29 Nisan 2013 Pazartesi

Nükleer işi temel fıkrası gibi!




Özer AKDEMİR

AKP’nin de nükleer enerji politikası otobanda ters yöne giren, ama karşıdan gelenlerin ters yönde olduğunu sanan Temel’in* durumuna benziyor. Çernobil ve özellikle Fukishima kazalarından sonra tüm nükleer santralleri kapatma ve yeni projeleri iptal yönüne giderken, Türkiye’nin Enerji Bakanı Sinop Nükleer Santrali ihalesi için son aşamaya geldiklerini ‘müjdeliyor”!..

ÜZERİ ÖRTÜLMEYECEK

Henüz nükleer tesisleri olmamasına rağmen yıllar önce nükleer kazanın ne olduğunu öğrenen Türkiye, İstanbul İkitelli’de 1999’da meydana gelen olayla “dünyanın en önemli 20 radyoaktif kazası” listesine girmişti. Benzer bir olay aradan 13 yıl sonra İzmir’de ortaya çıktı. Kentin en önemli ilçelerinden Gaziemir’deki eski bir kurşun ve akü fabrikasının bahçesinde nükleer atıkların bulunduğu skandalı patlak verdi. Yıllardır bu atıklardan haberi olduğu ve çeşitli raporlar hazırladığı ortaya çıkan Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK), atıkların üzerine 1200 ton kum döktürerek olayın da üzerini kapatma yoluna gitti. Yine de gerek TAEK’in gerek kenti yöneten mülki amirlerin gerekse hepsinden sorumlu AKP’nin bu skandaldan kolayca yakasını kurtaramayacağı görülüyor.

NÜKLEER YAKIT ÇUBUKLARI DA ERİTİLDİ Mİ?

İşte Gaziemir’deki nükleer atık skandalı ile ilgili geçtiğimiz günlerde İzmir Elektrik mühendisleri Odası (EMO) da yapılan bir toplantıda bu üzeri kapatılmak istenen konunun nasıl uluslararası boyuta taşınabileceği tartışıldı. Nükleer fizik profesörü Hayrettin Kılıç’ın yanı sıra, İzmir ve İstanbul’dan çeşitli meslek örgütü, sendika ve dernek temsilcisinin katıldığı toplantıda kentin göbeğindeki nükleer atıkların tam miktarı ve varsa başka nükleer atık olup olmadığı ile ilgili bağımsız bir kurumun inceleme yapmasının koşullarının zorlanması kararı çıktı. Prof. Dr. Kılıç, TAEK’in olayla ilgili açıklamalarının inandırıcı olmadığı görüşünde; “Alanda tespit edilen miktarda Eurupium nükleer izotopunun olması için on binlerce hurda tv eritilmesi lazım. Bana göre nükleer atık yakıt çubukları da getirilmiş ve eritilmiş olabilir ki umarım öyle bir şey olmamıştır. Onları eritmişlerse yanmış yakıt çubuklarındaki en az 50-60 agresif maddede o bölgeye yayılmıştır. Bir de, 1000 ton çubuk eritsinler onların içinde saf 4 ton gümüş var. Çubukların yapısındaki diğer maddeler de çok kıymetli. Bu işin ucu kıymetli metal ticareti yapanlara dayanacak gibi”.

TAEK BİLGİ GİZLİYOR

Kılıç, TAEK’in cürufların olduğu yerden yaptığı analiz sonucu üç üç izotopun varlığı ile ilgili açıklamasını da inandırıcı bulmuyor, “Burada kasıt var. Bu izotoplar ikinci derece elementlere giriyor. Betonlarla kapatıp geçici olarak kapatabiliyorlar. Ötekilerden bahsetmiyorlar. ‘Burası kimyasal atıktır nükleer değil’ diyor. Bunlar zembille mi geldi”. Kılıç ayrıca uluslar arası nükleer materyallerin korunması anlaşmasına göre nükleer hurdaları satan ve alan ülkelerin bunu Uluslar arası Atom Enerjisi Ajansı’na (IAEA) bildirmekle yükümlü olduğuna dikkat çekerek, “Bu konvansiyonlara göre sorumlu ülke otomatik olarak biz oluyoruz. 5. ve 7. madde açık. Oranın bir nükleer tesis olması şart değil o ülkeye kanunsuz bir şekilde nükleer atığın girdiği tespit edilirse taraf olan ülke IAEA’ye bildirmekten sorumlu. TAEK burası nükleer tesis demiyor. Oranın bir nükleer tesis olması gerekmiyor”.

ULUSLAR ARASI BİR KURUM İNCELESİN

Toplantıya katılan atıkların bulunduğu mahallenin dernek temsilcisi Ramazan Aslan 1992 yılından bu yana esnaflık yaptığı bölgede o günden bu yana atıklar ve zehirle mücadele ettiklerini söyledi. Aslan, bu mücadele sırasında belediye başkanı ve kaymakam dahil birçok kişi ve kurumdan tehdit aldığını aktararak, “İnsanlar korkuyor. Özellik bu hükümet zamanında halk bu olaydan kaçıyor. İlkokulla içice alan. 100 bin nüfus var bölgede” dedi. Kimya Mühendisleri Odası’ndan Şenay Çağıran kurşun fabrikasının bir zamanlar Avrupa’nın saçma ihtiyacının %70’lik bölümünü karşıladığını kaydederek, olayın boyutlarının çok daha genişleyebileceğini ve uluslararası güçlerinde işin içinde olabileceğini söyledi. Birçok kurum temsilcisinin söz aldığı toplantı sonucunda alanın bağımsız uluslar arası bir kurum tarafından incelenmesi, bu kurumun hazırladığı raporla dava açılması görüşü ağırlık kazandı. Metalurji mühendisleri Odası çevre Komisyonu Başkanı Cemalettin Küçük’ün hukuki sürecin yanı sıra eylemliklerle sorunun ülke gündemine taşınması görüşleri de destek gören öneriler arasındaydı. (İzmir/EVRENSEL) 
http://www.evrensel.net/news.php?id=55252
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=571052219595801&set=a.123634057670955.13149.123575381010156&type=1&theater
* Temel otobanda ters yöne girmiş. Bunu gören otoban güvenliği anonslar yapar; “Lütfen dikkat. Bir araç otobanda ters yönde gidiyor!”. Bütün araçların karşınından geldiğini gören Temel “ne bir tanesi hepsi ters yönde bunların” diye anonsa tepki gösterir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...