Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kuruluna itiraz yolunu da kapatarak işlemin yürütmesini oy birliği ile durdurdu.
"BENİ SENİN ARAZİNDE BİR FAALİYETİMİZ YOK DİYE GERİ ÇEVİRDİLER"
Davayı açan Derviş Mavuş, “Sabah mahkeme kararı ile alana gittik ama şirket yetkilisi, senin arazinde bir faaliyetimiz yok’ dedi. Şu an benim tarlam kamulaştırılmış olsa da herhangi bir çalışma yok. Kömür kazılan diğer tarla ile benim tarlam arasında 100 metre kadar bir uzaklık var. Şu an için şirket faaliyetini sürdürüyor, üretim durmadı” dedi. Mavuş’un, Çavuşçugöl Sulama Kooperatifinin ekili tarım arazilerinin yanı sıra sulama kanalına da zarar veren faaliyetle ilgili Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne (DSİ) karşı Konya İdare Mahkemesinde açtığı bir dava daha devam ediyor. Dava sürecinde 11 Kasım 2020 tarihinde gerçekleştirilen bilirkişi keşfi sonrası hazırlanan raporda Büyük Ova Projesi kapsamında olan arazinin tarla mı maden ocağı olarak mı kullanılmasının kamunun yararına olacağı konusunda bilirkişiler arasındaki görüş ayrılığı ortaya çıkmıştı. Maden Yüksek Mühendisi bilirkişi “madencilik faaliyetinin ülke ekonomisine sağlayacağı katma değeri, ülke enerji ihtiyacının karşılaması bakımından maden işletmesi amaçlı kullanılmasında kamu yararı olduğu görüşünü” ileri sürerken, Ziraat Yüksek Mühendisi ise alanın tarımsal alan amaçlı kullanılmasında “üstün kamu yararı” olduğunu savunmuştu. Kendisinin aynı zamanda sulama kooperatifi başkanı olduğunu söyleyen Mavuş, “Kooperatif olarak işletme izninin iptali ile ilgili açtığımız davanın sonucunu bekleyeceğiz” dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder