9 Temmuz 2023 Pazar

Ortak!.. (Pazar yazısı)

 

09 Temmuz 2023 04:20




Fotoğraf: Mustafa Şenbahar'ın kişisel arşivi

PAZAR


 

Özer Akdemir

Tüm yazıları

Yaylaköylü Mustafa’nın telefondaki sesi yine ağlamaklıydı ki genelde dertlerini anlatırken hep böyle ağlar gibi konuşurdu. Öncesinde bir fotoğraf atmıştı telefonla çektiği. Köyü tepeden gören bir yol üzerinden çekilen fotoğrafın altına “Köyün etrafı darmadağın! RES, şimdi de GES!..” yazmıştı. Aracın yan camından çekilen fotoğrafta ufkun birleştiği yerde mavi dumanların içinde belli belirsiz bir dağ görünüyordu. Dağa kadar uzanan engebeli yeşil-boz arazide ise 10-15 tanesi sayılan RES direkleri ve otomobilin bulunduğu yolun hemen altında yükseklik nedeniyle belli belirsiz silüetleri seçilen köy evleri bulunuyordu.

Fotoğraftan sonra da cep telefonumdan arayıp yine acıklı bir ses tonuyla sıkıntılarını anlatmaya başladı. “Bize hiç rahat yok! Köyümüzün her tarafını kuşatmıştı RES’ler. Şimdi de altlarına GES panelleri koymak istiyorlar. Hem de benim zeytinliğin bulunduğu araziye” dedi.

Konuyu daha önceden bildiğim ve haberini de yaptığım için yeni bir gelişme olup olmadığını sordum.

“Milli Emlaktan yazı gönderdiler. Şirket arazinizdeki zarar ziyan ne varsa ödeyecek. Artık onlar da arazinin kiracısı diyorlar. Dava açacağım buna da” dedi.

SERMAYENİN KUŞATTIĞI BİR KÖY

Durum gerçekten çok can sıkıcıydı! Karaburun Yarımadası’nın ortasındaki Yaylaköy yıllardır Lodos Enerji Şirketinin RES direkleri ile kuşatılmış, köyün meraları bu devasa direklerle dolmuştu. Köyün çok yakınındaydı bazı direkler ki gittiğimde birçok defa köylülerin bunlar nedeniyle ciddi sıkıntılar yaşadığına, hatta psikolojilerinin bile bozulduğuna dair anlatımlarını dinlemiştim.

Neredeyse 10 yılı aşkındır haberlerini yaptığım için Yaylaköyde birçok köylüyle ismen tanış olmuştum. Buna karşın Mustafa’nın devletten 150 yıllığına arazi kiraladığını ve bu arazide 30 bine yakın zeytin dikerek zeytincilik yaptığını, daha geçen senenin sonunda, buralara GES projesi yapılması gündeme gelince öğrenmiştim.

Tam da verimli çağlarında 30 bin zeytinin kesilmesi, yerlerine paneller konması tam bir faciaydı. Buna karşı Karaburunluların ve Yaylaköylülerin tepkilerini ele alan birçok haber yapmıştım.

GİZEMLİ KOMŞU

Bir gün Mustafa, Karaburun’da yıllardır RES davalarını takip eden bir avukat arkadaşın bu davayı alması için ricacı olmamı istemişti. Avukat arkadaşı aramış, Mustafa’nın talebini ileterek telefon numarasını vermiştim. Bir süre sonra avukat arkadaş bu davalara da bakmaya başladı.

Mustafa 473 dönümlük arazide sadece kendisinin değil komşusunun da zeytinleri olduğunu, toplam zeytin miktarının 30 bini bulduğunu söylemişti bir konuşmamızda. Komşusunu sordum, ‘Kim, o da senin gibi GES’e karşı mı’ diye. Yaylaköylü olduğunu, onun da şirkete karşı olduğunu söyledi ama adını vermedi.

Yine bir gün komşusundan görüş almak için adını ve telini sormuştum. Vermedi, lafı eveleyip gevelediğini görünce ya komşusuyla arası iyi değil, ya da komşusu konuşmak istemeyen biridir diye düşünmüştüm.

ORTAKLAR TANIDIK ÇIKTI!

En son RES’ci şirketin zeytinlikte irtifak hakkı aldığına ve bu nedenle sözleşmenin yenileneceğine dair haber yapmadan önce de sordum bu gizemli komşuyu. Yine garip bir şekilde lafı ağzında geveleyince üstünde durmadım.

Milli Emlakın gönderdiği yazıyı incelerken yazının gönderildiği isimlerden birisinin çok tanınmış bir işadamı ve eski CHP’li vekillerden M. Ali Susam olduğunu gördüm. İsim benzerliği mi acaba diye düşünerek Mustafa’nın avukatı olan arkadaşımı aradım, bu durumdan onun da haberi yoktu. Sonra avukat arkadaş beni aradı arazinin Osman Aydın adında üçüncü bir ortağı olduğunu söyledi. “Bu Osman Aydın Çineli maden patronu olmasın” diye Mustafa’yı aradım ve evet, ortakların ikisi de tahmin ettiğim gibi CHP eski milletvekilleriydi!

Mustafa’ya neden bunu daha önce söylemediğini sorduğumda “sormadınız ki” dedi. Oysa defalarca sormuştum. İşin içinde garip şeyler vardı.

Geçmişte onlarca haberini yaptığım bu isimlerden birisi Çine bölgesinde doğa katliamlarına neden olan, işçilerini silikozis yapıp kapı önüne koyan acımasız maden patronlarından birisiydi. Diğeri ise TEKEL’in özelleştirilmesinde üç kuruşa aldıkları kurumu kısa süre sonra ciddi kârlarla Amerikalı bir sermaye grubuna pazarlayanların içindeydi.

ORTAKLARI İLE ARASI BOZULURMUŞ!

Geçen haftaki pazar yazısında bu konuyu yazdım. Yazının çıktığı gün Mustafa aradı. Sesi bu sefer ağlamaklı değil öfkeliydi. “Oldu mu şimdi? Çok üzüldüm! Ortaklarımla ilgili şeyler yazmışsınız. Ortaklarımla aramı bozacak bu haber” diyordu.

Ortaklarının geçmişteki kirli sicillerini yazıp, 30 bin zeytin ağacı bulunan araziyi köylülerin elinden satın almalarının arkasında bir başka hesabın olup olmadığını sorguladığım yazı Mustafa’yı epey rahatsız etmişti. “Ortaklarımın eski defterlerini karıştırmak RES’cilerin ekmeğine yağ sürer” gibi şeyler söyledi. Ben ise ortaklarının tanınmış kişiler olduklarını, geçmişlerini bilmenin de herkesin hakkı olduğunu anlattım. “Ben size zeytincilikle ilgili akıl vermeyeyim siz de bana işimi öğretmeye kalkmayın” diyerek kestirip attım!

Velhasıl, daha düne kadar haberlerini yapmam için adeta yalvaran köylü şimdi iki eski sermayedarla kurduğu ortaklığın bozulması tehlikesi karşısında umulmadık tepkiler gösteriyordu. Ya kullanıldığının bile farkında değildi ya da işine geldiği için buna izin veriyordu. Onun tepkisi GES projesine karşı açtığı davalarda ettiği masrafların kimler tarafından karşılandığını da ortaya koyuyordu.

ALTINDAN BİR ÇAPANOĞLU ÇIKACAK MI?

Gözümüz Karaburun’daki zeytinlerin ve bu kişilerin üzerinde olacak. Paranın kokusunu 1000 kilometre öteden alan bu iki sermayedar, zeytinler için şirketle pazarlık mı kızıştırıyorlar acaba? Yaylaköylü Mustafa’yı öne sürüp kendileri niçin perde gerisinde kalıyorlar? İşin içinden bir çapanoğlu çıkacak mı zamanla göreceğiz!

Mustafa’daki bu dönüşümü gördüğümde şaşırmadım aslında. Benzer onlarca durumla karşılaşmıştım meslek yaşamım boyunca. Şükrü Erbaş’ın “Köylüleri Niçin Öldürmeliyiz?” şiiri geldi aklıma. Mustafa bu şiiri hak edenlerden biriydi!..

 https://www.evrensel.net/yazi/93281/ortak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...