21 Ekim 2019 Pazartesi

İklim Haberciliği Atölyesi'nde İlk Gün: Çevre Haberciliği ve Çevre Davaları (sakine Orman)


ATÖLYE BİA / İKLİM HABERCİLİĞİ ATÖLYESİ - EKİM 2019Sakine Orman

IPS İletişim Vakfı/bianet'in düzenlediği "İklim Haberciliği Atölyesi" bugün başladı. 25 Ekim'e kadar sürecek atölyenin ilk gününde çevre haberciliği ve çevre davaları konuşuldu.


İklim Haberciliği Atölyesi, gazeteci ve Evrensel gazetesi İzmir Temsilcisi Özer Akdemir ve Avukat Hülya Yıldırım'ın katılımıyla gerçekleşti. Atölye BİA’da gerçekleştirilen eğitime, gazeteciler, işsiz gazeteciler ve öğrenciler katıldı.
Atölyenin ilk oturumunda gazeteci Özer Akdemir, çevre haberciliğini ve çevre haberciliğinde saha pratiklerini anlattı.
“Çevre haberciliği yapacaksanız habersiz kalmazsınız”
"Çevre alanında çalışacaksanız habersiz kalmazsınız" diyen Özer Akdemir, "Her yerde ekolojik yıkım var ve bu yıkıma karşı bir mücadele var, bu yıkımların ÇED toplantıları da var. Habersiz kalmazsınız yani" dedi.
Sahadan pratikler ve gazetecilik deneyimleriyle anlatımına başlayan Akdemir, çevre haberciliğine, çevreyi, doğayı kendine dert edinerek başladığını söyledi ve şöyle devam etti:
"Yaşamın savunulduğu yerde tarafsız gazeteci olmaz. Objektif olmalıdır, doğruları yazmalıdır ama yaşam konusunda çevre konusunda tarafsız olunmamalı.
"Halka gerçekleri anlatmak zorundayız. Siyasal nedenlerden ötürü de bu çok az yapılıyor aslında."
Çevre meselesinin kamuoyunun gündemine geldiği ilk yılları anlatan Akdemir, çevre meselesinin günümüzde neden bu kadar görünür olduğunu sordu.
Sorunun cevabını içeren çevre fotoğrafları üzerinden, doğa ve çevre tahribatları konuşuldu.
Özer Akdemir: "Gazeteci bir yolunu bulmalı"
Resim
Akdemir, çevre haberciliğinde fikri takibin, bilirkişi keşiflerinine katılmanın ve ÇED raporlarını dikkatli okumanın öneminden bahsetti. 
"Gazetecinin bilirkişi keşifine katılması çok önemli. Katılamıyorsa, gazetecinin bir şekilde oraya katılmanın bir yolunu bulması gerekiyor" diyen Akdemir, temsil haline gelen çevre mücadelelerini anlattı ve şöyle devam etti: 
Resim
"Ekoloji mücadeleleri bize, aslında bir halkın yaşam mücadelesi olduğunu gösterdi.
"Ve sadece çevre haberciliğinde mücadeleyi değil, panel, söyleşi, bildiri ne varsa konuya ilişkin gelişmeleri izlemek ve takip etmek gerekiyor.
ÇED süreçleri
"Çed raporlarının neresini okuyacağınızı bilirseniz, haberi nereden vereceğinizi bilirsiniz. Konuya hakim olabilirsiniz. Bilirkişi raporlarını iyi okumak gerekiyor dolayısıyla gözden kaçan noktalar olabiliyor." 
Resim
ÇED raporunun ne olduğunu da anlatan Akdemir, hazırlanan ÇED raporlarındaki yanlışlara değinerek; 
"Sadece doğa kirlenmiyor. Hukuk kirleniyor. Maden yasası kırk kez değişti, çevre yasası değişti, maden işletmeleriyle ilgili de birçok şey değişti. O değişiklikleri de değiştirecekleri yeni bir yasa her zaman geliştiriyorlar.
"Yaptığımız haberlerde sadece çevre kirliği değil, toplumsal kirlenmeyi ve toplumu birbirine düşüren meseleleri de vermek gerekiyor. Yasaların da birçok yönünü haberlerinize taşımalısınız."              
Çevre haberciliği yaparken aynı zamanda bir ekolojist olmanın getirilerinden bahseden Akdemir, şunları sıraladı;
Resim
* Haberci, haberin içinde oluyor.
* Haber, direkt sana geliyor.
* Haberi kurarken insani ilişkiler geliştiriyorsun.
* Haberleri de objektif yaptıkça haber kaynakların sana güveniyor.
* Her haberde haber kaynağın değişiyor ve artıyor.  
Özer Akdemir, son olarak gazetecilik pratikleriyle ilgili katılımcıların sordukları soruları yanıtladı.
Bilgi Edinme Hakkı 

Atölyenin öğleden sonraki oturumunda ise, Avukat Hülya Yıldırım, “Çevre davaları ve hukuk” başlığıyla sunumunu gerçekleştirdi.
Avukat Hülya Yıldırım, kent ve çevre davalarında bilgi ve belgeye erişimi, ÇED raporları nasıl okunmalıyı ve ÇED süreçlerine dair teknik bilgiler ve yargı kararlarının okunması ve değerlendirilmesini anlattı.
Avukat Hülya Yıldırım, bilgi edinme hakkını anlatarak başladı.
Bilgi edinme hakkı
Vatandaşın kendi hakkını koruyabilmesi için gerekli bilgiyi edinme hakkı olduğunu anlatan Yıldırım, “Bilgiye erişme hakkı sadece o bilgiye ulaşmakla değil birçok hakla da ilgili aslında. Sağlıklı bir gıdaya erişmek de bilgi edinmeyle doğrudan bağlantılı bir haktır” dedi ve şöyle devam etti; 
“Bilgiye erişmediğiniz noktada bir şeyi yargıya taşımanız mümkün olmaz. Bilgi edinme hakkı, diğer hakları istediğiniz şekilde kullanabilmek adına bir araç olarak kullanılmalı.
“Bilgi edinme bir soruyu sormak ve ona bir cevap almak değildir."
Yıldırım, bilgi edinirken dikkat edilmesi gereken noktaları da şöyle aktardı;
*Bilgi edinmede soruyu soruyorsun ama ne için? Amacınızı saptamanız gerekiyor.
*Bu bilgiyi kimden ve nasıl istemeliyim? Doğru soruyu doğru kişiye sormanız önemlidir.
Kent ve çevre davaları
Mahkemeleri, bilirkişi incelemelerini ve ÇED süreçlerini anlatan Yıldırım, yargı kararlarına da değindi.
Yıldırım, Ekoloji Kolektifi’nin kitaplarını, Mülsüzleştirme Ağı ve İklim Adaleti gibi siteleri kullanılabilecek kaynak olarak önerdi.
Avukat Yıldırım, ÇED süreçlerini anlattı ve şöyle ekledi: 
“Her faaliyet çevre değerlendirme raporu hazırlamak zorunda değildir. Bazı faaliyetler proje tanıtım dosyası hazırlar. Ek1 listesinde yer alan projeler ÇED’e tabidir. Ek2’de yer alan faaliyetler ise proje tanıtımına tabidir. Bir de ÇED kapsamı dışında tutulan faaliyetler vardır."
(SO)
http://bianet.org/bianet/medya/214770-iklim-haberciligi-atolyesi-nde-ilk-gun-cevre-haberciligi-ve-cevre-davalari

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Haberin izini sürmek (Pazartesi yazısı)

  24 Haziran 2024 04:25 Fotoğraf: Özer Akdemir / Evrensel   Özer Akdemir Tüm yazıları Geçen senenin mart ayıydı. Gece gele...