Bir ayı aşkın süredir zeytin nöbetine devam eden Gülpınar
köylüleri 'Son malzeme gidene kadar nöbeti bırakmayacağız' diyor.
Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir
Köy yakınlarındaki zeytinlik alanda yapılmak istenen
jeotermal santraline karşı bir ayı aşkın bir zamandır zeytin nöbeti tutan
Ayvacık Gülpınarlılar, şirketin alanı terk etmeye başlamasına rağmen nöbeti
bırakmıyor. “Son iş makinesi gidene kadar burayı terk etmeyeceğiz” diyen
Gülpınarlılar, gece gündüz yaşam nöbetlerine devam ediyor.
Jeotermal santraline karşı zeytinliklerini koruyan Ayvacık
Gülpınarlıların direnişi sürüyor. Gülpınar köylülerinin nöbet tuttuğu
zeytinliğe gitmeden önce muhtarlık binasında görüştüğümüz Köy Muhtarı Ünal
Karagöz, şirketin oldu bitti ile yapmak istediği zeytin katliamı ve doğa
talanına köylülerin izin vermediğini söyledi: “Baktık şirket dur, bekle
demekten anlamıyor, köylüler nöbete başladılar. Bilhassa kadınlarımız. Kendi
aralarında bir nöbetleşme sistemi kurdular. Bir aydır gece gündüz nöbet
tutuyoruz. Muhtarlık olarak da biz nöbete araç gereç, su, buz gibi
yardımlarımızı yapıyoruz.” Köylülerin nöbeti bırakmadığını ve şirketin
tamamen gitmesini beklediğini aktaran Karagöz, “Araziyi tamamen boşaltsalar da
yine sürekli kontrol edeceğiz. Bunların ne yapacakları belli olmaz” dedi.
TUZLA KÖYÜNDE DURUM İÇLER ACISI
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünün ‘Bu alanda JES
yapılamaz’ raporu olmasına rağmen, bakanlığın sondaj izni verdiğini belirten
Karagöz, “Burası komple zeytinlik. Antik kente 500 metre uzaklıkta
sondaj alanı. Köyün tam hakim yerinde” diye konuştu. Komşu Tuzla köyünde
JES şirketlerinin bir yılı aşkın bir süredir çalıştığını, hatta iki tane
elektrik üretim santralinin kurulduğunu ifade eden Karagöz, “Maalesef Tuzla’da
hiçbir karşı çıkış yok. Orada zeytinler kurumuş, bitkiler zarar görmüş. El
altından para verip susturuyorlar. Çıkan akışkanı Tuzla Çayı’na saldıkları için
bütün canlılar öldü. Tuzla Ovası 15 köyün ve Ayvacık ilçesinin geçim kaynağı.
Hem sulama kanalı yapıyorsun hem de aynı yere jeotermal santral izni
veriyorsun. Ya birini yap ya diğerini. İkisi aynı anda olur mu?” dedi.
Direnişin 32. gününde Gülpınar’da sondaj alanının hemen yanı
başına, zeytinliklerin içerisine çadırlarını ve gölgeliklerini kurmuş,
çoğunluğu kadın yaklaşık 20 Gülpınarlı şirketin alanı terk etme çalışmalarını
sevinçli bir şekilde izliyorlardı. Çocukları, evcil hayvanları, el işleri ve
kitapları ile nöbet tutan köylü kadınlar, şirketin direniş başlamadan yaptığı
tahribatı gösterdiler.
Köylülerden Gönül Işık, şirketin ilk olarak ‘Tavuk çiftliği
kurulacak’ diye işe başladığını, daha sonra kendilerine termal otel
yapılacağının söylendiğini ifade ederek, “İşin aslı biraz gevşek davrandık.
Sonra TIR’lar malzemeleri getirmeye başlayınca uyandık. Hemen köylülerle
toplandık, önce hukuki süreci başlatalım dedik. Bizim toplantımız sırasında bir
gecede bütün malzemeyi buraya indirdiler, çalışmaya hazır duruma geldiler. Bunu
öğrenince nöbet tutmaya başladık ve biz gelince çalışamadılar. O zamandan beri
onlar orada, biz burada oturduk. Şirket ‘Zarar ediyorum’ gerekçesiyle çekilmeye
başladı. Sabahtan akşama kadar buradayız. Buradan son malzemelerini çıkarana
kadar da gitmeyeceğiz” dedi.
AĞAÇLARI KESİP TOPRAĞA GÖMDÜLER
Direnişe katılan diğer köylülerle konuşmaya devam ederken,
Hanife Erol adındaki bir köylü de “Burası hep zeytinlikti. bir ayda bu hale
getirdiler. 17 tane zeytin kestiler. kestikleri zeytinlerin kimisini taşıdılar
kimisini de bu toprağın altına gömdüler. Burası böyle tepe, uçurum değildi. bu
şirket kazıp yığdığı topraklarla böyle yaptı burasını. Az ilerde tarihi tapınak
var. Oraya da etkisi olacaktı bu çalışmanın.” dedi.
ÇEVRE 12 Ağustos 2017 06:12
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder