09 Mayıs 2024 17:30
Şu an TMSF tarafından işletilen Koza Altın Şirketinin Eskişehir Kaymaz’da bulunan altın gümüş madeninin üçüncü kapasite artışı için verilen ÇED Olumlu kararının yürütmesi durduruldu.
Fotoğraf: Evrensel
Özer AKDEMİR
Şu an TMSF tarafından işletilen Koza Altın Şirketinin Eskişehir Kaymaz’da bulunan altın gümüş madeninin üçüncü kapasite artışı ile ilave Maden Atık Depolama Tesisine Çevre ve Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca (ÇŞİB) verilen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu kararının yürütmesi durduruldu. Mahkeme, projedeki çevresel riskler ve teknik eksikliklerin yanı sıra, Çanakkale’nin Merkez ilçesi Serçiler ve Terziler köyleri arasında işletilmek için ÇED sürecini devam ettiren altın madeni işletmesinden cevheri Eskişehir Kaymaz’a getirerek işlemek isteyen şirketin iki projesinin entegre olması gerekirken ayrı ayrı ÇED süreçleri işletilmesinin yasaya aykırı olduğuna hükmetti.
ÇANAKKALE’DEKİ MADENİN DE YÜRÜTMESİ DURDURULMUŞTU
Kaymaz’daki projeye verilen ÇED olumlu raporuna karşı Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nca ÇŞİB’na açılan davaya bakan Eskişehir 1. İdare Mahkemesi ÇED Raporunun yürütmesini durdurdu. Eskişehir Çevre Koruma Ve Geliştirme Derneği, Tema, Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma Ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı ile Koza Altın İşletmelerinin müdahil olduğu davada ÇED Olumlu kararının Anayasaya, çevre hukukuna, usule, hukuka ve bilimsel gerçekler ile kamu düzeni ve kamu yararına aykırı olduğu ileri sürülüyordu.
Dava dilekçesinde Kaymaz Altın ve Gümüş Madeni 3. Kapasite Artışı ile İlave Maden Atık Depolama Tesisine Çanakkale Karapınar köyünde yer madenden 2.700.000 ton cevherin taşınmasının planlandığı ancak madenin ÇED sürecinin henüz tamamlanmadığı belirtilirken, Çanakkale 1. İdare Mahkemesinin açılan davada önce yürütmeyi durdurma, akabinde de dava konusu işlemin iptaline karar verdiği dile getirildi.
“ENTEGRE PROJE OLARAK DEĞERLENDİRİLMELİ”
Dilekçede maden şirketinin zenginleştirme işleminin Kaymaz Altın Madeninde gerçekleştirilmesini planlanmasına rağmen bu konuya ÇED raporunda hiçbir şekilde değinilmediğine de dikkat çekildi. Dava sürecinde yapılan bilirkişi keşfi de bu iddiayı destekler nitelikte bir rapor vermişti. Mahkeme heyeti erdiği kararında bu durumun altını çizerek, “eş zamanlı olarak yapılması planlanan bu projelerin, işlevleri açısından birbirine bağlı ve tamamlayıcı nitelikte olduğu, dolayısıyla, bilirkişi raporuyla da ortaya koyulduğu
üzere entegre proje olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatine” vardı. Bu durumda; ÇED Yönetmeliği gereğince projeler için tek ÇED başvuru dosyası hazırlanıp davalı çevresel etkilerinin kümülatif olarak ve aynı ÇED sürecinde değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekilen mahkeme kararında ÇŞİB tarafında verilen “ÇED Olumlu" kararında hukuka uygunluk bulunmadığını belirtti. Mahkeme heyeti oy birliği ile itiraz yolu kapalı olmak üzere “projeye ilişkin izin, onay ve ruhsat işlemlerinin devam edeceği dikkate alındığında, çevre ve insan sağlığı açısından telafisi güç ve imkânsız zararlar doğurabileceği açıktır. Açıklanan nedenlerle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin yürütülmesinin durdurulmasına” karar verdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder