Bir zamanlar suyundan çay demlenen, yüzülen, balık avlanan
Büyük Menderes Nehri’nde bugün hayvan ölüleri yüzüyor.
Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir
Bir zamanlar suyundan çay demlenen, yüzülen, balık avlanan
Menderes’te bugün hayvan ölüleri yüzüyor. Uzmanlar nehirdeki kirliliğe ve
özellikle hayvan ölülerinin yarattığı sağlık tehditlerine dikkat çekiyorlar.
Afyon Dinar’dan doğarak döküldüğü Ege Denizi’ne kadar
geçtiği 584 kilometre
boyunca çevresine yaşam götüren Büyük Menderes Nehri, günümüzde ne yazık ki
kirlilikle boğuşuyor.
Yıllarca tarımsal ve evsel kirliliğin gelişigüzel
boşaltıldığı nehirdeki bu kirlilik, yıllardır tarımsal sulama mevsimlerinde
kapalı tutulan Söke regülatörü önünde birikiyordu. Regülatör kapakları
açıldığında ise tüm çöpler ve hayvan ölüleri nehir tarafından Ege Denizi’ne ve
Bafa Gölü’ne ulaştırılıyordu. Sorunun çözümüne yönelik girişimlerin ardından
Aydın DSİ Bölge Müdürlüğü regülatörün önüne yaptığı yüzer bariyer ile çöplerin
bu bariyerde biriktikten sonra kepçelerle alınması sistemini yaşama geçirdi.
‘SU GÖTÜRÜR’ DENİYOR
Bariyerde biriken her türden çöp kepçelerle alınıp,
kamyonlara yüklenerek çöp depolama alanlarına götürülüyor. Bu çöpler arasında
onlarca hayvan ölüsünün olması dikkat çekiyor. Hastalık sonucu ölen inekler ya
da vurulan domuzlar çukur açılıp üzerine kireç dökülerek gömülmesi gerekirken
birçok yerde Menderes Nehri’ne atılıyor. İşin en kolay yolu olarak görülen bu
uygulama “Su götürür” mantığıyla yapılırken olan Menderes Nehri’ne oluyor.
NEHİRDEN HER YIL DAHA ÇOK HAYVAN ÖLÜSÜ ÇIKIYOR
Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Veterinerlik Fakültesi
Patoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. S. Serap Birincioğlu her yıl
dere ve nehir yataklarında karşılaşan hayvan ölülerinin sayısının gittikçe
arttığına dikkat çekiyor. Bunların çoğunluğunu, öldükten sonra sahipleri
tarafından akarsulara atılan evcil memeli hayvanların oluşturduğunu belirten
Birincioğlu, nehirde daha az sayıda ölen ya da öldürülen yaban hayvanlarına da
(domuz, kemirgenler, tilki) rastlandığını ifade etti. Birincioğlu, “Ölü hayvanlardan
sulara karışan çeşitli enfeksiyöz ajanlar, akarsu güzergahı boyunca insan ve
hayvanlara kolaylıkla bulaşabilmekte, hatta denizlere ulaşabilmektedir. Bunlar
arasında hayvanlardan insanlara geçebilen ve zoonoz olarak adlandırılan
hastalıklar en önemlileridir. Bu hastalıklardan bir bölümü ihbarı mecburi
statüsüne alınmıştır. Bölgemizde yıllardır görülen zoonoz hastalıklar; sığır
tüberkülozu, anthrax (şarbon), kuduz, brusellozis ve kuş gribidir” dedi.
Birincioğlu, bu hastalıktan ölen hayvanın kokuşması halinde, derileri
yüzülmeden ve uygun bir şekilde nakledilerek diğer hayvanların temas
etmeyeceği, akarsulardan uzak, yer altı sularını kirletmeyecek şekilde en az
iki metre derinliğindeki çukurlara kireçlenerek gömülmeleri veya yakılmalarının
yasal bir zorunluluk olduğunu söyledi.
DÜŞÜNÜLEBİLECEK EN KORKUNÇ SENARYO
Birincioğlu salgınların yıllardır kontrol altına
alınamamasında kontrolsüz hayvan hareketleri, hastalıkların ihbar ve imhasının
yapılmamasının yanı sıra nehirlere ve çöplere atılmasının da önemli bir faktör
olduğunu kaydetti. Birincioğlu, “Biyolojik silah olarak da bilinen şarbon
hastalığı bunlar içerisindeki en tehlikelisidir. Şarbondan ölen bir
hayvanın nehirlerde kilometrelerce sürüklenmesi, düşünebilecek en korkunç
senaryodur. Kuduz, yaban hayatta spontan olarak varlığını sürdürmektedir,
tüberkülozlu sığır sayısı hiç de az değildir. Kendinizi, insanları,
hayvanları, çevrenizi, ülkenizi korumak adına ölen hayvanları asla çöpe, nehre
ve denize atmayınız. Derin çukurlara gömün, sönmemiş kireç dökün veya en yakın
resmi kurumlara ihbar ediniz.” dedi.
KURUMLARA BÜYÜK İŞ DÜŞÜYOR
Ekosistemi Koruma ve Doğa Severler Derneği (EKODOSD) konuyla
ilgili yaptığı açıklamada kurumlara büyük iş düştüğüne dikkat çekti. EKODOSD
açıklamasında “Bu durumun sağlık açısından ne gibi olumsuz etkiler getireceği
bilimsel olarak ortadadır. Başta Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı olmak
üzere, ilgili kurumlar bu tür vakalarda ölen hayvanların nerelere ve nasıl
gömüleceği konusunda iş birliği yaparak, hayvan sahiplerine bilgilendirmeli ve
yardımcı olmalıdır” denildi. EKODOSD; Çevre ve Şehircilik Bakanlığının, halk
sağlığını ve doğal yaşamı yakından ilgilendiren, Büyük Menderes Nehri’ne atılan
çöplerin engellenmesi ve her yıl giderek kirlenen su kalitesinin
iyileştirilmesi için bir çalışma başlatması ve gerekli yaptırımları uygulaması
gerektiğine dikkat çekti.
ÇEVRE 19 Ağustos 2017 04:30
http://www.izgazete.net/cevre/buyuk-menderes-nehri-olum-kusuyor-h18142.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder