18 Mayıs 2023 Perşembe

Kazdağı’ndaki altın-bakır madeninin yeni ÇED’ine de dava açıldı

 

18 Mayıs 2023 14:14


Cengiz Holding’in Kazdağı’nda işletmek istediği altın-bakır madeni için Bakanlık tarafından verilen ÇED olumlu kararının iptali için dava açıldı.

 


Fotoğraf: Kazdağı Ekoloji Platformu

 

Özer AKDEMİR

Cengiz Holding’in Kazdağı’nda işletmek istediği altın-bakır madeni için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından verilen ÇED olumlu kararının iptali için dava açıldı. Dört kurum, 91 yurttaş tarafından açılan davada madene verilen ÇED izninin yürütmesinin durdurulması da istendi.

Çanakkale’nin Bayramiç İlçesi Hacıbekirler Köyü sınırları içerisinde Cengiz Holding’e ait Truva Bakır Maden İşletmeleri tarafından yapılması planlanan Halilağa Bakır Ocağı Kapasite Artışı, Cevher Zenginleştirme Tesisi ve Atık Depolama Tesisi için 2009/7 Genelgesi uyarınca ÇED olumlu kararı verilmişti. Bu karara karşı Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Ege ve Marmara Çevreci Belediyeler Birliği, Ayvalık Tabiat Derneği ve Çan Çevre Derneğinin yanı sıra yörede yaşayan 91 yurttaş adına Çanakkale Nöbetçi İdare Mahkemesine dava dilekçesi verildi.

ÇED SÜRECİNİN BÜTÜN AŞAMALARI İŞLETİLSİN

Dava dilekçesinde proje için Bakanlık tarafından 26.07.2021 tarihinde verilen ÇED Olumlu kararına karşı açılan davalar sonrası Çanakkale İdare Mahkemelerinin önce projenin yürütmesinin durdurulmasına, daha sonra da iptaline karar verdiği aktarıldı. Madenci şirketin mahkeme tarafından verilen yürütmeyi durdurma kararı sonrasında, ÇED Olumlu kararının da iptal edileceğini öngörerek ve iptal kararının sonuçlarını bertaraf etmek amacıyla 2009/7 genelgesi kapsamında yeniden ÇED raporu hazırladığı belirtilen dilekçede, Bakanlığın 2023 tarihinde bu raporla ilgili ÇED Olumlu kararı aldığı dile getirildi. Bu yeni ÇED raporunun 2009/7 genelgesi kapsamında revize bir proje değil yeni bir ÇED başvurusu olarak ele alınması gerektiğinin dile getirildiği dilekçede, bu ÇED başvurusu ile ruhsat sahalarında değişikliğe gidildiğinin belirtildi. Dilekçede, bu sebeple ÇED başvurusu hakkında sadece 2009/7 genelgesine göre değil, ÇED Yönetmeliğinin tüm süreçlerinin tüketilmesi sonucunda bir karar verilmesi gerektiği ileri sürülüyor.

 

Fotoğraf: Kazdağı Ekoloji Platformu

MADEN İÇİN YAPILACAK İKİ GÖLET PROJE DIŞINDA SAYILMIŞ

Ayrıca yapımı planlanan Hacıbekirler 1 ve 2 göletinin entegre projeler olduğuna vurgu yapılarak, bu projelerin tamamı için tek bir ÇED başvurusu yapılması gerektiği ifade edildi. Bakanlık gölet ve hazır beton tesisi projesini ÇED kapsamında görmemiş ve bu iki projenin maden projesi ile birlikte ortaya çıkaracağı kümülatif çevresel etkilerini denetim dışı bırakmıştı.

ARKEOLOJİK VARLIKLAR GEÇİŞTİRİLMİŞ

Maden işletmesi için verilen Nihai ÇED Raporunda yer alan arkeolojik varlıklara dair değerlendirmelerin son derece yetersiz olduğunun belirtildiği dilekçede, daha önceki projenin ÇED iptal gerekçelerinden olan bu durumun yeni ÇED raporuyla da giderilemediği ve aslında giderilmesinin de mümkün olmadığı kaydedildi. Dilekçede, projenin yer aldığı alanın arkeolojik açıdan Somut kültürel varlıklar ve somut olmayan kültür varlıkları olarak iki açıdan değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.

ÇED Alanına ilişkin yapılan arkeolojik tespitler tamamıyla parsel bazında ve tekil olarak ele alındığına dikkat çekilen dava dilekçesinde, “antik yerleşim kadar, yerleşimin orda olmasına neden olan çevresi ile korunması ve bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekirken, ÇED raporunda yalnızca arkeolojik tespitlerin parsel bazında değerlendirildiği bu konuya hiç değinilmediği görülmektedir” denildi. ÇED alanının en önemli unsuru olan Somut Olmayan Kültürel Miras açısından değerlendirilmesi gerekirken ÇED raporunda bu konuya hiç değinilmediğinin belirtildiği dilekçede, “Kaz Dağları antik dönemde “Tanrılara Layık” olarak nitelendirilmiş ve özellikle Anadolu’da geçen antik Yunan efsanelerinin yarısından fazlasına ev sahipliği yapmıştır. Kaz Dağı belki de tüm dünyadaki en önemli somut olmayan kültür varlığı özelliğine sahip iken ÇED raporunda bu durum geçiştirilmiştir” denildi.

ORMANLARA ZARARININ AZ OLDUĞU ALGISI YARATILMAK İSTENMİŞ

Revize ÇED Raporunda madencilik faaliyetinin ormanlara zararının az olduğu algısının yaratılmak istendiğine dikkat çekilen dilekçede, “Ülke genelinde 2021 yılı sonuna kadar 158.917 ha’ı madencilik izni olmak üzere 788.168 ha orman alanı başka kullanımlara tahsis edilmiştir. Ülkemiz genelinde orman alanları artsa da OGM verilerine göre 13 ilimizde orman alanları azalmaktadır. Çanakkale ilinde 2015-2021 yılları arasında orman alanları 522.105 ha’dan 480.465 ha’a gerilemiştir. 41.460 ha’lık bu azalma ile Çanakkale Diyarbakır’dan sonra orman varlığının en fazla azaldığı ikinci ildir” denildi. Firma tarafından kesilecek ağaçların 5 katı kadar ağaç dikileceği taahhüdünün de ekoloji bilimiyle bağdaşmadığına dikkat çekilen dilekçede, “kesilen alan bir orman ekosistemidir. Bu alanda sadece ağaçlar bulunmamakta çok sayıda diğer canlı da alanı kullanmaktadır” ifadelerine yer verildi.

 

Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel

ENDEMİK TÜR TOHUM TOPLAYARAK KORUNAMAZ

ÇED Raporunda alanda 5 endemik bitki türü belirlendiği ve bu türlerin korunması için tohumlarının toplandığı bilgisine yer verildiğine dikkat çekilen dava dilekçesinde Tohum toplamayla genetik çeşitliliğin korunmasının mümkün olmadığı belirtildi.

KÖYLER SUSUZ KALABİLİR!

Dava dilekçesinin sonuç kısmında projeye verilen ÇED olumlu kararının neden iptal edilmesi gerektiğine dair sıralanan bazı maddeler şunlar;

  • Faaliyet Hacıbekirler ve Muratlar Köylerine su temin eden kaynakları etkileyecektir.
  • Projenin başlangıcından etkinin son bulacağı açık ocak dolumunun sonlanacağı yaklaşık 50 yıllık süreç göz önüne alındığında, susuzlaştırma nedeniyle alansal yeraltısu seviyelerinde düşümler olacak, kuruyacabilecektir.
  • Havzada yeraltı sulamasının keson kuyularla yapıldığı, zayıf akifer niteliğindeki bölgede yapılan hidrojeolojik çalışmalarda kuyu verimlerinin çok zayıf,özgül verimin çok düşük olduğu, bu nedenle, bölgede pompajla sulama imkanı olamayacağı görülmüştür.
  • Oluşacak ocak alanındaki gölden yıllık yaklaşık 7x105 m3/yıl buharlaşma faaliyetin bitmesinden birkaç yıl sonra başlayacak bu kayıp doğal hidrolojik döngünün bir parçası haline gelecektir. Küresel iklim değişikliğinin yaşandığı günümüzde bu kayıplar önemlidir.
  • ADT de açık ocaktan toplam yaklaşık 105 milyon ton pasa 90 milyon ton proses atığı depolanacaktır. Milyonlarca m3 malzemenin nereden sağlanacağı, çevresel etkileri ÇED de bütüncül bir anlayıştan uzak olarak farklı bir faaliyet olarak ele alınmaktadır.

Dava dilekçesinde projenin ayrıca iklim değişikliği ile mücadele strateji ve eylem planlarına, yutak alanların korunmasına, sulak alanların korunmasına, tarımın, biyoçeşitliliğin korunmasına, halk sağlığının korunmasına yönelik Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere ve ulusal mevzuata aykırı olduğunun altı çizilerek, ÇED raporunun öncelikle yürütmesinin durdurulması, sonrasında ise iptali istendi.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...