12 Mayıs 2023 13:59
Ankara Barosu Dr. Necip Hablemitoğlu suikastı davasında tutuklu olarak yargılanan Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) eski yüzbaşısı Nuri Gökhan Bozkır’a işkence yapıldığına dair raporunu mahkemeye sundu
Fotoğraf: DHA
Özer AKDEMİR
Ankara Barosu Dr. Necip Hablemitoğlu suikastı davasında tutuklu olarak yargılanan Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) eski yüzbaşısı Nuri Gökhan Bozkır’a işkence yapıldığına dair raporunu mahkemeye sundu. Bozkır ve annesi tarafından yapılan başvuru sonrası baro tarafından görevlendirilen heyetin cezaevinde yaptığı görüşme sonrası hazırlanan Bozkır’ın kendisine yapılan işkencelere dair korkunç anlatımlarına da yer verildi.
BARO HEYETİ CEVAEVİNDE BOZKIR’LA GÖRÜŞTÜ
Yapılan başvurular sonrası Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi’nce Merkez Başkanı Av. Ertuğrul Cem Cihan ve Başkan Yardımcısı Av. Ömer Karadenizden oluşturulan heyet 17.01.2023 tarihinde Sincan F Tipi cezaevinde tutuklu bulunan N.G. Bozkır ile görüştü. Bozkır baro heyetine gerek gözaltına alındığı Ukrayna’da, gerekse getirildiği Türkiye’de yaşadığı baskı ve işkenceleri ayrıntılı bir şekilde anlattı. 22 Aralık 2021 tarihinde Ukrayna Devlet İstihbarat teşkilatı mensuplarınca Romanya sınırında gözaltına alındığını, elleri ve gözleri bağlı olarak neresi olduğunu bilmediği bir yere götürüldüğünü anlatan Bozkır, Türkiye’ye getirilene kadar bir bodrum katında, kalorifere bağlı olarak ve başında 24 saat boyunca silahlı iki nöbetçinin bulunduğu bir yerde, elleri ve gözleri bağlı olarak tutulduğunu iddia etti.
“TÜRKİYE’YE TABUTLA GETİRİLDİM”
Ukrayna’da tutulduğu son gün bir tabuta konularak, elleri bağlı olarak, Ukrayna uçağı ile Türkiye’ye getirildiğini ve tahminen Ankara MİT mensuplarına teslim edildiğini anlatan Bozkır’ın anlatımlarına göre Türkiye’ye getirildikten çok ağır işkencelere uğradı. Rapor da Bozkır’ın MİT görevlilerine teslim edildikten sonra sürekli ve kesintisiz bir şekilde uğradığı işkencelere dair anlatımlarına yer verildi. Bozkır’ın ağlayarak anlattığı bu işkencelere dair rapordaki ifadelere göre ters kelepçe ile kaba dayağa maruz kalan Bozkır’ın eşi ve ailesinin ölümle tehdit edildiği, nefessiz bırakıldığı, makatına cop sokulduğu, ayaklarına prangalar vurulduğu gibi korkunç ayrıntılar yer alıyor.
12 AYDIR GEÇMEYEN PRANGA İZLERİ
Aradan aylar geçmesine rağmen pranga izlerinin hala ayak bileklerinde durduğu, işkenceler nedeniyle 20 kilo kaybettiğini söyleyen Bozkır’ın ayağındaki pranga izleri Baro heyeti tarafından da görüldü. Yaklaşık 21 gün süren MİT’teki sorgu sırasında avukatı ile görüştürülmediği, doktorlarla hiç yalnız başına görüşemediği için işkence izlerini ve yaşadıklarını anlatamadığı, dolayısıyla kayıt altına aldıramadığı da Bozkır’ın iddiaları arasında. Kendisine ilaç içirilerek konuşturulmaya çalışıldığını, her geçen gün işkencenin dozajı arttırılarak kötü muameleye devam edildiğini ve işkence altında sorgulandığını ileri süren Bozkır, bu nedenle halen uyuyamadığını ve kabuslar gördüğünü anlattı. Yaşadığı işkence ve kötü muameleyi savcılıkta ve Sulh Ceza Hakimliğinde dile getirdiğini ama anlatımlarının kayda geçirilmediğini iddia eden Bozkır’ın bu anlatımları da baro raporunda yer aldı.
“İŞKENCE NİTELEMESİ KAÇINILMAZ”
Baro heyeti Bozkır’la yaptıkları görüşmeye dair gözlemlerini raporlarına şöyle aktardı;
“Başvurucunun maruz kaldığı kötü muameleleri anlatırken yüz ifadesinden, hal ve hareketlerinden olayların etkisinde olduğu, büyük üzüntü duyduğu, psikolojik olarak çok fazla etkilendiğinin gözlemlendiği, özellikle copun makatı etrafında gezdirilmesi ve devamına dair işkence anlatımında konuşamayıp ağladığı bu sebeple hak ihlalleri anlatımına ara verilmek zorunda kalındığı, işkence iddiaları üzerinde yaklaşık 12 ay geçmiş olmasına rağmen başvurucunun ayağında pranga izlerinin halen görülebilir olduğu gözlemlenmiştir”.
İşkence ile ilgili ulusal ve uluslar arası yasa ve mevzuatlara atıflarda bulunulan Ankara Barosu heyetinin 13 sayfalık raporunda şu görüşlere yer verildi;
- Mağdurun iddialarının cinsel yönden tacizi de içerir
şekilde ve ulusal düzenlemelerdeki suçun nitelikli hallerini oluşturur
şekilde işkence suçunu oluşturduğu,
- Kamu görevlilerinin başvurucuya
yönelik eylemlerinin yoğunluğu, ağırlığı, süresi, mağdur üzerindeki uzun
süreli fiziki ve özellikle psikolojik etkileri dikkate alındığında işkence
olarak nitelenmesinin kaçınılmaz olduğu,
- Başvurucuya yönelik yoğun bir
şiddet ve şiddet tehdidi iddialarının bulunduğu,
- İddiaların ağırlığı karşısında
adli makamlarca resen soruşturma başlatılmadığı ve işkence ve kötü muamele
iddialarının değerlendirilmediği, işkence ve kötü muamele konusunda
başvurucunun şikayetleri hakkında etkili bir soruşturma yürütülmediği
başvuru kapsamında anlaşılmaktadır”.
KAMERA KAYITLARI DAHİL TÜM DELİLLER TOPLANMALI
Baro raporunda ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunularak Başsavcılık tarafından soruşturma başlatılması, akabinde işkence suçunu işleyen kişi/kişilerin tespiti ile başvurucu mağdurun da güvenceye alınarak adli ve idari tüm tedbirlerin alınması” gerektiği dile getirildi. Baro ayrıca Bozkır’ın Ukrayna’dan iadesi ve Türkiye’ye getirildikten sonraki sürece dair tüm resmi yazışmaların istenmesine, kamera kayıtları dahil delillerin toplanması gerektiğine dikkat çekildi. Baro raporunda; “Gerekli araştırma sonucu işkence ve kötü muamele nedeniyle elde edilen delillerin hukuka aykırılığının söz konusu olacağından, suç teşkil eden fiillerin ilgili yasa hükümleri uyarınca cezalandırılması ve buna göre değerlendirilmesi, gerektiği görüşü hasıl olmuştur” ifadelerine yer verildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder