29 Nisan 2019 Pazartesi

Prof. Dr. Arif Hikmet Çımrın: Meslek hastalığı utanç verici bir durum


29 Nisan 2019 04:17


9 Eylül Üniversitesi Meslek Hastalıkları Kliniği Başkanı Prof. Dr. Arif Hikmet Çımrın, "Meslek hastalıkları önlenebilir" dedi.

Özer AKDEMİR
İzmir

Prof. Dr. Arif Hikmet Çımrın: Meslek hastalığı utanç verici bir durum
9 Eylül Üniversitesi Meslek Hastalıkları Kliniği Başkanı Prof. Dr. Arif Hikmet Çımrın başta silikozis hastası işçilerin durumu olmak üzere meslek hastalıklarına dair sorularımızı yanıtladı. Silikozis hastalığının en fazla kayaçlarla uğraşan açık ya da kapalı maden ocaklarında, kömür-taş madenlerinde, seramik endüstrisinde çalışan işçilerde ve mineral kullanımı nedeniyle diş teknisyenlerinde görüldüğünü aktaran Çımrın, işyeri ve çalışma koşullarının olumsuzluğu nedeniyle meydana gelen hastalıklara meslek hastalığı denildiğini ifade etti. Çımrın, “Örneğin silikozis hastası bir kot kumlama işçisi ya da diş teknisyeni işyerinde o koşullar olmasa hasta olmayacaktı. O etken ortamdan kaldırılsa hastalık olmayacaktı. Yani bir nedensellik var. Bu utanç verici bir durum bu. Neden utanç verici çünkü meslek hastalığı önlenebilir bir hastalıktır” dedi.
"HASTALIKTAN GERİ DÖNÜŞÜM MÜMKÜN DEĞİL"
Silikozis nedir, nasıl oluşur?
Pnömokonyoz, ister organik, ister inorganik olsun akciğerde meydana gelen iltihabik yapı ile akciğerde meydana gelen bozulmaya verilen genel addır. Silikas soluyanda silikozis oluyor, kömür tozu soluyanda kömür tozuna bağlı kömür pnökonyozu diyoruz. Silikozisi de içeren pnömokonyoz, toz olmasaydı ortaya çıkmayacak bir hastalıktır ama toz akciğere yerleştikten ve akciğerin yapısında bir bozulma ortaya çıktıktan sonra bunun geri dönüşümü mümkün değil. O yüzden işçilere işe girerken ve iş devam ederken periyodik zamanlarda film çekiliyor. Hiç olmazsa erken zamanda bu akciğerdeki değişiklikler insanların yaşamını bozacak kadar şiddetlenmesin, erkence işten ayıralım ve onun yerine başka insanlar çalıştıralım diye bir zihniyet var. Buna ikincil koruma diyoruz biz ve bunu bile başaramıyoruz! Bu insanlar hâlâ ülkemizde akciğer nakline gidecek kadar kontrolsüz bir sağlık sorunuyla baş başa kalıyorlar.
"ERKEN TEŞHİS OLURSA KİŞİ HASTA BİLE SAYILMAZ"
Tedavisi yok mu yani?
Tedavisi yok, önce olamaması için çaba sarf edeceğiz. İkincisi eğer tozdan koruyamıyorsak düzenli olarak sağlığını izleyerek erken bulgular ortaya çıktığında akciğer daha etkilenmeden insanların tozla ilgilisini keseceğiz. Eğer erken teşhis konursa ve erken bulgular saptayıp kişiyi tozdan uzak tutarsanız, bu kişi hasta değildir. Sadece akciğerde toz birikimine bağlı bulgular vardır. Bu insanın normal yaşamını sürdürmesinde, çalışmasında hiçbir mani olmayacaktır. Ancak siz bunu kaçırıp, toza maruz kalımı devam ederse ve kişinin akciğerindeki bu etkilenmenin devamını önlemezseniz o zaman akciğerdeki bu bozulma zaman içinde şiddetlenir ve kişinin ölümüne gidecek bir solunum yetmezliği meydana gelir. Buradaki anahtar kelime şu; solunan silika gibi maddelerin hangi oranda olduğu ve ikincisi de soluduğumuz tozun havadaki konsratrasyonu.
"HASTALIK HİÇ BELİRTİ VERMEDEN SİNSİ SİNSİ GELİŞİR"
Hastalığa yakalanma süreci ve hastalığın gelişim seyri nasıl?
Yoğun tozun içinde çalışan bir kişinin hastalığa yakalanma olasılığı ilk beş yıl içinde çok yüksekken, çok düşük dozda bir maden isçisinde bu hastalığa bağlı bulgular 10-15 yıl gibi daha uzun zamanda çıkabilir. Kot kumlamasında ise öyle bir hastam vardı ve şöyle anlatmıştı çalıştığı yeri: “Yaklaşık 6 metrekarelik bir alanda üç kişi duruyorduk. Ben kot kumluyordum. Yanımda bir destek elemanı ve diğer tarafta da kumlanan ürünü alan biri vardı. Kumlama sırasında yanımda duran kişiyi göremeyeceğim yoğunlukta toz vardı. O bahsettiğim çocuk yaklaşık 2 sene sonra ağır silikozis olmuştu ve ondan sonraki yıllarda akciğer nakline gidilmişti.” Erken dönemde akciğerin yapısı iyice bozulana kadar hiçbir yakınmaya bulguya neden olmuyor. Akciğerler belli bir sınırı aştığında halsizlik, zayıflama, nefes darlığı, bitkinlik gibi şikayetlerle sinsi sinsi kendisini gösteriyor ve o noktaya geldikten sonra iş işten geçmiş oluyor.
"İŞÇİLERİ İŞTEN ÇIKARMAK YERİNE İŞ KOŞULLARI DÜZELTİLMELİ"
Silikozis hastası işçiler Çine'de olduğu gibi hemen işten çıkarılıyor. Bu işçiler ne yapmalı?
Akciğer filminde silikozise bağlı ufak tefek bulguların görünmesi o kişilerin işten çıkarılmasını gerektirmiyor. Aslında bu, o insanlar çalışmalarını engelleyen sağlık sorunu anlamına gelmez. Yapılması gereken şey, işyerinde tozun solunum miktarının azaltılmasına çalışmaktır. Bunu yaparsak hem o işçi sağlığını korumuş hem de diğer çalışanların sağlığını korumuş oluruz. Dolayısıyla işçileri işten çıkartmanın bir anlamı yok. İşçi eğer işten çıkarılırsa bazı hukuksal yollar var. İşe dönüş davası açmak ya da maddi manevi tazminat davası açmak gibi. Benim önerim bu tür riskli alanlarda çalışanlar bir sağlık sorunundan kuşkulanıyorlarsa eğer meslekle ilgili, bizim gibi meslek hastalıkları ile ilgilenen kliniklere başvurmaları.
İŞÇİLER KLİNİĞE NASIL BAŞVURU YAPAR?
Patronlar bu tür durumlarda bunun bir meslek hastalığı olarak raporlanmasını istemiyorlar. Bunun nedeni ne?
Birincisi işyerinde hastalığa yol açan koşulları düzeltmek için bir bütçeye ihtiyaç var. Mali yük üstlenmek istemiyor olabilirler. Diğeri de bir tazminat, iş göremezlikten kaynaklanan sosyal güvenlik kurumunun işverene rücu etme hakkı...
İşçiler kliniğinize nasıl gelebilirler?
Kliniğimiz 2012 yılından beri meslek hastalıkları uzmanlık eğitimi ve poliklinik hizmeti veriyor. Türkiye'nin her yerinden olgu müracaatları oluyor. Bize müracaat edebilmek için bölge SGK'dan, 9 Eylül Meslek Hastalıkları Kliniğine sevkini gösteren bir sevk kağıdı almaları ideal yol. Bunun dışında meslek hastalığından kuşkulanan diğer hekimlerin kliniğimize hitaben yazacakları bir sevk kağıdı yetiyor.
Kliniğe en çok hangi işlerde çalışan kişiler başvuruyor?
En fazla toza bağlı, pnökomonyoz, astım hastaları geliyor. Diğer bir hastalık grubu kas iskelet sistemi sorunları. Deri sorunları, ciltle ilgili, alerjik ya da alerjik olmayan hastalıkların yanı sıra stresle ilgili, mesleki ağırlıktan kaynaklı bozukluklar da var. Sonuç olarak dünyada aklınıza gelen bütün mesleki hastalıklara bizim polikliniğimizde tanı koyabiliyoruz.
Yılda ne kadar başvuru oluyor?
2012 den bugüne kadar 6 yıllık zaman diliminde 2 binin üzerinde hasta değerlendirdiğimizi söyleyebiliriz. 2012-2016 arası ilk üç yıllık dönemdeki 862 olgunun yüzde 38'inde toz mesleksel sorun, yüzde 25 ergonomik sorunlar, yüzde 23 kimyasallar ve metalle ilgili toz duman, yüzde 21 işitme sorunları teşhis koyduğumuz ana risklerin başında geliyor.
https://www.evrensel.net/haber/378363/prof-dr-arif-hikmet-cimrin-meslek-hastaligi-utanc-verici-bir-durum

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...