23 Mayıs 2021 Pazar

Dipsiz Göl dipsiz siyaset! (Pazar yazısı)

 23 Mayıs 2021 05:09

dipsiz gölde kazı çalışmaları

Fotoğraf: DHA

PAZAR

Bir Dipsiz Göl faciası vardı, anımsadınız mı? Hani şu valilik izniyle içinde define aramak için suyu boşaltılan 12 bin yıllık göl. Gümüşhane’nin merkeze bağlı Dumanlı köyünün Taşköprü Yaylası’ndaydı. Doğal güzelliğinin yanı sıra son buzul döneminden günümüze kadar gelen bir doğa harikasıydı. Bilim insanlarına göre Dipsiz Göl ve benzeri buzul gölleri, yöresinde yaşanan ekolojik değişikliklerin gözlenebildiği, araştırabildiği bir hafıza deposu, bir veri tabanı işlevi de görüyor aynı zamanda.

Söylentiler ve temelsiz bilgiler ışığında Roma İmparatorluğu’nun Anadolu’daki 4 büyük lejyonu arasında gösterilen 15’inci Apollinaris Lejyonunun hazinesini aramak amacıyla müze müdürlüğü ve valilik izinleriyle 6-11 Kasım 2019 tarihleri arasında gölün suyu boşaltıldı. Jandarma gözetiminde, bölgeye kimse yaklaştırılmayarak 5 gün boyunca yapılan araştırmalarda hazinenin izi dahi bulunamayınca kazı sonlandırıldı.

Dipsiz Göl gibi bir doğa harikasının bu şekilde yok edilmesine tepkiler çığ gibi büyüyünce aralarında Gümüşhane Kültür ve Turizm İl Müdürü, Müze Müdürü ve bir müze personeli haklarında soruşturma başlatılarak açığa alındı. Skandal ayyuka çıkıp, tepkilerin önü alınamayınca yasal düzenleme ile kamuoyunda “Bir şeyler yapıyoruz” havası yaratılmaya çalışıldı; hazine aramaları için ÇED raporu alınması şartı getirildi. Bu arada birçok kurum Dipsiz Göl’ün yok olmasına ‘olur’ veren Gümüşhane Valisi hakkında suç duyurusunda bulununca, İçişleri Bakanlığından vali hakkında soruşturma izni istenildi.

Dipsiz Göl’ün nasıl katledildiği, neleri kaybettiğimiz ve siyasi iktidarın bu noktadaki bilim tanımaz pervasızlığı hakkında çok şey yazıldı, çizildi. O meselelere hiç girmeyeceğiz artık. 12 bin 500 yıllık Hasankeyf’i gözünü dahi kırpmadan yok eden, Salda Gölü’nde cami, kıraathane, tuvalet açmakla övünen bir siyasi iktidarın 20 yıldan bu yana yok ettiği doğal ve kültürel miraslara ilişkin bu türden suç dosyalarını sıralamaya kalksak Dipsiz Göl’e gelene kadar akşam olur...

Bu yazıda İçişleri Bakanlığının Dipsiz Göl faciası ile ilişkin soruşturma izni istenen valiyi nasıl koruduğunu anlatmak istiyorum. Buna geçmeden önce de günümüzdeki güncel siyasal-mafyasal tartışmalarına da kısaca değinmekte yarar olduğunu düşünüyorum.

SÜLEYMAN SOYLU AKP’YE ÇOK YAKIŞIYOR!

Kim ne derse desin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun AKP iktidarının karakterini en iyi yansıtan ve MHP’nin de içinde olduğu ittifak blokuna en iyi yakışan bakanlardan birisi olduğunu düşürüyorum. Dün söyledikleri ile bugünkü arasında uçurumlar bulunan, dün hakaret ettiklerini bugün ölümüne savunan (Devlet Bahçeli’nin ve Süleyman Soylu’nun Erdoğan hakkında geçmişteki sözleri herkesin malumu) bir ittifakın iktidarına elbette bu özelliklere sonuna kadar sahip olan bir İçişleri Bakanı yakışırdı!

İçişler Bakanı Soylu’nun adı Organize Suç Örgütü Lideri Sedat Peker’in iddiaları ile gündemleşmeden önce bakanlığının İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet’in eşinin türbesi önünde eli arkada yürüyerek saygısızlık yaptığı gerekçesiyle ön inceleme başlatılması ile gündemdeydi. İmamoğlu’nun mezarlıkta eli arkada dolaşmasına “Bana göre suç” diye yeni bir hukuksal yaklaşım getiren Soylu, hukuk metinlerinde “Soylu’ya göre suç” diye bir madde olmadığının ortaya çıkması ve kamuoyunun bu “absürt” incelemeye tepki göstermesi nedeniyle İmamoğlu hakkında soruşturma izni ver(e)medi. Katıldığı televizyon programında kendisine göre suç da olsa soruşturma izni vermeyeceğini açıklayan Bakanın bu davranışı, yandaş kesimler tarafından “Demokratça bir tutum” olarak yorumlandı. Oysa, işbaşına geldiği günden bu yana “Soylu ve demokratça tavır” sözcüklerinin yan yana geldiği tek bir örnek bile anımsamıyorum ben!


DİBİN DE DİBİ VAR!

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Dipsiz Göl’ün göz göre göre yok edilmesinin altında imzası olan Gümüşhane Valisi Kamuran Taşbilek hakkında soruşturma izni vermeyerek Valiyi korudu. Konuya dair Soylu’nun imzasını taşıyan 23 Eylül 2020 tarihli yazıda yapılan işin “Valilik görevinin ifasında olağan bir uygulama” olduğu ileri sürüldü. Sonrasında yazılanlar ise tam da Soylu tarzını ifade ediyor.

Bilim insanları tarafından 12-18 bin yıl arasında yaşı bulunan bir “doğa harikası” olarak tanımlanan Dipsiz Göl, Soylu’ya göre “yağan kar ve yağmur sularının birikmesinden oluşan bir alan...” sadece! “Farklı şehirlerde konumlanmış olan kurumların şikayet dilekçelerinin neredeyse tek elden çıkmışçasına benzer bir biçimde kaleme alındığı” da gösteriyor ki, “Oluşturulan olumsuz algı üzerinden toplumda ‘doğa katli’ gibi infiale sebep” olunmak amaçlanmış! Dipsiz Göl diye bölgedeki başka göllerin fotoları da servis edilerek “Konunun maksatlı bir şekilde ele alındığı ve kamuoyunda olumsuz bir algı yönetiminde bulunulduğu” ortaya konmuş!

AKP’nin 20 yıllık iktidarı boyunca yapılanlar birçok kesim tarafından demokrasinin, insan haklarının, tarihe-kültüre-doğal varlıklara saygının, ekonominin, toplumsal barışın dibi olarak nitelenir. Bir eksikle doğrudur da; AKP ile artık bu “dip” metaforu “Dibin de en dibi varmış”, olarak değişti!..

Neyse ki, Dipsiz Gölü yok eden bu dipsiz siyaset anlayışının, tarihin çöp tenekesinin dibini boylamasına çok kalmadı...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...