17 Kasım 2019 11:48
Son Güncelleme: 17 Kasım 2019 13:14
Son Güncelleme: 17 Kasım 2019 13:14
Çanakkale’de “Ekoloji Mücadeleleri ve Medya” panelinde
konuşan gazeteciler ekoloji mücadelesini anlattı.
Baykal SAĞLAM
Çanakkale
Çanakkale
Çanakkale’de İda Dayanışma Derneği ve Yurttaşlık Derneği
tarafından, Belediye Çalışanları Sosyal Tesisleri’nde “Ekoloji Mücadeleleri ve
Medya” konulu panel yapıldı. Panele Evrensel Gazetesi Yazarı Özer Akdemir, Artı
Gerçek Yazarı ve Artı TV Programcısı Gazeteci Pelin Cengiz ve Çanakkale Olay
Muhabiri Gazeteci Eren Aşnaz konuşmacı olarak yer aldı. Panelin moderatörlüğünü
ise Gazeteci Filiz Yavuz yaptı.
Gazeteci Özer Akdemir, açılış konuşmasında 10 Ekim
katliamında yaşamını yitiren EMEP Çanakkale Eski İl Başkanı Ercan Adsız’ı
anarak; “Sunuma geçmeden önce bu salona ismi verilen Ercan Adsız yoldaşımızı
anmak istiyorum. Ankara’da 10 Ekim’deki katliamda yitirdiğimiz tüm canları
buradan saygıyla anıyoruz” dedi. Artı Gerçek Yazarı Pelin Cengiz, “Ekoloji
meselesi ile ilgili duyarlılık oluşturma, algı ve farkındalık yaratmak
konusunda medya, nasıl bir etki yaratıyor?” konusunu anlatırken, Muhabir Aşnaz
ise yerel muhabirlerin ekoloji mücadelesine neden katkı sağlaması gerektiğini
anlattı. Yerel muhabirlerin ulusal muhabirlerden farklı olarak aynı zamanda
yaşadıkları alanları bir vatandaş olarak korumak gibi görev ve sorumlulukları
olduğunu belirten Aşnaz; “Bu sorunlar bizlerinde yaşamımızda olan sorunlar.
Bunları kamuoyuna duyurmak, farkındalık yaratmak, bunlara çözüm bulacak
mecralarla iletişime geçebilmek ve bunları çözüme kavuşturabilmek aynı zamanda
bizim yaşamımızı da kolaylaştırıyor. Çünkü biz, bu memleketin vatandaşlarıyız”
dedi.
“‘DIŞ GÜÇLER VE ALMAN VAKIFLARI’ İFTİRASI, HER EKOLOJİ
MÜCADELESİNDE KARŞIMIZA ÇIKTI”
Gazeteci Özer Akdemir; “Nerede bir ekoloji mücadelesi var,
ne zaman bu mücadele gelişti, dış güçler meselesi bizim başımızda bir kılıç
gibi sallanıyor. ‘Bunların arkasında dış güçler var, bunların arkasında Alman
vakıfları var’ diyorlar. Geçtiğimiz haftalarda Kazdağı’ndaki Kirazlı’da verilen
mücadele sürecinde, yerel gazetede ‘Çanakkale’yi bekleyen tehlike!’ diye bir
haber çıktı. Bu tamamen yalan, tamamen iftira ama bunu yeniymiş gibi her
seferinde önümüze getirdiler Bu dış güçler meselesi, yeni bir şey değil. HES ve
nükleer karşıtı mücadeleye de aynı iftira atıldı. ‘Kuyudaki taşı çıkarıp
atabiliriz artık’ demiştik ama çıkaramadık. O taş hala tepemizde duruyor, o taş
hala Kazdağları’nda, Artvin’de ve başka yerlerde karşımıza çıkıyorsa, o taş
hala orada duruyordur. O taşı oraya atanların gün yüzüne çıkıp, insan yüzüne
bakamaması gerekiyordu” dedi.
Altı Gerçek Yazarı ve Artı TV Programcısı Pelin Cengiz de,
“Ekoloji meselesi ile ilgili duyarlılık oluşturma, algı ve farkındalık yaratmak
konusunda medya, nasıl bir etki yaratıyor? Medyada çıkan bir haber, sizin
mücadelenize çok büyük olumlu katkı da yapabilir, mücadelenizi bulunduğu yerden
alıp çok daha kötü, olumsuz bir noktaya da taşıyabilir. Haberin nerede çıktığı,
nasıl verildiği ve dilinin nasıl kurgulandığı çok önemli” dedi.
Çanakkale Olay Gazetesi Muhabiri Eren Aşnaz; “Ekoloji
yaşamın kendisidir bu yüzden gazeteciler yaşamı savunmalı. Yani biz yerel
gazeteciler, bir yandan yaşadığımız memleketin sorunlarını çözerek yaşamın
kolaylaşmasını, hatta yaşamı savunmalıyız. Medya ve medya mensupları yalnızca
yaşam hakkı ihlallerini haberleştirmekle değil, yaşam hakkını savunmakla da
sorumlu aslında. Burada yaşam hakkını savunmak isteyen gazeteciye ise tek bir
habercilik anlayışı ile haberlere yaklaşmak düşüyor. Bu da ‘hak haberciliği’.
Özellikle Kirazlı’da siyanürlü altın madeni işletmesi yapılmak isteniyor.
Bu projede hemen yanımızda yüz binlerce ağaç kesiliyor, koca bir dağın yok
edileceği biliniyor, kullanılacak siyanürün toprağa ve suya karışacağı
biliniyor. Bununla birlikte kendimizin de yaşam alanı olan bu şehirde içme
suyunun artık kullanılamayacağını görüyorsunuz ve ‘bu iddialar istese de
istemese de muhabirim ya da gazeteciyim diyen insan için haber niteliği taşıyan
iddialar’. Yani ekolojik bir yıkımın, kendimizin de içinde bulunduğu
yaşamın (ki ekoloji demek yaşamın kendisi demektir) yok edildiğini görüyoruz.
Bu yüzden de yerel gazetecilerin yaşamı savunması gerektiği bir mecburiyet”
dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder