01 Temmuz 2022 14:36
Kazdağı’nda Çanakkale’ye bağlı Ayvacık ilçesinin Arıklı köyü yakınlarında MTA tarafından başlatılan maden arama sondajları yörede tedirginlik yarattı.
Fotoğraf: Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıklarını Koruma Derneği
Özer AKDEMİR
İzmir
Kazdağı’nda Çanakkale’ye bağlı Ayvacık ilçesinin Arıklı köyü yakınlarında MTA tarafından başlatılan maden arama sondajları yörede tedirginlik yarattı. Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıklarını Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan MTA’nın sondajlarla uranyum ve toryum aradığını söyledi. Bölgede bilimsel çalışmalar yapan emekli öğretim üyesi Prof. Dr Osman Demircan ise yöredeki kayaların içinde radyasyon olduğunu belirterek sondaj çalışmalarının yöredeki halkın sağlığına olumsuz etkileri olabileceğin söyledi.
URANYUM VE TORYUM ARANIYOR
Çanakkale’ye bağlı Ayvacık ilçesi yakınlarında MTA’nın geçtiğimiz günlerde başlattığı sondaj faaliyetleri sürüyor. Kendisi de sondajların yapıldığı Arıklı köyüne komşu Nusratlı da yaşayan Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıklarını Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan, MTA’nın sondaj alanlarının çok geniş olduğunu söyledi. Doğan, “Sondaj makinesi son sürat çalışıyor. Ruhsat alanı çok büyük, Nusratlı, Arıklı, Hasanobası, Ahmetçe, Sazlı, Kozlu, Büyükhusun, Demirci, Hüseyinfakı köyleri proje alanına çok yakın” dedi. Ruhsat alanı içinde arkeolojik sit olan Gargaria Antik kentinin de bulunduğunu belirten Doğan, “Ruhsatta 4. sınıf madencilik deniyor ama biz uranyum ve toryum arandığını öğrendik. Tabii çok endişeliyiz. Hem çevre, hem sağlık, hem arkeolojik eserlerin zarar göreceğini düşünüyoruz. Arama sonucunda cevher bulunursa işletmeye açılmak istenecek ve bu durum da bölgemizin tarımı ve turizmi için ölüm fermanı olacak. ÇED yapılmadan sondajla maden aranmasının son derece zararlı etkileri olabilecek. Hukuki girişimleri başlatacağız” dedi.
Fotoğraf
: Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıklarını Koruma Derneği
YÖREDEKİ KAYALAR HEP RADYASYONLU
Yörede geçmişte bilimsel çalışmalar yapan ÇOMÜ’den emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Osman Demircan bölgede 1870’lerde Fransızlar tarafından işletilen bir uranyum madeni olduğunu söyledi. Demircan, “TAEK tarafından bilimsel bir çalışma da yapıldı o bölgede. Belediye başkanları istemişlerdi. Çalışma sonucunda bir toplantı gerçekleştirildi ve bu toplantının da kitabı yayınlandı. Bilimsel çalışmalara göre yöredeki kayalarda öbek öbek uranyum madeni ve radyasyon var. Kayalardan radon gazı çıkıyor. İnsanlar tabii bu konuda bilgisi olmadıkları için bu kayaları evlerinin inşaatında kullanıyorlar. Evler iyi havalandırırsa hiçbir zararı yok denildi toplantıda ama havalandırılmazsa bu gaz kanser yapıyor” diye konuştu. Demircan, Kazdağı tünellerinin ve yörede yapılan MTA sondajlarının sağlık açısından olumsuz etkilerini olacağı uyarısında bulundu.
“ŞİŞEDEN CİNİ ÇIKARDILAR”
Burhaniye’de zeytincilikle uğraşan Murat Narin, Arıklı ve
Ahmetçe köyü yakınlarında bir zeytin işletmesi ve butik otel için yer
baktıkları süreçte yöredeki uranyum gerçeğini öğrendiklerini söyledi. MTA’nın
yörede yaptığı sondajları çok tehlikeli bir girişim olarak yorumlayan ve
“Şişeden cini çıkardılar” diye değerlendiren Narin şunları söyledi: “1980
yılında aynı MTA köyün girişinde
Fotoğraf: Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıklarını Koruma Derneği
GARGARİA ANTİK KENTİ VE KAYA SUNAKLARI
Bölgede bulunan Gargaria antik kentinin terk edilmesinin nedeninin de bu radyasyon sonucu ölümler olabileceğini ileri süren Narin, “Yöredeki her kayanın başında 6-7 tane sunak görmek mümkün. İnsanlar nedeni bilinmeyen bir şekilde ölmeye başlayınca tanrılarına yakarıyor ve o sunakları yapıyorlardı. Ama fayda etmediğini görünce şehri terk edip dağılıp gittiler. Bu gün başta Arıklı olmak üzere bölgedeki birçok köyde ölümlerin birinci nedeni radyasyon kaynaklı kanserdir. Çanakkale karayolunda yapılan tünellerde çalışanların benim bildiğim 6 insan kanserden ölmüştür. Diğer çalışanlarda da kanser olduklarını duyuyoruz. Bu konu araştırılmalı ve o tünellerin yapımı derhal durdurulmalı. Uyuyan dev uranyum uyandırılmamalı sondaj derhal durdurulmalı.” dedi.
SONDAJLI MADENLER İÇİN ÇED YAPILMASI GEREKİYOR
Jeoloji Yüksek Mühendisi ve Tıbbi Jeoloji Uzmanı Dr. Eşref Atabey sondajlı maden aramalarında ÇED muafiyeti getiren yasal düzenlemenin uranyum gibi radyoaktif minerallerin bulunduğu zeminlerde geçerli olmadığın belirterek, “İlgili kanunda 'sondaj' için ÇED muafiyeti ibaresinden söz edilmemektedir. Yani sondajlı maden aramasında ÇED gerekli değildir diye kanunda açıkça ifade edilmemiştir. Dolayısıyla sondajlı maden aramalarında ÇED gereklidir. Sondaj ve madencilik faaliyetleri sırasında akciğer kanseri (mezotelyoma) nedeni asbest ve eriyonit tozları; pnömokonyoz nedeni demir, kuvars tozu; arsenik gibi zehirli ve sağlığa zararlı mineral tozları havaya karışabilir, radyoaktif mineraller sağlığı tehdit edebilir” dedi. Atabey, Erzincan İdare Mahkemesinin bu yönde verdiği bir karar olduğunu da aktardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder